| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 22.02.2018 |
CHP GRUBU ADINA ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, her ne kadar sayı fazla olmasa da hepinizi saygıyla selamlıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Biz buradayız Erkan.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Evet, sağ olun. Allah'tan grup başkan vekilimiz burada.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Biz de grup başkan vekiliyiz, buradayız.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Evet, bütün grup başkan vekilleri burada, öyle söyleyelim, hak geçmesin kimseye.
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Hükûmet de burada.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Bir halkın sağlığı, bir devletin dayandığı bütün mutluluk ve gücün temelidir. Kanuni de bunun için ne demiş? "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." Meselemiz de sıhhat. Meselemiz hastane enfeksiyonları ve hastane enfeksiyonları, hastane mikropları yüzünden ölen, hayatını kaybeden insanlar.
Hastane enfeksiyonları giderek daha fazla can alıyor. Şöyle baktığımızda tanıdık isimler de aslında aynı dertten mustarip olmuş. Eski bakanlardan Veysel Atasoy, Profesör Doktor Üstün Korugan, ressam Serpil Akyıl, Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un yeğeni Pelin Coşkun ve dün de Sinoplu iş adamımız ve benim de bizzat tanıdığım Musa Can maalesef hastane enfeksiyonlarından hayatını kaybetti. Görünen şu ki AKP iktidarında bu hastane enfeksiyonlarından ölüm hızı hızla artıyor. Her 3 ölümden 2'si maalesef hastane mikrobundan kaynaklanıyor. Yani bir de bunun maliyeti var, 10 ameliyat bedeline eş değer masraflar açıyor.
Şimdi, bunların neden kaynaklandığının birazcık altını deştiğinizde hastanelerde kullanılan antiseptik ve dezenfektanlarda bir sıkıntı görüyorsunuz. Bu antiseptik ve antimikrobiyal dezenfektan ihalelerine giren firmaların birçoğunun aslında merdiven altı firmalar olduğu, birçoğu GMP kurallarına uygun olmayan firmalardan ve -altını çizerek söylüyorum- resmî ihaleler yoluyla antiseptiklerin, dezenfektanların temin edildiği gözleniyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığına onlarca şikâyet olmasına rağmen, isimleri, firmaları, ürünlerin isimleri belirtilmiş olmasına rağmen, ne hikmetse, âdeta bir el tarafından kollanarak bu firmalara hiçbir işlem yapılmıyor.
Şimdi, eczanelerde satılan 100 mililitrelik bir Batikon'un fiyatı 20 lirayken, yani litresi 200 liraya gelirken, bir hastane nasıl oluyor da 4-5 liraya, 6 liraya bu dezenfektanları alıyor? Biliyorsunuz, alkol izni alabilmek için bu takım şirketler kuruluyor. Alkolü gidip "Bana 100 litre, bin litre alkol ver." dediğinizde alamıyorsunuz. Bu firmalara, işte, yıllık kapasitesine göre 700 bin litre alkol veriliyor. Peki, baktığınızda, bu alkoller, orada, hastanede dezenfektan, sarf malzemesi olarak kullanılan alkoller nereye gidiyor? İşte, dananın kuyruğunun koptuğu yer burası. Geçen hafta İzmir ve Antalya'da sahte içki operasyonunda 692.631 litre, 479.803 şişe sahte alkol ele geçiriliyor. Yani firma, dezenfektan üreten firma, antiseptik üreten firma bu aldığı alkolü...
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sahte alkol üretiyorlar.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Sahte alkol de değil, aslında, hem resmî olarak aldığı alkolü hastanelerde kullanması gerekirken hastanelere giren birçok ürün sahte, yeteri kadar alkol içermediği için ve hastane enfeksiyonu mikrobunu öldürmediği için hastanelerde ölümler artıyor hem de bir şişe rakının fiyatı 97 lira iken 2 liraya gelen bu alkolle -geçen hafta Antalya ve İzmir'de yakalanan- aslında sahte alkolün nerelerde piyasaya çıktığını, vatandaşların da bu ağır içki bedellerinden dolayı buna yönelerek hayatını kaybettiğini görüyoruz. Yani ne oluyor? Bir: Devlet işini, Hükûmet işini düzgün yapmadığı için hastane enfeksiyonlarından ölümler hızla artıyor. İki: GMP sertifikası olan firmalarda 1 mililitresinin dahi girişi çıkışı, ürünün kime gittiği tespit edilirken şu merdiven altı firmalarda -şu gördüğünüz firmalarda- tesislerde üretilen ve nereye gittiği belli olmayan alkoller daha sonra kaçak içki olarak piyasaya sürülüyor ve buradan da insanlar hayatını kaybediyor. Üçüncü olarak da devlet çok ciddi bir gelir kaybına uğruyor. Yani "hastane enfeksiyonu" dediğinizde bunun önlenmesinin yolu belliyken, o kadar şikâyet varken, 2014 yılında KOM'a yapılan şikâyetlere, Sağlık Bakanlığına yapılan şikâyetlere, kaçakçılık şubeye yapılan şikâyetlere rağmen bu firmaların hiçbirinin ne sahibi ne adresi belli ne de herhangi bir işlem yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AYDIN (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Aydın.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Bir firmanın, normal üreten bir firmanın sahibi belli olur, internet sitesine girdiğinizde her şeyi belli olur ama bu firmaların ne yeri ne sahibi ne adresi belli değil. Neden? Herhangi bir denetimde tası tarağı topluyorlar, kaybolup gidiyorlar ve baktığımızda da çok büyük bir organizasyonun, milyonlarca lira para dönen bir şebekenin... Ve buna rağmen de hiçbir işlem yapılmadığının altını çizmek istiyorum ve buradan hem AKP'ye hem Hükûmete -gerçi Hükûmet de, Başbakan Yardımcısı burada; daha önce Sağlık Bakanıydı, konuyu da yakından bilir- sesleniyorum: Bu konunun bir an önce üzerine gidilmesi gerekiyor çünkü konu, halk sağlığı; konu, devletin... İnsanların hem hastanelerde hem de bu "dezenfektan ve antiseptik üretimi" adı altında gelen yüz binlerce litre alkol başka yerlerde kullanılarak, kaçak içkiyle hayatını kaybettiği çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu konunun Mecliste bir araştırma komisyonu kurularak görüşülmesini talep ediyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.