GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:21.02.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubunun vermiş olduğu öneri üzerinde söz almış bulunuyorum.

Aslında ben farklı bir zaviyeden meseleye bakacaktım ama Ayhan Bey tabii beni farklı bir konuşmaya sevk etti, kendisiyle ortak yönlerimiz de var ama. Ortak bir nokta yakaladık, evet, doğrudur. Geçen konuşmamda da bahsettim, yüzyıl önceki mesele. Yüzyıl önce yine nasıl aynı bir dizayn yapıldıysa bugün de aynı dizayn yapılmaya çalışılıyor. Bu konuda kesinlikle hemfikiriz. Ama hemfikir olmadığımız bir nokta var. İbret alınmadığını Ayhan Bey ifade etti ama aslında bugün tamamen tarihten ibret aldığımız için böyle bir şeye girişmiş durumdayız. Çünkü geçmişte nasıl o dizayn yapıldıysa, Orta Doğu üzerinde bu oyunlar Batılı güçler tarafından oynanıyorsa bugün aynı şekilde o oyunlar tekerrür ediyor ve bizler geçmişte yaptığımız gibi aynı şekilde yine ülkemizi savunmak adına, bölünmezliğimizi savunmak adına, Batı'yla, bu emperyal güçlerle mücadele etmek adına ve ibret aldığımız için bu operasyonu yapmak durumundayız.

Tabii, burada her şeyi bir tarafa bırakalım -Afrin Operasyonu'nu, Orta Doğu'daki gelişmeleri- şimdi burada bir hakikat var ki bunda hepimiz hemfikiriz. Biliyorsunuz "DAEŞ" denilen bir örgüt var ve Batı özellikle bu DAEŞ örgütüyle mücadele ettiğini çok net bir şekilde iddia ediyor. Şimdi, burada işin esas vahim noktası, madem DAEŞ böyle bir tehdit unsuru, madem böyle bir tehlike arz ediyor, neden Batı kendi güçlerini, kendi gençlerini gönderip DAEŞ'le savaştırmıyor da benim kendi ülkemin gençlerini -işte o sizin o yüzyıl önce bahsettiğiniz aynı olayın tekerrürü neticesinde- Suriye'ye sevk edip DAEŞ'le savaştırma ihtiyacı duyuyor ve benim kendi gençlerim neden Batı'nın kendi bu oyununa alet olma ihtiyacı duyuyor? Benim bütün üzerinde durmak istediğim esas mesele bu.

Tabii "DAEŞ" dediğiniz çok farklı. Daha önceki konuşmada yine bahsedildi kokteyl örgütler meselesi. Tabii, "kokteyl örgütler" aslında çok güzel bir kavram, onun altına da ben imza atıyorum. Şimdi, burada neyin kokteyl olduğu, neyin kokteyl olmadığı çok açık ve net bir şekilde. Çin'den gelen, ta Hollanda'dan, İspanya'dan, Fransa'dan, Amerika'dan, Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan gelen bütün o gençlerin, askerlerin -neyse artık- çarpışmaya gelen insanların oluşturduğu örgütler mi kokteyl örgütler, yoksa kendi ülkesini burada savunmaya gidip de her şeyini kaybetmiş ama ülkesini geri alabilmek için Türk ordusuyla beraber hareket eden Özgür Suriye Ordusu mu kokteyl örgüt, gerçekten ben bunu da merak ediyorum.

Tabii, DAEŞ meselesi yine üzerinde hassasiyetle durulması gereken... Aslında burada amaca matuf, işte sizlerin de diline pelesenk olmuş, her seferinde ısrarla vurguladığınız "İslamcı" "Sünni" "cihatçı" kelimelerini maalesef Batı'nın kullandığı şekilde burada kendi milletvekillerimizin ağzından da duymak bizi gerçekten vicdanen yaralıyor. Sakalı bırak, sarığı tak, "Allahuekber" deyip başı kes; tamam, oldubitti! İşte, Batı'nın arzu ettiği böyle bir algı operasyonu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Üç dakikaya oy kullanmıştı efendim İç Tüzük değişikliğinde.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne yapıyordun o zaman?

MEHMET KASIM GÜLPINAR (Devamla) - Ben o gün yoktum, o gün yurt dışında görevliydim, Komisyon Başkanıyım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Mazeret geçerli, kabul ediyoruz, verin efendim.

MEHMET KASIM GÜLPINAR (Devamla) - Ama zamanımdan çalıyorsunuz Özgür Bey.

İşte burada Batı'nın tamamen arzuladığı o algı operasyonuna da maalesef hep birlikte alet oluyoruz. Hâlbuki İslam'ı bilen, Kur'an'ı bilen, Peygamber'ini bilen herkes bunun İslamiyet'le ilgisi, alakası olmadığını çok net bir şekilde zaten kabul edecek.

Her ne hikmetse DAEŞ böyle bir amaçla hareket ediyor ama gerçekten ondan korkması gerekenler hiçbir şekilde çekinmiyor, endişe duymuyor ama ben bir Müslüman olarak, en basitinden karşı karşıya geldiğimde çok net bir şekilde biliyorum ki sakalım olmadığı için başımı "Allahuekber" diye kesecek bir yapıyla karşı karşıyayız. Kimin gerçek Müslüman olduğunu, kimin Müslümanlığı zedelemek için böyle bir algı operasyonuna hizmet ettiğini de ben değerli milletvekillerinin dikkatine sunuyorum.

Tabii, bu konuda konuşulacak çok şey var. Özgür Bey doğru söylüyor, üç dakika ama üç dakikada kesmek lazım, bir dakika da uzattım. Sabrınızdan dolayı da ben teşekkür ediyorum.

Bu önergenin de aleyhinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)