GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 22 Şubat mimar Turgut Cansever'in ölümünün 9'uncu, 23 Şubat gençlik liderlerinden Metin Yüksel'in uğradığı bir saldırıda hayatını kaybetmesinin 39'uncu, 24 Şubat Mehmet Kırkıncı Hoca Efendi'nin Hakk'a yürüyüşünün 2'nci, 22 Şubat Albay Talat Aydemir'in öncülüğündeki darbe girişiminin 56'ncı yıl dönümlerine, Volkan Konak'ın sahne aldığı bir barda yaşanan olaydan sonra sosyal medyada yapılan bazı paylaşımlara ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:22.02.2018

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum, yasama faaliyetleri açısından başarılı bir gün geçmesini diliyorum.

Bugün usta mimar Turgut Cansever'in ölümünün yıldönümü. Sıradan bir mimar olmanın çok ötesinde mimarlığın felsefesi üzerinde kafa yormuş özel bir şahsiyet, özel bir mimar Turgut Cansever. Dünyada 3 kez Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü almış tek kişi kendisi. Beyazıt Meydanı'nı tasarlayan, mimari bir örnek olarak gösterilen Türk Tarih Kurumunun projesini hazırlayan bir mimar kendileri. Cansever'in mimarlık anlayışı günümüze hâlâ ışık tutuyor. Bu vesileyle, Turgut Cansever'e bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Şubat 1979'da gençlik liderlerinden Metin Yüksel Fatih Camisi avlusunda uğradığı bir saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Bu süre içerisinde önde gelen bir gençlik lideriydi. Gençlik çatışmalarının yoğun olduğu bir dönemde sağduyunun sesi olmuştu ancak ne yazık ki Fatih Camisi avlusunda karanlık ellerin saldırısı sonucunda şehit oldu. Ben tekrar Metin Yüksel'e Allah'tan rahmet diliyorum.

Aynı şekilde, iki yıl önce 24 Şubat 2016'da ömrünü ilme adamış, evini medrese yapmış, Bediüzzaman'ın talebesi, büyük âlim Mehmet Kırkıncı Hoca Efendi'nin Hakk'a yürüyüş yıl dönümü. Bir kez daha sevenlere başsağlığı dileklerimi iletiyorum, Allah rahmet eylesin diyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün tarihin yapraklarına baktığımızda enteresan bir olayın yıl dönümü olduğunu gördüm. Bugün Albay Talat Aydemir'in öncülük ettiği darbe girişiminin yıl dönümü. Bundan tam elli altı yıl önce 1962 yılında Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir meşru Hükûmete karşı bir darbe girişiminde bulundu. Komutanlığını yaptığı okulun öğrencilerini ön plana sürerek Hükûmeti düşürmeye çalıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ancak darbe girişimi başarısız kalarak ordudan tasfiye edildi. Dönemin iktidarı tarafından Talat Aydemir affedildi. Bu olaydan tam bir yıl sonra Aydemir tekrar bir darbe girişiminde bulundu. Bu durumun yol açtığı sonuç oldukça ibret vericidir. Demek ki bir anlamda darbecilik bulaşıcıymış. "Darbecileri affedelim, daha yumuşak davranalım." diyen arkadaşlarımıza, 15 Temmuz sonrası süreçte yaşanılan bu konudaki bazı olumsuzlukları hatırlatmayı bir görev biliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine dün akşam geç saatlerde Volkan Konak'ın sahne aldığı bir barda silahların patladığı, yaralanmaların olduğu gündeme getirildi. Özel güvenlik görevlileriyle muhtemelen sarhoş olan bir kişi arasında bir tartışma söz konusu oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Fakat çok ilginç, bu menfur olaydan hemen sonra daha ilgili şahsın açıklaması yokken, kimsenin somut bilgisi yokken birçok eski ve yeni milletvekilinin maalesef sağduyuyu ifadesi etmesi gerekirken, halkı teskin etmesi gerektiği düşünülürken bir baktık ki sosyal medyada çok sayıda vekil olayı "Atatürkçülere saldırı var." "Vatanseverlere saldırı var." "Volkanlar yılmaz!" şeklinde hiç gereği olmayan bir gerginliğin başlangıcı hâline getirdiler. Allah'tan ki ardından Volkan Konak çıktı, konunun kendisiyle ilgili olmadığını ifade etti.

Ben tüm vekillerimize bu konuda daha hassas davranmalarını, toplumu kutuplaştırma ithamında bulunanların daha da hassas davranmasını salık veriyorum kendilerine.

Bir de Sayın Başkan, az önce kaymakamlık sınavıyla ilgili sayın grup başkan vekilinin bir tespiti oldu. Bir defa, kaymakamlık sınavı tarzı sınavlar -bir kariyer mesleğidir- kariyer sınavıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım artık.

Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunların nasıl yapıldığı, imtihan usulleri, mülakat usulleri, hepsi kayıt altındadır, hepsi bellidir. Dolayısıyla, bir kariyer mesleğe girerken kişiyi memleketine göre, nüfusun büyüklüğüne göre alma veya almama tarzı bir kriter yoktur. Bununla ilgili daha hassas olmak gerektiği kanaatindeyim.

Revize etmek istediğim son bir konu da şudur: Şiirde geçen haç ile hilalin gündem olması bir rahatsızlık gibi ifade edildi. Oysa bu iki ifade bir tarihî sembol olarak kullanıldı. Tabii ki biz Suriye'deki meselenin bir terör meselesi olduğunu, Türkiye'nin kendi güvenliği için bunu yaptığını, ifade edildiği gibi haç-hilal vesair tarzı bir tartışmadan kaynaklanmadığını ifade etmek istiyorum. Derdimiz, isteğimiz Türkiye'nin güvenliğinin sağlanması, terör faaliyetlerinin son bulmasıdır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.