GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bursa'nın dağ ilçelerinden göçe ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:21.02.2018

ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Öncelikle, Afrin Operasyonu'nda, Kuzey Irak'ta, Suriye'de şehit olan vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, gazilerimize acil şifa, ulusumuza da başsağlığı diliyorum.

Evet, ülkemiz bir taraftan bunlarla uğraşırken diğer taraftan da TÜİK verilerine göre, 15-29 yaş arasındaki gençlerin birçoğu ne çalışıyor ne de eğitimde bulunuyor. Kısaca rakamlara bakalım: 18 milyon kişi, bunların 5,5 milyonu eğitimini sürdürüyor, 5,5 milyonu çalışıyor, 2,2 milyonu hem okuyup hem çalışıyor, 4,7 milyonu ise hiçbir iş yapmıyor yani o kadar enerji, potansiyel boşa gidiyor.

Seçim bölgem Bursa'da da durum farklı değil. İşsizlik, yoksulluk had safhada. Kış ayları malum, elektrik, doğal gaz, su parasını ödeyemeyen, kesik olan binlerce vatandaş. Ama maalesef, bunları defalarca dile getirmemize rağmen, iktidardan bu seslere bir yanıt bulamıyoruz. Bursa'da zehir soluyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının son ölçümlerine göre "tehlikeli" sınırında, "sağlıksız" kategorisinde yer alan bir Bursa.

Gene, kentsel dönüşüm: Baktığımızda, bir Doğanbey kentsel dönüşümü, artık sadece Bursa'da, Türkiye'de değil dünyada kentsel dönüşümün nasıl olmaması gerektiği konusunda örnek olarak gösterilen bir kentsel dönüşüm modeli ve iktidar da Cumhurbaşkanı da bu konunun ne kadar yanlış olduğunun altını çizdiler.

Bir başka konumuz, Gemlik ve 24 Aralıkta açıklanan KHK: "Bir KHK'yle Gemlik'i taşıyacağız." dediler. Bakın, şu anda Gemlik'te hayat durmuş durumda, kredi verilmiyor, insanlar ticaret yapamıyor; hayat durdu, evini satacak, satamıyor, alıcı yok, tadilat yapacak, yok. Tam bir kaos ve tam bir belirsizlik hâkim. Bir KHK'yle koskoca, 100 bin nüfuslu Gemlik'i şu anda hayalet şehre çevirdiniz. Umarım, bu yanlıştan da hızla dönülür ve Gemlik eski potansiyeline kavuşur.

Yıldırım ve Osmangazi de gene aynı şekilde. Bir Soğanlı kentsel dönüşümü var Osmangazi'de. Boş alanları imara açarak insanların evlerini, arsalarını ucuz fiyata kapatıp "kentsel dönüşüm" adı altında büyük bir rantsal dönüşüm yaparak çok sayıda mağdur yarattınız, insanların hakkını buralarda çok büyük şekilde gasbettiniz.

Gene, hafta sonu, pazar günü Uludağ'a çıktık, bir bakalım durumlar nedir diye. Bursa'da teleferik var, Türkiye'nin ilk teleferiği Bursa'da. Bakın, şu anda, Teleferik Mahallesi'nden yukarı çıkmak için 38 lira ödüyorsunuz ama yabancıysanız 57 lira; kuyruk deseniz had safhada. Hadi, bunları anladık, daha sonra diyorsunuz ki: "Neden Bursa'ya turist gelmiyor?" Hemen yanı başımızdaki Eskişehir'e turist akıyor, buraya gelmiyor. E milleti, turistleri -affedersiniz- yolunacak kaz olarak görürseniz millet gelmiyor. Hadi, onu da geçtik; "ibadet" "inanç özgürlüğü" diyorsunuz, teleferiğin orada, eğer insanlar mescide girmek isterse turnike koymuşsunuz, 1 lira para alıyorsunuz. Ya, ibadetin parası mı olur? Bırakın, insanlar gitsin, orada ibadetini bedava yapsın. Bu yanlıştan da bir an önce dönmelisiniz diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Gene, Uludağ merkezinde küçük dükkânların oraya bir girdim pazar günü, 150 metre kuyruk. "Bu nedir?" diye sordum; "Tuvalet kuyruğu" affedersiniz. Oraya girerken kapıda 12 lira para alıyorsunuz, otopark için tekrar para alıyorsunuz; insanlar geliyor ama bir tuvalet ihtiyacını karşılayacak maalesef, herhangi bir yer yok.

Orada zirve yaptınız, insanları topladınız, bakanlıklar geldi, temsilciler geldi ama Uludağ sahipsiz. Oradan duyduğumuza göre, herhâlde Uludağ da gene bir Katar'a, bir Dubai'ye, bir yerlere pazarlanacak. Umarız bu şekilde olmaz çünkü olursa o güzelim tatil cenneti, Davos olmak yerine mahvolur, bunun da altını çizmek istiyorum.

Gene, kendi bölgemiz olan, Uludağ'ın güneyinde olan 4 dağ ilçesi; Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık'ta yaşam artık neredeyse durma noktasında. İş yok, aş yok. İnsanlar, çocuklarını okul çağına geldiğinde okutacağı herhangi bir okul yok, mecburen göç ediyor. Orasının da bir an önce -daha önce verdiğimiz kanun teklifiyle- en az 3 konuda teşvikte öncelikli bölge olarak oluşturulması gerekiyor ki, Osmanlı'nın ilk fethettiği, imparatorluk kurmadan önce oralara gelen insanların yüzyıllardır yaşadığı yerlerin tekrar eski canlılığına kavuşturulması gerekiyor, aksi takdirde orada yaşam duracak dolayısıyla Uludağ'da yaşam bitecek, yörede bitecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AYDIN (Devamla) - Hemen tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ERKAN AYDIN (Devamla) - Son olarak da gene, Orhaneli bölgesindeki termik santral. Ecevit Hükûmeti zamanında, 1970'li yıllarda temeli atılıp hizmete geçen termik santrali üç sene önce özelleştirdiniz, bir yandaş firmaya verdiniz ve o yandaş firma şu anda filtreleri çalıştırmıyor. Millet zehir soluyor, yetişen sebze meyvelerden dolayı kanser vakaları 7-8 kat artmış durumda. Orada bir filtre var, şirket özel şirket, tabii maliyetinden dolayı bunu çalıştırmıyor. Bunu da bir soru önergesiyle Bakanlığa verdik ama maalesef, herhangi bir yanıt alamadık. Bu doğayı, bu toprağı, Bursa'nın suyunun geldiği, Bursa'nın can damarı, oksijen yatağı olan toprakları eğer bu şekilde zehirlemeye devam ederseniz hep birlikte bunun sonuçlarını, çoluğumuzun çocuğumuzun -Allah göstermesin- kanser vakalarına yakalanmasıyla öderiz diyorum.

Burada Bursalı milletvekillerimizden bir tek Hüseyin Bey var, umarım bu konuları o da iktidar olarak gündeme getirir diyorum.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Arkadaşım, ayıp ediyorsun ama, biz varız!

ERKAN AYDIN (Devamla) - Yok, iktidar olarak söylüyorum, iktidar kanadından. Yoksa Ceyhun Bey var, Nurhayat Hanım var, hepsi var. Ama bu konunun da çözüme ulaştırılmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)