GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesine kurulması planlanan termik santrale ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:60
Tarih:15.02.2018

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen tüm yurttaşlarımızı sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Yahya Kemal'e sormuşlar "Ankara'nın en çok neyini seviyorsun?" diye "İstanbul'a dönüşünü." demiş. Benim için de Ankara'nın en sevdiğim yönü Tekirdağ'a dönmesi. Tabii, burada yanlış anlaşılmak istemem, Ankara'ya haksızlık yapmak da istemem. Ankara'yı da çok seviyorum ancak insanlar kendini ait hissettiği yeri daha çok benimserler, ona toz kondurmak istemezler. Benim için de bu yer, her yerden daha çok Tekirdağ.

Ancak Marmaraereğlisi, Şarköy, Malkara, Ergene, Saray ilçelerimizde başlayan, en son olarak da Çerkezköy ve Kapaklı ilçelerimiz arasında yapılması planlanan termik santraller bütün Tekirdağlı hemşehrilerim ve benim gibi herkesin tüm huzurunu ve neşesini maalesef kaçırdı.

Biz yeşillikler içinde doğduk, yeşillikler içinde ölmek istiyoruz, bahçemize ektiğimiz domatesi ve biberi yemek istiyoruz. "Çocuklarımın sağlığı olmayacaksa bana ne elektrikten!" Ne kadar haklı bir isyan, değil mi? Bu söz Tekirdağlı bir kadın hemşehrimin isyanı ama bu, aynı zamanda tüm Trakyalıların, tüm Trakya'nın da isyanı. Onlar düdükleriyle, kap kacaklarıyla "Olmaz be ya!" pankartlarıyla bir mücadele sergilediler, bir direniş sergilediler. Tek bir arzuları var aslında; sağlıklı, huzurlu bir şekilde topraklarını ekmek, biçmek ve yaşamak. Tek, masum bir haklılık bu.

Ama Trakya'nın geleceğini imha planı, geçtiğimiz yıllarda Çerkezköy ve Silivri arasına 545 hektarlık alana yapılması planlanan bir termik santralle başladı. Burada "enerji üretim alanı" ibaresi eklendi. Arkasından, bu kararla birlikte, ÇED raporu olmadan, beklenmeden, Bakanlar Kurulunun kararıyla apar topar bir şekilde acele kamulaştırma çıkarıldı. Danıştay bu acele kamulaştırmayı -yürütmeyi durdurma yaptı- hukuka uygun bulmadı "ÇED raporu yok." dedi "Plan değişikliği henüz kesinleşmedi." dedi ve iptal etti, durdurdu. Ama insanların gözü o kadar ranta açılmış ki, o kadar bu olaya sabitlenmişler ki bu da durduramadı. Akabinde, hemen, yapboz tahtasına dönen Trakya Bölge Planı'nda tekrar bir değişikliğe gidildi. Bu değişiklikle birlikte, maalesef projenin yeri değiştirildi. Vatandaşlarımız yağmurdan kaçarken doluya tutuldular bu sefer. Çerkezköy-Kapaklı ilçemizin sınırları içinde, bol oksijenli yerleşim yeri alanı olan Pınarca Mahallemizde, meşe ormanlarının arasında bu karar alındı.

Maalesef, bu proje gerçekleşirse 250 bin ağacımıza kıyılacak. Kapaklı, Çerkezköy, Çorlu, Saray ilçelerimizle birlikte 1 milyon nüfus etkilenecek. Bölgemizin geçim kaynaklarından biri olan tarım ve hayvancılık bitecek.

Kömür, bütün kullanım alanlarında en tehlikeli ve kirli olan enerji kaynağı ve iklim değişikliğinin bir numaralı sebebi biliyorsunuz, sorumlusu. Bakın, Çerkezköy-Kapaklı'da kurulması planlanan termik santralle beraber bir yılda yakılacak kömür miktarı 7 milyon ton, bölgeye dağılacak kül 2 milyon tonun üzerinde, atmosfere salınacak karbondioksit 12 milyon metreküp. Trakya'nın akciğerleri kükürtle, külle doldurulacak, Trakya'mıza kül yağacak.

Biliyorsunuz, net ithalatçı olduk tarımda artık. Geçtiğimiz sene 5 milyon ton buğday ithal ettik; 2,1 milyon ton mısır ithal ettik. Canlı hayvan, et, samanda dahi ithalatçı durumdayken bu ithalat miktarını artıracak, Türkiye'nin, daha ötesi, dünyanın en verimli topraklarına göz dikmenin, bunları yok etmeye çalışmanın akılla mantıkla bir alakası var mı Allah aşkına?

Sadece doğamız, toprağımız mı? Tonlarca atık suyla hem yer üstü, yer altı su kaynaklarımız da maalesef kirlenecek, tarımsal sulamada kullanılmayacak. Atmosfere karışan bu zehirli gazlar asit yağmuruyla yüzlerce kilometre alanı da zehirleyecek. Bu, cennet Trakya'mızın sonu olacak.

Şu çok kıymetli, şunu söylemek lazım; tabii, aslında bu süreç bize şunu da gösterdi: İktidarın Ergene Havzası Koruma Eylem Planı sözde korumacı eylemlerindeki, niyetindeki ikiyüzlülüğü, samimiyetsizliği de gösterdi çünkü "Biz çevreyi koruyacağız, Ergene'yi temizleyeceğiz." derken, bırakın bunları yapmayı, gerçekleştirmeyi, işte "Balık tutacağız Ergene'de, yüzeceğiz." derken, bırakın bunları, maalesef termik santrallerle doğamıza, toprağımıza da insan hayatına da göz dikildi. İşin açıkçası, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CANDAN YÜCEER (Devamla) - Toparlayabilir miyim Başkanım.

BAŞKAN - Lütfen buyurun.

CANDAN YÜCEER (Devamla) - 3 milyon metrekarelik bu meşe alanında yapılacak termik santral için binlerce itiraz gitti. Bakanlığın cevabı ne oldu biliyor musunuz değerli milletvekilleri? "Trakya havzasında termik santralin olması havayı olumlu etkileyecek." diyorlar, cevap bu. Ya, itirazları, hukuku, uluslararası sözleşmeleri bir tarafa atıyorsunuz, tamam; insanların aklıyla alay etmeye utanmıyor musunuz? Gerçekten utanmıyor musunuz, çok merak ediyorum. Ama bu bizim çevremiz, bizim doğamız, bizim hayatımız, bizim Trakya'mız; birileri üç kuruş fazla kazansın diye doğamızı, Trakya'mızı kirletmenize izin vermeyeceğiz ve sonuna kadar da mücadele edeceğiz.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)