| Konu: | 677 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/789) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 06.02.2018 |
CHP GRUBU ADINA DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Söz konusu kanun hükmünde kararname, Silahlı Kuvvetler mensubu 2 bin, İçişleri Bakanlığı mensubu 10 bin, diğer bakanlıkların mensubu 3 bin olmak üzere, 15 bin kişinin ihracıyla ilgili bir kanun hükmünde kararname, esası bu. Tabii, bunların hak arayışının önünü kesmeye yönelik de maddeler var. Aynı kanun hükmünde kararnamede 312 kişi ise göreve iade ediliyor. 375 dernek, 9 medya, 1 hastane, 18 vakıf kapatılırken önceden kapatılan 175 dernek tekrar açılıyor.
Şimdi, bütün bu kararlar idarenin kararıyla alınıyor, Hükûmetin kararıyla alınıyor, yargıya kapalı, tazminat hakları yok. Yargı açısından Anayasa Mahkemesi, idari yargı, komisyon ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi devrede olmadığı için aslında OHAL'le birlikte hukuk da devre dışında kalıyor. Bu kararnamede ihraç edilen özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet görevlilerinin çoğu gençler. Bu genç eğitilmiş insanların, ülkeye hizmet etmek için üniforma, atama bekleyen gençlerin bugün bir kısmı olan 32 kişi bizi ziyarete geldi. Güvenlik soruşturması istiyorlar, rütbelerini, üniformalarını geri istiyorlar, vatana hizmet etmek istiyorlar. Tek talepleri de bakanlıkların, Hükûmetin güvenlik soruşturması yapması ve bu eğitilmiş gençlerimizden gerek sınır ötesi harekâtta gerekse iç güvenlik harekâtında yararlanılması. Bu talebi bu Meclis kürsüsünden bir kez daha tekrarlıyorum. Annelerin "Üniformamızı geri verin." çığlığını siz milletvekillerine bir kez daha iletiyorum.
Tabii, bu 15 Temmuz kâbusu, oraya gelen süreç ve biraz önce listelediğim 15 bin kişinin işinden aşından edilmesine neden olan ortam, hepimiz biliyoruz ki siyasi istismarların, siyasi iktidarın tedbir almaması sonucu gelinen bir karanlık gecedir, karanlık noktadır. Geçmişte, tabii, son on beş yıl ağırlıklı olmak üzere, YAŞ kararlarıyla atılan, bazı irticai örgütlerle ilişkisi bulunan kişilerin atılmasına engel olunması, bunların, atılanların belediyelerde işe alınması, örgütle bağlantısı olanların sadece... (Uğultular)
BAŞKAN - Sayın Çiçek, bir saniye efendim.
Sayın Küpçü, siz Başkanlık Divanı üyesisiniz, lütfen efendim, rica ediyorum.
Sayın Çiçek, buyurun.
DURSUN ÇİÇEK (Devamla) - ...dinî değerlere fazla önem verdikleri için bunların sistemden atıldığı yönündeki dedikoduların ne kadar asılsız olduğu 15 Temmuzda bütün milletçe anlaşıldı. Öyle ki özel yetkili mahkemeler bu Mecliste kapatılırken, biz cezaevinde bu salondaki tartışmaları izlerken inanın hayretler içinde kalıyorduk. Şimdi, bu mahkemeler niye kapatıldı? Adalet dağıtılmadığı için kapatıldı; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde 20 bine yakın başvuru yığıldığı için, Türkiye'nin itibarını sarstığı için kapatıldı. Ama kapatılırken ne yapıldı biliyor musunuz sayın milletvekilleri? Bu özel yetkili FETÖ militanlarının görev yaptığı mahkemeler, elindeki dosyayı karara bağlayıncaya kadar o dosyalara bakacak diye karar alındı karar, bu salonda alındı. İşte, o mağdurlardan, Silivri'de cezaevinde izleyen bir kardeşiniz olarak söylüyorum: Bu kararı alanlar şu an hapiste mi, ihraç edilmiş mi? Hayır, birçoğu burada milletvekili.
Temmuz 2009, askerlerin yargılanmasını bu Meclis değiştirdi. "Savaşta, barışta" bir kelime oyunuyla bizi FETÖ militanı hâkim, savcı kılıklı hainlerin eline teslim ettiniz, ondan sonra "15 Temmuz niye oldu?"
Yine aynı süreçte, yarım maaşla, iadeli taahhütlü, ekinde DVD olan 1.722 mektup -belki aranızda da yetkililer vardır- gönderdik gazetecilere, Başbakana, Cumhurbaşkanına ama biz ikna edemedik, FETÖ kandırdı.
