| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 11.11.2012 |
ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, belediyelere sağlanan olanakların tespiti ve belediyelerin denetimlerinin objektifliğini sağlayacak önlemleri araştırarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması önergesi vermiştir ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bu önerge üzerinde konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, biraz sonra yine bir temel kanun görüşeceğiz. AKP Hükûmeti, Parlamentoyu sürekli devre dışı bırakmak için Parlamentoda kanun hükmünde kararnamelerle, torba kanunla ve istisna olması gereken ancak çok kapsamlı tasarılarda ve ülke için çok önemli tasarıların kanunlaşmasında kullanılması gereken temel kanun yöntemini de esas hâline getirip hemen hemen her kanunda, yedi maddelik kanun tasarılarında bile temel kanun yöntemini kullanmaya başladı ne yazık ki.
Yine, Büyükşehir Yasası da Türkiye için çok önemlidir, ama bu biçimiyle bu tasarı, önce dokuz maddeden oluşan bu tasarı daha sonra Plan ve Bütçe Komisyonundan ve Anayasa Komisyonundan kaçırılarak Meclise otuz dokuz madde hâline getirilmiştir. Yine temel kanun olarak getirilmiştir. Yerinden yönetimin, yerel demokrasinin idam fermanı olan bu tasarıyı biraz sonra gece yarılarında halkın görüntüsünden, izlemesinden, görmesinden uzak bir şekilde görüşmeye başlayacağız.
Değerli arkadaşlar, bu tasarıyla, bilmem farkında mı milletvekilleri ama Osmanlı döneminde kurulmuş yüz yıllık belediyeler mahalleye dönüştürülmektedir. Türkiye'de mevcut belediyelerimizin yarısı kapatılmaktadır. Kültür yoksunu AKP dünya mirası yerleşimleri belediyesiz bırakıyor kapatarak. Tarihî Kentler Birliği üyesi belediyeler İzmir'de Çandarlı, Bademli, Konaklı gibi; dağın, ormanın ve gölün buluştuğu Bozdağ gibi, İmam Birgivi'nin kutsal kenti Birgi gibi, Yenişakran ve antik kent merkezlerinin en önemlilerinden biri olan dünyadaki Sart gibi, Ören gibi, Güllük belediyelerini kapatıyor. Yine tarihî, turizm gelişme bölgesi olan yüz otuz üç yıllık Alaçatı Belediyesini; kış nüfusu 10 bin olan, yaz nüfusu 200 bine çıkan turizm gelişme bölgesi olan Alaçatı Belediyesini kapatıyor ve Kültür ve Turizm Bakanımız da sanıyorum bu arada uyumaya devam ediyor.
Değerli arkadaşlar, bu tasarı seçim sonuçlarını AKP lehine çevirme gibi bir anlayış da taşıyor tabii ki. En önemli aslında neden bu, bu tasarının getirilmesinde ama herhâlde bundan ders almamış AKP Hükûmeti 2009 öncesi bu yola başvurarak İzmir'de oluşturduğu Bayraklı gibi, Karabağlar gibi ilçelerde, İstanbul'da Ataşehir gibi ilçelerde kaybettiğinin farkında değil. Bu yöntemleri uyguladığında halk tarafından cezalandırıldığının farkında değil.
Değerli arkadaşlar, böyle önemli bir tasarıda, böyle belediyeleri kapatma kararında referandum yöntemine başvurması gereken Hükûmet böyle bir yönteme başvurmamıştır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 430 beldede buna başvurduk ve 361.720 oy kullanıldı. 351.908 hayır, 9.126 evet çıktı. İzmir'de yirmi beldede AKP'li, CHP'li, MHP'li, DP'li beldelerde aynı şekilde referandum yaptık ve 25.580 katılım oldu, 25.230 hayır, 291 evet, 59 geçersiz oy aldık.
Millî iradeyi görmezden geliyorsunuz. Hoş, böyle bir endişeniz olsa 8 milletvekili bugün hapishanede değil, Parlamentoda olurdu; altına imza attığınız protokolü uygulardınız; İzmir'de birlikte, aynı bölgede 600 bine yakın oy aldığımız Mustafa Balbay bugün burada, bu Parlamentoda olurdu ama Mustafa Balbay'ın enerjisini demir parmaklıklar arasına kapatamıyorsunuz, oradan bu ülkenin sorunlarına katkı vermeye devam ediyor.
Değerli arkadaşlar, denetimle ilgili? İstanbul 15 milyonluk bir kent, 20 denetmenle denetleniyor. Ankara 4,5 milyonluk kent, 10 denetmenle denetleniyor. İzmir 4 milyonluk kent, 96 denetmenle denetleniyor ve 52 vergi denetmeni sürekli çalışıyor, belediye şirketlerinin -pek âdet olmamak üzere- son beş yılını denetliyor sözde ve İzmir'de inanılmaz bir rahatsızlık yaratarak bu şirketlere fatura kesmiş herkesi sorguya çekiyor ve belediye aleyhine tanıklık yapmaya zorluyor.
