GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal medyada Afrin'le ilgili paylaşımlardan ötürü tutuklananların durumuna, meslek birliklerinin başından "Türk" ve "Türkiye" ibaresinin çıkarılması konusuna ve ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu'nun kadınlara yönelik bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:08.02.2018

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Ben öncelikle birkaç mahkûmun, tutuklunun sorununu dile getirerek söze başlamak istiyorum.

Bu son dönemde, özellikle sosyal medyada Afrin'le ilgili paylaşımlardan ötürü tutuklamaların olduğunu ifade etmiştik ama bu tutuklamalar yetmiyor, aynı zamanda -bundan dolayı tutuklandıkları için sanıyoruz- hakarete ve kötü muameleye maruz kalıyor insanlar. Örneğin bu paylaşımlardan ötürü tutuklanan Muhammet Barış Ceyhan'a "vatan haini" gibi sözler sarf ediliyor. Tabağı olmadığı gerekçe gösterilerek üç gündür kendisine yemek verilmiyor.

Aynı şekilde Saim Serin L2'de tutuluyor. Onun da kaldığı odanın kaloriferleri çalışmıyor ve gözaltına alınmadan on beş gün önce ölüm tehdidi almış. Onun için de L2'ye gönderildiği için korkuyor.

Bir de trans mahkûm var şu anda açlık grevinde olan, daha doğrusu ölüm orucunda olan. Tekirdağ 2 no.lu Cezaevinde kalan Diren Coşkun isimli trans mahkûm tedavi, vegan beslenme ve ameliyat hakkı engellendiği için iki haftadır ölüm orucunda ve bugün de başka bir trans aktivist Kıvılcım Arat ona destek olmak için ölüm orucuna başladı.

Değerli arkadaşlar, siz katılın katılmayın, ne düşünürsünüz bilmiyorum ama bir kişinin cinsiyet kimliği var oluşuna dair en temel ögelerden biridir ki zaten buna katılmak katılmamak değil, bu aynı zamanda evrensel bir hukuk ilkesidir, kabul ettiğimiz sözleşmelere de dayanır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Hele ki ömrü boyunca kimliğini topluma kabul ettirmeye zorlanan trans bireyler için bu kimliğin toplumca inkârı ağır travmalara neden olur. Pek çok trans ne yazık ki benzer baskılar nedeniyle hayatlarına son verecek noktaya geliyor. Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesi açık bir şekilde "Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler, insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir." diyor. Diren Coşkun diyor ki: "Burada insan onuruna aykırı birçok muameleye maruz kalıyorum. Üzerimizdeki ağır tecridin kaldırılması, gasbedilen ameliyat ve tedavi hakkımın iadesi için bedenimi ölüme yatırıyorum. 25 Ocaktan beri ölüm orucu eylemi yaptığımı demokratik kamuoyunun bilgisine sunuyorum." Bu arkadaşımızın sesinin duyulması gerekiyor.

Sayın Başkan, sorunlar bitmiyor. Bir de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sadece süre bitti diyorsunuz, sorunlar bitmiyor.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Süre bitiyor, evet.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - İki konu daha var dile getirmek istediğim.

Biri, kendimin de üyesi olduğum Türkiye Barolar Birliği gibi meslek birliklerinin başından "Türk" ibaresinin, "Türkiye" ibaresinin çıkarılması. Bir de esas olarak zorunlu üyeliğin kaldırılması, böylece kamudan kaynak aktarımının da ortadan kalkmasına ilişkin Erdoğan'ın talimatı demek istiyorum aslında. Yani aslında yaratılmak istenen şu: AKP kendi TMOB'unu, kendi TTB'sini, kendi barolar birliğini oluşturmak istiyor. Bu şimdi AKP'nin hoşuna gidiyor olabilir ama meslek odalarını iktidarın siyasetine böylesine alet etmek esasen herkesin zararına olur. Her iktidar kendi birliğini oluşturacak ve bu odaları kendi yedeğine çekecektir. Eğer saraydan yana değilseniz anlaşılan bir şey de şu ki: Yeterince yerli ve millî değilsiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim anlayışınız için.

"Türk" ve "Türkiye" ibaresini hak etmiyorsunuz demektir, Türklük de onun tekelinde, Türkiye de onun tekelinde. Demek ki saray, bir kurumu yeterince Türk veya Türkiyeli görmüyorsa ya kapatıyor ya kaynaklarını kesiyor. Bu tekçiliği ve meslek örgütlerinde tekelleştirme anlayışını protesto ediyoruz, asla kabul etmiyoruz. Onlar da gereğini yapacaklardır.

Son olarak, Sayın Başkan, ilginç bir ÇAYKUR Genel Müdürü var "Kadın sporculara destek vermek günahtır." diye bir açıklamada bulunmuş. Kaçkar TV ekranlarında canlı yayınlanan "Tele Kulis" programında Rize Yeşilçay Spor Kulübü Kadın Futbol Takımı'nın 2'nci Başkanı açıklıyor bu durumu ve şöyle demiş bu kişi: "Bayan futbol takımı için destek istendi kendisinden. İmdat Sütlüoğlu, Başkanımıza 'Bayan sporculara yardım etmem, günahtır.'" ifadesinde bulundu. Daha önce hentbol takımına yardım yaptınız denince "Evet oraya yardım yaptım, yaptığım için de pişmanım. Bundan sonra oraya da yardım yapmayacağım." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Kayıtlara geçsin.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Bunu ama söylemek istiyorum, son cümlem yani onların çağrısı çünkü.

BAŞKAN - Peki, buyurun Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Zaten çok fazla konuşulan bir Meclis değil.

Kadınlar ÇAYKUR'u boykot ediyorlar; ben onları selamlıyorum. Böyle birini kalkıp da ÇAYKUR'un başına getirenler gerçekten düşünsünler ve onunla ilgili gereğini yapsınlar diyorum.

Çağımızda kalkıp da "Kadın spor takımlarını desteklemek günahtır." diyen birilerinin Türkiye'de bir yerlerin başında olması gerçekten esef verici bir durum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.