GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:14.02.2018

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 518 sıra sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın ben de 15'inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Benim üzerine söz aldığım 15'inci maddede, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 3'üncü maddesinde bir düzenleme yapılıyor. Bu 3'üncü maddenin ikinci fıkrasına şöyle bir cümle ekleniyor: "Yapı denetim kuruluşları öncelikle risk bazlı denetim yapar." Bu kanun tasarısının amacı, yatırım imkânları için yerli ve yabancı yatırımcılara elverişli bir ortam hazırlamak. Ancak bunun yaparken doğal olarak insan yaşamı, toplum güvenliği ve sağlığını göz ardı etmememiz gerekiyor. 4708 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesindeki düzenlemeyle yatırımcılar için engeller kaldırılırken, bu amaçlanırken yapı denetim kuruluşlarının sorumluluk alanları olan asli sorumluluklarından tabii ki kurtaramayız. Eklenen fıkrayla "Yapı denetim kuruluşu" ibaresi "öncelikle risk bazlı denetim yapan yapı denetim kuruluşları" şeklinde değiştirilmektedir. Bu eklemeyle ne kastedildiği tam olarak belirtilmemiştir. Kanunun gerekçesine de baktığımız zaman yeterli bir açıklama yapılmadığını görmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, genel olarak tasarının 14 ve 15'inci maddelerinin içeriği Plan ve Bütçe Komisyonunun temel alanı dışında. 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu'nu ilgilendiren bu değişiklikleri de Meclisteki ilgili ihtisas komisyonu olan Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun, hatta ilgili sivil toplum kuruluşlarının, odaların, bu kanunun ilgilendiren tarafların görüş ve önerilerinin alınmadığını ve daha makul, daha uygun talepleri karşılayan bir yasal sürecin olmadığını biz düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, ayrıca ülkeyi on dokuz ay yirmi beş gündür OHAL ile yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin amacını aşan KHK'ler yanında, bizim tüm ısrarlarımıza rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisinin İçtüzük'üne de aykırı olarak torba yasalarla yönettiğini görüyoruz. Başbakanlık tarafından doğrudan gönderilen birçok kanun tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk ediliyor. Oysa bu kanun tasarılarında yer alan maddelerdeki birçok farklı alandaki düzenlemelerin her biri ayrı ihtisas komisyonlarının çalışma alanlarına girmekte ve detaylarıyla uzun uzun görüşülüp tartışılması gerekirken burada hızlıca kanunlaştığına hep birlikte şahit oluyoruz. Bu şekilde yapılan ve çözüm üretmesi gereken düzenlemelerin kendilerinin birer sorun hâline dönüştüğüne şahit oluyoruz. İşte biz bu nedenlerle torba kanun tasarılarının bütününe karşı olduğumuzu buradan tekrar ifade ediyoruz.

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının işte bu zihniyeti, maalesef yasa yapma sürecinde değil demokrasi, hukukun üstünlüğü, işleyen hukuk sistemi, insan haklarına saygı, basın ve ifade özgürlüğü alanlarında da temel sorun olarak ortaya çıkmaktadır. İşte bu temel nedenlerden dolayı tepeden inmeci bir şekilde getirilen ve kısa vadeli yasal düzenlemelerle yeni sorunlara yol açacak düzenlemeler olarak burada karşımıza çıktığını görüyoruz.

Hukukun üstünlüğü ve hukuka saygı bakımından Türkiye'nin dünyadaki yeri her geçen gün kötüye gitmektedir. Yerli yatırımcıların yanında yabancı yatırımcılar için de belirsiz ve güvencesiz bir ortam olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz.

Değerli milletvekilleri, Dünya Bankasının her yıl yayımladığı Dünya Yönetişim Göstergeleri Raporu'nda Türkiye'nin durumu ve dünyadaki yeri şu tespitlerle ortaya çıkıyor: Söz hakkı ve hesap verebilirlikte ülkemizin 204 ülke arasında son iki yılda 14 sıra gerilediğini görüyoruz. Yine, yatırımcılar için çok önemli bir veri olan hukukun üstünlüğü alanında son on iki yılda 18 sıra gerileyerek 108'inci sıraya düşüyoruz. Mevzuat kalitesi, kamu yönetiminin etkinliği alanlarında yine geriye düşüşün olduğu bu verilerle ortaya çıkmaktadır. Nitelikli ürünlerdeki rekabet gücümüzü kaybetmekteyiz, niteliksiz ürünlerde ise rekabet gücümüzün arttığını görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak baktığımızda, Türkiye'nin güçlü hukuk sistemi, güçlü kurumsal yapıları, nitelikli eğitim sistemi ve gerçekten amacına ulaşan tam bir istihdam politikası, güçlü bilim, sanayi, yapay zekâ politikası ve stratejisi olmadan, bu yasal düzenlemede de şahit olduğumuz üzere, ülkemizin gelişmesi, kalkınması, dünyada saygın bir ülke olması mümkün değildir.

Tekrar sizlerle ve vatandaşlarımızla ben bu durumu paylaşıyorum ve sizleri, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özdemir.