Değerli arkadaşlar, İzmir, kamu yatırımlarından aldığı payda seksen bir il arasında 12'nci sıralardan 72'nci sıraya gerilemiştir bu Hükûmet döneminde. 2002'lerde yüzde 6 olan payı yüzde 3'e düşmüştür. Vergide yüzde 10,86'yla 3'üncü sıradayken kamu yatırımlarından aldığı payda 72'nci sıradadır. Adana bu konuda en kötü ilimizdir -bütün muhalif belediyelere çünkü bunu uyguluyor Hükûmet- Adana 10'uncu sırada vergi öderken kamu yatırımlarından aldığı payda 81'inci sıradadır.
İzmir'de dokuz yılın toplamı 4 milyon 393 bin 244 TL kamu yatırımı yapılmıştır. Bakan çıkıp çıkıp "Yılda 8 milyar veriyoruz." diyor ama buna devletin kendi sitelerinden bakabilirler, rakam budur. "Özelleştirme ne kadar yaptınız?" diye sorduk. Başbakanın verdiği yanıtta, 2 milyar 779 bin dolar, yani 5 trilyon özelleştirmeden, İzmir'deki özelleştirmeden kamuya kaynak aktarılmıştır, kamu bütçesine. 4 milyon 393 bin kamu yatırımını çıkarırsanız, İzmir'den 609 milyon kâr etmiştir bu Hükûmet. Maliye Bakanı "30 milyar kâr ettik." diyordu özelleştirmelerden, aynı anlayış İzmir'de de ne yazık ki sürüyor. İzmir'in ödediği vergiler de bu arada, 28 milyar civarındadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, koskoca devletten çok daha fazla yatırım yapıyor İzmir'e.
Değerli arkadaşlar, İzmir'de geçen hafta 27 açılış ve 7 temel atma töreni için Genel Başkanımız geldi. Bu törenleri küçümseyen milletvekilleri oldu, AKP milletvekilleri oldu. Bunların her biri çok önemli projelerdi. Ama ben daha önce, Başbakanın il kongresi sonrasında 771 proje açılışıyla, AKP il kongresi sırasında 771 proje açılışıyla ilgili bir soru önergesi verdim. Gelen yanıt çok düşündürücü, çok komikti. Bu 771 projeden 705'i, bizim iktidarda bulunduğumuz il genel meclisleri tarafından yapılmış köy projeleridir. Bunların içinde tartı istasyonları vardır yol kenarında kurulan, bunların içinde ambulans alımları vardır, bunların içinde yanık merkezi vardır ve yanık merkezine alınan robotik el cihazı da ne yazık ki bir açılış olarak sunulmuştur. Ben "Tuzluk da, eldiven de var mı?" diye soruyorum değerli arkadaşlar.
İzmir'in projeleri, Çamlı Barajı, kentsel dönüşüm projeleri, tramvay projesi, fuar projesi denetimlerle, operasyonlarla kilitlenmeden sonra şimdi İzmir'de yeni bir şey başlatıldı, ihalelere, İzmir'in kendi olanaklarıyla yaptığı ihalelere, yandaş müteahhitler gönderme dönemi başladı. Yazın başında İzbeton'a, İzmir'in asfalt işini yapan İzbeton şirketine gönderilen iki müteahhitle İzmir'in yaz boyunca asfalt yapması engellendi. Şimdi de değerli arkadaşlar, bizim ESHOT şirketimizde, 3.317 şoförün çalıştığı ESHOT'ta, İzelman şirketimiz her sene ihaleyi alır ve ESHOT'un işini görürdü.
Değerli arkadaşlar, İzmir Büyükşehir Belediyesinde, biliyorsunuz, taşeronluk bitirilmişti. Şimdi, Deniz Feneri sanıkları, İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki itfaiye eri ihalesinden sonra, Lapis Eğitim Organizasyon, şimdi, İzmir'de ortaya çıktı. "Etkin Eğitim Organizasyon" adı altında, Beyaz Holdingin o kurucularından, ortaklarından Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan -ortakları arasında olan- yüzyılın soygunu Deniz Feneri sanıkları bu ihaleye de girerek düşük teklif vermişlerdir. Kamu İhale Kurumu, kendisi bir yolsuzluklar kurumu hâlindedir ama şikâyetleri inceleme, sonuçlandırma sürecinde, İzmir'in projeleriyle ilgili yapılan şikâyetlerde, 56'ncı maddeye göre yirmi günde karar vermesi gerekirken seksen beş gün sonra sadece yazı yazmakla yetiniyor.
Değerli arkadaşlar, bu Hükûmetin anlayışı büyükşehir belediyelerinde de hâkim. Tıpkı, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde, Ataşehir Belediyesi üç yıldır imar planlarının onaylanmasını bekliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALAATTİN YÜKSEL (Devamla) - Ankara Büyükşehir Belediyesi Çankaya Belediyesinin yaptığı parkı gece yarısı gelerek 2 kez yıkıyor, yıktıktan sonra Meclis kararı alıyor.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
ALAATTİN YÜKSEL (Devamla) - Bu ayrımcılıkları, on dakika değil, on saat anlatsanız yetmez. Onun için, süremi doldurdum.
Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)