5 Ağustos 2013 -hiç unutmuyorum- "Ergenekon mahkemesi" denen hainler bize ceza yağdırırken, ağırlaştırılmış müebbet cezaları yağdırırken biz onlara "Bu salonlara, Silivri'ye sahip çıkın. Darbeci de sizsiniz, terörist de sizsiniz; burada sizi yargılayacağız." dediğimizde bize gülmüşlerdi çünkü arkalarında siyasi iktidar vardı, arkalarında emperyalizm vardı, arkalarında siyonizm vardı; biz tek başımıza onlarla mücadele ediyorduk.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biz de burada söylerken gülüyorlardı.
DURSUN ÇİÇEK (Devamla) - Sonra ne oldu? "Aldatıldık, kandırıldık." Şimdi onları hapishaneye, o Silivri'ye tıktık, hesap soruyoruz ama bunların içinde masum olan; hukukta karşılığı olmayan, dershane, banka hesabı, sendika üyeliği gibi farklı nedenlerle ihraç edilen; komisyonlar, adalet çalışmadığı için hâlâ mağdur olan insanların bir an önce FETÖ militanlarından ayıklanması ve ailelerine, işlerine kavuşturulması gerekir. Ben bunu beş yıla yakın hapis yatmış bir FETÖ mağduru olarak, bir milletvekili olarak size söylemek istiyorum.
Şimdi, bir kısmı ihraç edildi, atılanların yerine ek görevlilerle şu an kamu hizmetleri yürütülmeye çalışılıyor, ilave olarak Fırat Kalkanı, arkasından Zeytin Dalı Harekâtı'yla Silahlı Kuvvetlerin yükü çok daha ağırlaştı ama bakıyoruz, bu eğitilmiş gençlere hiç el atılmıyor, özlük haklarına, geride her an bir şehit, gazi haberi bekleyenlerin evlatlarına, hayat seviyelerine hiç el atılmıyor ama devamlı onlardan görev bekliyoruz, başarı bekliyoruz, "Git, şehit ol, gazi ol." diyoruz. Sayın MHP Genel Başkanını buradan davet ediyorum, özlük haklarıyla da ilgilensin bu gençlerin, Silahlı Kuvvetler mensuplarının, güvenlik kuvvetlerinin özlük haklarını da her salı günü gündeme getirsin, özellikle rica ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Getiriyoruz biz, getiriyoruz biz, rahat olun, Komisyonda getiriyoruz.
DURSUN ÇİÇEK (Devamla) - Bekliyoruz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Duymuyor musun? Getiriyoruz, aynı Komisyondayız.
DURSUN ÇİÇEK (Devamla) - Komisyon çalışmıyor ki. Ne zaman toplandı?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Gayet iyi çalışıyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Senden gizli yapıyorlarmış!
BAŞKAN - Sayın Çiçek, siz Genel Kurula hitap edin.
DURSUN ÇİÇEK (Devamla) - Aynı Hükûmet Irak'ta hata yaptı, Suriye'de hata yaptı, Bağdat'ı yok saydı, Barzani'yi bağımsızlık referandumu yapacak şekilde cesaretlendirdi. Suriye'de "dostum Esad" "düşman Esed" oldu, "katil, terörist Esed" oldu. Neden oldu? Büyük Ortadoğu Projesi nedir? Eş başkanlığı neydi? İstifa ettik mi bu görevden? Bunları iktidar grubuna soruyorum.
Isparta Milletvekilimizin bugün bir açıklaması var Sözcü'de; "Sözde çözüm süreci sonunda 1.700 şehit verdik." diyor, "Ordu şimdi de Hükûmetin Irak ve Suriye'deki hatalarını düzeltiyor." diyor. Bu bir gerçeğin altının çizilmesidir. Gerçekten de on beş yıldır iktidarın yaptığı içeride ve dışarıdaki hataların bedelini Mehmetçik ödüyor, şehitlerimiz ödüyor, gazilerimiz ödüyor ama siyasiler bir türlü bunun hesabını vermiyor. İnşallah iktidar değiştiğinde bu yargı siyasi ayaktan da bu hesabı soracaktır.
Bugün Genel Başkanımız açıkladı, biz terörün hepsine karşıyız, her türlü teröre karşıyız, amasız, fakatsız karşıyız ama çözüm sürecinde FETÖ'yle Türkiye'yi yönetirken, başka terör örgütleriyle masalarda, kapalı kapılarda görüşenler, resim verenler herhâlde iktidar partisinin siyasi kişilerinden başkası değil. Bunun resimleri sosyal medyada onlarca var, yüzlerce var.
Tabii, Ege adaları gündeme geldiğinde susuyoruz ancak...
Süremin sonuna geldim. Bu millet bizi iktidara getirdiğinde bu siyasi iktidarın yaptığı bütün hataları düzelteceğiz ve kumpas davaları dâhil bu hesabı Türk yargısı, Türk milleti adına, hata yapanlardan soracağız.
Saygıyla selamlıyorum, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çiçek.