| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 08.02.2018 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, ben sizleri değerli sanatçı Cem Karaca'nın "gençler ve daima genç kalanlar" sözüyle selamlamak istiyorum. Çünkü konuşacağım konu internet yasaklarıyla, sansürle ilgili ve en fazla da gençleri ilgilendiren bir konu.
İnternet insanlar için müthiş bir bilgi kaynağıdır arkadaşlar. Öyle ki bugün hem Birleşmiş Milletler hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi interneti temel bir insan hakkı olarak tanımlıyor. Fakat internet sivil toplum için de bilgi yaymayı ve örgütlenmeyi kolaylaştırdığı için, özellikle son yıllarda siyasi otoritelerini fikrî özgürlükleri bastırmak için kullanan hükûmetler interneti bir tehdit olarak görmeye başladılar. Ülkemizde artık ana akım medya Hükûmetin kontrolünde bir manipülasyon aracı olarak kullanılıyor. Bu durumda da yurttaşların büyük kısmı için internet alternatif, doğru bilgiye ulaşmak için temel bir ihtiyaç hâline geldi.
Fakat internet, halktan saklayacakları olanlar için, böyle siyasiler için özellikle gerçekten çok tehlikeli. Neden? Çünkü siyasetin kirli ve gizli belgelerinin de deşifre olması demek internet. İnsanların "Merhaba arkadaşım, ben de seninle aynı şeyi düşünüyorum." demesidir. Örgütlenmek demektir; örneğin, bir TV kanalında penguen belgeseli yayınlanırken sokağa çıkıp "Diren Gezi!" diye "tweet" atabilmektir. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarında ortalığa saçılan yolsuzluk "tape"leri demektir. Bir enerji bakanının IŞİD'le petrol ticaretiyle birlikte anılan Powertrans şirketiyle bağlantısını ortaya koyan belgelerin WikiLeaks'te yayınlanması demektir. Cumhurbaşkanının yakınlarının Man Adası'ndaki şirketlere para gönderdiğini gösteren belgeler demektir. Başbakanın oğlunun vergi cennetlerindeki hesaplarının ortaya çıkması demektir. Zarrab davası, dönemin Ekonomi Bakanı Çağlayan'a verilen rüşvet demektir ve TV kanalları kapatıldığı için tüm bunları inatla internet üzerinden yaptığı yayınlarla ortaya koyan araştırmacı gazeteciler demektir. Fakat yalnızca muhaliflerin değil herkesin bilgiye erişim özgürlüğü demektir internet. İşte bu nedenle, bugün, sansür mekanizması, dinleme, izleme, denetleme ve cezalandırma mekanizmalarıyla birleşerek büyüyor.
15 Temmuzun ardından sadece altı ay içerisinde sosyal medya paylaşımları nedeniyle 3.681 kişi gözaltına alınırken 1.734'ü tutuklandı. Cumhuriyet savcılıklarında hâlihazırda gözaltı talimatı için bekleyen on binlerce dosya bulunuyor. Yalnızca son dönemde Afrin'e yönelik askerî müdahaleye karşı sosyal medyadan "barış" diyen 449 kişi gözaltına alındı. Bir siyasetçi olarak eleştiriyi en fazla dinlemesi gereken ve tahammül etmesi gereken Cumhurbaşkanına ve devlete hakaret suçlamasıyla binlerce kişi hakkında dava açıldı. Toplumsal muhalefet ne zaman yükselse arama motoru sonuçlarını sansürlemek gibi, "web" sitelerinde içerik kısıtlamak gibi, veri hızını kısıtlamak gibi hukuki olmayan yöntemlerle kullanıcıların internete erişimi engelleniyor. Bir bakıyorsunuz Facebook, YouTube, Twitter, bunlar çalışmaz hâle geliyor. WhatsApp'tan, Telegram'dan istediği yazışmaları istediği an elde edemeyen Hükûmet, PTT Messenger gibi bir uygulamayı ortaya sürüyor şimdi. Amaç, her bir yurttaş kiminle ne konuşuyor, her şeyi kayıt altına almak. Şimdi, bir "chat" programını, bir sohbet programının yazılımını bir ekibe yazdırmak üç ay sürer arkadaşlar, bunu bile yerli ve millî diye sunmaya kalkıyorsunuz.
Son olarak Meclise sunulan kanun teklifi RTÜK'ü 21'inci yüzyılın gördüğü en yetkili denetim aygıtı hâline getiriyor. RTÜK ne yapmış? İşte son dönemde 7 yaşındaki kız çocukların şortlu dans gösterisi için ceza vermiş. 7 Kocalı Hürmüz şarkısında geçen "Allah baba" ifadesi nedeniyle "Tevhide aykırıdır, küfür ve şirktir." gibi fetvayı andıran bir açıklamayla 1 milyon ceza kesmiş. Yani İran'daki gibi YouTube, Twitter, Facebook gibi sitelerin bile yasak olduğu bir internet ve bir Türkiye hayal ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Mümkünse Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlamak üzere bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim.
Türkiye'de başta gençler, yurttaşlar bu yönetimden, kadınların, gençlerin hayatını kontrol eden erkek egemen, ikiyüzlü ahlak anlayışından memnun değil ve televizyonlarda binlerce para verilerek yayınlanan o Diriliş, Payitaht, İsimsizler, Söz gibi savaş naraları atılan, erkek egemen kahramanlık yüklü dizileri de izlemek istemiyorlar. Netflix gibi, blutv gibi onlar için farklı platformlarda dünyaya erişim mümkün ve buna devam etmek istiyorlar ama siz diyorsunuz ki neredeyse insanların birbiriyle konuşması için bile VPN yüklenecek, öyle konuşabileceğiz biz.
Ve gençler şunu da soruyorlar: Mevzu ahlaksa sizi kim sansürleyecek? "Ermeni dölü" "Ermeni tohumu" "kahpe" gibi nefret söylemini, cinsiyetçi sözleri kim sansürleyecek? Instagram'dan canlı yayın yapanları da mı sansürleyeceksiniz? Yerli ve millî internet tarayıcısı mı çıkaracaksınız?
Özgürlük güzeldir arkadaşlar.
Genç kalın, genç düşünün.
Saygılar sunarım. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kerestecioğlu.