GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:21
Tarih:11.11.2012

ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Adana) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bu madde üzerinde çok konuşuldu ve çok söylendi, ben bir kez daha söylemek istiyorum: Bu getirilen yasa, Türkiye'de idari ya da mali ihtiyaçtan doğmuş bir yasa değildir. Türkiye'de şimdi böyle bir idari yapılanma değişikliğine ihtiyaç yoktur, mali olarak da böyle bir değişikliğe ihtiyaç yoktur. Zaten getirilen yasa hazineye yük getirmektedir.

Değerli arkadaşlar, bu yasa, fiilî olarak bölünmeye giden, fiilî olarak özerkliğe ve sonra bölünmeye giden Türkiye'nin idari bölünme altyapısını hazırlama yasasıdır. Osmanlı ve cumhuriyet döneminde bazı dönüşüm noktaları vardır, dönüşüm dönemleri vardır; Tanzimat Fermanı gibi, İttihat ve Terakki Dönemi gibi, Cumhuriyet, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi; üzerinde çok kitaplar yazılmıştır. Bakın, son on yıl ve özellikle son üç dört yıl, yine biraz önce saydığım bu dönemeç noktaları gibi, önümüzdeki elli yılda üzerinde ihanet romanları ve ihanet belgeselleri yapılacak bir dönemdir. Türkiye çok kritik bir dönemden geçiyor.

Değerli arkadaşlar, PKK sol literatürde "kesintisiz devrim" ya da "sürekli devrim" denilen bir siyaset stratejisi uyguluyor. Kesintisiz devrimin üç aşaması vardır: Birinci aşama silahlı propaganda yöntemidir; vurulur, kaçılır. İkinci aşama, adına gerilla deyin, terörist deyin, militan deyin, militanların mücadelesidir. Bu mücadele içerisinde halk yoktur, sadece militan vardır, gerilla vardır. Üçüncü aşama, yerleşik düzene geçiş; isterseniz kurtarılmış bölge isterseniz halk savaşı deyin, halk savaşı aşamasıdır.

Yirmi sekiz yıl sonra, PKK birkaç ay önce, artık "kurtarılmış bölge" ya da "demokratik halk savaşı" aşamasına geçmeye başladı ve bunun mücadelesini veriyor. Hatırlayın, Şemdinli'de ilk kalkışmada, silahlı kuvvetler yirmi yirmi beş gün oraya giremediler. Şimdi, yirmi sekiz yıllık PKK mücadelesinden sonra, seksen dokuz, doksan yıllık cumhuriyet döneminden sonra, hem Şemdinli'den hem de Ankara'dan aynı atağın gelmesinin, eş zamanlı olarak aynı dönemde gelmesinin rastlantı olduğuna bize inandırmak istiyorsanız ben inanmıyorum. Yirmi sekiz yıl sonra Şemdinli'den başlayan hareketin idari altyapısının Ankara'dan  gelmesi eş zamanlıdır ve bunun üzerinde düşünülmesi gerekir. AKP'liler içerisinde, AKP milletvekilleri içerisinde benim gibi düşünen çok sayıda milletvekilinin olduğunu biliyorum. İnanmıyorsanız eğer, İç Tüzük'e göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan partilerle anlaşıp iki üç madde üzerinde gizli oylama yapın, gerçeğin ne olduğunu hepimiz göreceğiz arkadaşlar.

Bundan sonraki aşama, yani bu yasa bu şekilde geçtikten sonra, birkaç ilin birleştirilerek bölgesel bir yapının ortaya çıkması, bölgesel yapı ortaya çıktığı zaman da zımni olarak nerenin daha sonra ayrılacağının ortaya çıkmasından sonra Türkiye'nin ayrılması. Bu yasanın altyapısında, bu yasanın temelinde bu var. Yoksa bu, yerinden yönetim ya da ademimerkeziyetçi bir yapı değiliz. Zaten kapatılan belediyelerle, belde ve köy tüzel kişilikleriyle Türkiye'nin çeşitli yerlerinde merkezî olarak farklı yapılar oluşturuluyor. Son BDP kongresinde BDP Genel Başkanının "Türkiye'de 28 tane bölgeye ihtiyaç var." demesiyle, bu çıkan ve bundan sonra gelecek olan yasaları birleştirirseniz, gerçekten, Şemdinli ve Ankara'nın, birisinin askerî strateji olarak, birisinin idari olarak aynı dönemde, eş zamanlı atak yaptığını göreceksiniz.

Değerli arkadaşlar, yasanın samimi olmadığının başka bir göstergesi, biraz önce Hatay milletvekili arkadaşımız söyledi, Hatay'da mezhep temeline dayalı coğrafi ayrım yapılıyor. Bu topraklar üzerinde mezhep temeline göre ayrım yapmak vatan hainliğidir ve ihanettir. Mahkemeye verecekseniz bir daha söylüyorum: Bu topraklar üzerinde mezhep temeline göre, etnik temele göre coğrafi, idari yapılanma yapmak vatan hainliğidir ve ihanetle eş değerdir arkadaşlar. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Onun için, bu yasanın altında neler yattığını çok dikkatli biçimde incelememiz gerekir diyeceğim ama bunun da bir yararı olmadığını biliyorum. En azından, bugün tarihe not düşme açısından söylüyorum. En azından ileride kafamızı duvara vurduğumuz zaman, hiç sevmediğim bir şey ama "Ben dememiş miydim?" demek için söylüyorum.

Tekrar sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.