GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:67
Tarih:07.03.2018

HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Biz, Kadınlar Günü'nü sadece Kadınlar Günü'nde kutlayan kadınlar değiliz, yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz.

Sayın Başkan, sol taraftan çok ciddi bir uğultu geliyor yani hakikaten, AK PARTİ'li vekiller gelse bir türlü, gelmese bir türlü oluyor.

BAŞKAN - Evet, Sayın Kerestecioğlu, bir dakika lütfen...

HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Bunu kabul etmiyoruz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Etmiyorsanız, gelin, sessiz oturun arkadaşlar.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda bulunduğunuz zamanda lütfen, hatipleri sessizce dinleyelim. Eğer başka sohbetler yapma ihtiyacı duyuyorsanız bunu da lütfen, kuliste sürdürün. Sessizlik rica ediyorum.

Buyurun Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Süreyi sonra mı ekleyeceksiniz?

BAŞKAN - Ben eklerim, siz devam edin.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Peki.

Şimdi, bir önerge veriyoruz; özellikle, Türkiye'nin imza attığı çok sayıda taahhüde rağmen Türkiye'de kadınlara yönelik eşitsizlik ve ayrımcılık son yıllarda daha da derinleşti. Hadi bunu kabul etmeyin, demeyelim, son yıllarda olmuş olmasın ama gerçekten derin bir eşitsizlik ve ayrımcılık var Türkiye'de ve diyoruz ki bunu araştıralım.

Şimdi, kadın-erkek eşittir diyor musunuz arkadaşlar? Bu ülkede kadın ve erkek eşittir fikriyatına inanıyor musunuz gerçekten?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İnanmıyoruz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Şimdi, buna inanmıyorsanız, o zaman buradaki bu derin ayrımcılığı da görmeniz ve bunu gidermek için uğraşmanız lazım.

Şimdi, OECD'nin geleceğe yönelik projeksiyonunda Türkiye, eşitlik anlamında hedefi yakalamaya en uzak ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre de 2016 yılında Türkiye'de 15 ve daha yukarı yaşta istihdam edilen kadınların oranı yüzde 28, erkeklerde ise bu oran yüzde 65. Ama bu istihdama baktığınız zaman aslında, bunun bile çok gerçek rakamları yansıtmadığını görüyorsunuz çünkü güvenceli ve insanca işlerde çalışanların oranı değil bu yansıyan esas olarak. Evde parça başı iş yapan kadınlar da tarımda güvencesiz çalışan kadınlar da birçok alanda güvencesiz çalışanlar da yansıyor aslında bu istatistiklere.

Şimdi, sorunu tespit ediyoruz ve bunun için ne yapılması lazım? Gerçekten, çalışma saatlerinin herkes için kısaltılması lazım öncelikle. Ev içi bakım hizmetlerinin yaygın ve ücretsiz kreşler, sosyal hizmetlerle kamulaştırılması lazım. Kız çocuklarının, kadınların eğitiminin her alanda teşvik edilmesi lazım ve "eşit işe eşit ücret" ilkesinin hayata geçirilmesi lazım.

Diğer yandan, cinsiyetçi içerik ve uygulamalarla dolu olan eğitim müfredatı da Türkiye'de eşitsizliğin şahikasının yaşandığı yerlerden birisi. "Kadın reise itaat eder." "Kadının kocasına itaati ibadettir." Kadının şeref ve haysiyetinin korunması için nasıl giyinmesi gerektiğine dair birtakım talimatlar. Bütün bunlar, bu ifadeler eğitim müfredatında da yer alıyor. Kadınlar ev işleri, çocuk, hasta, yaşlı bakımı gibi ev içi emek süreçlerinden sorumlu tutularak cinsiyetçi iş bölümleri de güçlendiriliyor. