GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 689 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/835) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:56
Tarih:07.02.2018

MHP GRUBU ADINA AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 483 sıra sayılı Kanun Hükmünde Kararname hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, ülkemiz, bulunduğu jeostratejik konumu itibarıyla, sahip olduğu tarihî ve kültürel mirasıyla, mevcut bütün zenginlikleriyle ve hedeflediği iddialı geleceğiyle çok sayıda mihrakın ezelden bu yana hedefi hâlindedir. Diğer yandan, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada jeopolitik riskler de artarak devam etmektedir. Bunun yanı sıra diplomatik ve siyasi gelişmelerden de ekonomimizi ayrı tutmamamız gerekir. Zira ülkemiz için şu anda ekonomik ve siyasi riskler de artarak devam ediyor. Kısacası ülkemiz iç ve dış terör yanında ekonomik sorunlarla da boğuşarak bununla başa çıkmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda, iç siyasi dayanışmaya ve ortak akılla hareket etmeye de ihtiyaç zorunlu hâle gelmektedir. Türkiye'nin birlik ve beraberliğine hasar vermek isteyenler, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de ekonomik anlamda birçok saldırıda bulunabilecektir. Bizim bağımsızlığımızın temelinde güçlü bir ekonomi anlayışının da bu yüzden bulunması gerekir. İşte bizler de yapıcı ve ilkeli bir şekilde, bu zor günlerde ekonomi politikalarına yön verenlere bu yüzden önerilerimizi bir bir iletmekteyiz. Bu noktada, aşağıda sıralayacağım bazı hususları sizlerin takdirine sunuyorum.

Birinci önem verdiğimiz husus, ekonomik ve sosyal reformlara hız kazandırılması. Bir diğer önemli husus, ekonomimizin ve sosyal yapımızın kırılganlığının azaltılması. Üçüncü sırada, tasarrufların artırılması ve üretim, dış ticaret politikalarının desteklenmesi, ticaret ve yatırım politikalarının doğrudan yabancı yatırımları ve katma değeri yüksek ihracata yönelimi teşvik etmesi ve bunların yeniden düzenlenmesi gerektiğini bir kez daha sizlere belirtmek istiyoruz.

Sayın milletvekilleri, Türkiye 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sonrasında olağanüstü hâl kapsamının içerisine girdi ve tabii ki haklı sebeplerle 21 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen olağanüstü hâlle birlikte bu duruma özgü bazı hukuki enstrümanlar ki bunun başında olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnameleri gelmektedir, bu kararnameler bir bir çıkartıldı. İşte bugüne kadar da 31 adet kanun hükmünde kararnamenin yayımlandığını görüyoruz.

Görüşmekte olduğumuz olağanüstü hâl kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler... Zaman zaman bu kararnamelerin Batılı bazı ülkelerle de örnekler verilip karşılaştırıldığını görüyoruz. Bu karşılaştırma yapılırken aslında Türkiye'mizin içinde bulunduğu şartlar ve stratejik konumunun dikkate de alınması gerekmektedir. Bu stratejik meselelerin başında Türkiye'nin ciddi bir sınır güvenliği meselesi gelmektedir. Bir diğer konu otuz yılı aşkındır devam eden terör sorunu ve bu alanda verdiğimiz büyük kayıplardır.

Son olarak, ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya çok önem göstermektedir ve bu Batılı ülkelerin hiçbirinde de bu örnekler yoktur sayın milletvekilleri. Dolayısıyla yapılan karşılaştırmaların bu açıdan baktığımız zaman anlamı da maalesef kaybolmaktadır.

Öte yandan, ülkemizde yaşanan terör saldırılarında canını kaybedenler için birçok Batılı ülke, bu kıyaslanan ülkeler de dâhil olmak üzere kıllarını bile kıpırdatmazken, kendi ülkelerinde yaşanan en küçük olayda dahi bütün dünyayı ayağa kaldırmaya teşebbüs etmektedirler. Ülkemize karşı yapılan bu çifte standart hepimizin gözlerini açıp millet olarak birbirimize kenetlenmemizi ve güçlü geleceğimizi de birlikte inşa etmemizi gerektirmektedir. 15 Temmuzda ülkemiz çok ciddi bir eşikten dönmüştür. Otuz yıldır mücadele ettiğimiz PKK terörünün yanı sıra bir de kurumlarımızın kılcal damarlarına kadar intikal eden, oraya sızan FETÖ terör örgütü de bu örgütlerin arasına katılmıştır. Terörle mücadelede iktidarın hızlı tedbir almasına ve hareket etmesine imkân sağlayan KHK'ler bugüne kadar pek çok tedbirin ve mücadele yönteminin de önünü açmıştır. İşte, bize de bu şekilde hareket edilmesini idari ve hukuki anlamda gayet doğal buluyoruz ve gerekli görüyoruz çünkü terörün de şakası yoktur; ülkemizin bu konuda maalesef geçmişten bugüne çok acı hatıraları vardır.

Değerli milletvekilleri, su uyur, düşman uyumaz düşüncesini şiar edinen kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz genel bir ifadeyle dile getirdiğimiz bu mihrakları da yok etmek için Afrin'e birtakım harekâtlar düzenleyerek bugüne kadar bunu devam ettirmektedir. Neredeyse yirmi gündür devam eden bu operasyonlar planlandığı gibi başarılı bir şekilde de günümüze kadar intikal etmiştir. Milletimizin temsil edildiği bu çatı altında biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir kez daha özellikle belirtmek istiyoruz: Türkiye'nin bugüne kadar hiçbir komşusunun toprağında gözü olmamıştır ve ona göre intikal etmiştir. Dolayısıyla, baştan yapılan bu harekâtın en temel amacı millî güvenliğimizin bekası ve sınırlarımızın hemen yanı başında devam eden bu tehlikeli unsurları yok etmek olmuştur. Tabii ki, Türkiye'nin gözettiği bir başka önemli konu da vardır, bu da o coğrafyada yaşayan dost ve kardeş bölge insanlarını, bölge halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarmak.

İşte, Orta Doğu coğrafyasında Türkiye, her zaman zulüm ve zarar gören insanlardan yana olmuş, elinden gelen her türlü yardımı da bugüne kadar yapmıştır. Bu bakımdan cansiparane bir şekilde sadece vatanın güvenliğini değil, bir yandan da bölge halkının canını düşünen kahraman Mehmetçik'imize bir kez daha buradan selam ediyor, Yüce Allah'tan güç, kuvvet ve başarılar diliyoruz. Bütün Türkiye olarak uluslararası oyunları ve tuzakları yerle bir eden bu kahramanlarımızın ve geride bıraktıkları onların ailelerinin yanında olduğumuzu da bir kez daha belirtmek istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, bizlerin millet olarak sahip olduğu yaşama ve gelişme azmi, tarihî tecrübe ve istiklalimize olan düşkünlüğümüz en büyük millî sermayemizdir. Sıkıntılı günlerimizin geride kalması da işte bu sosyal sermayemizin gücüyle olacaktır.

Ben bir kez daha burada sözlerimi tamamlarken gerek Zeytin Dalı Harekâtı'nda gerekse de ülkemizin hemen her köşesinde terör saldırılarında şehit olan askerlerimize, sivil görevlilerimize Yüce Allah'tan rahmet diliyorum, onların acılı ailelerine başsağlığı diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum ve Genel Kurulumuzu da saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)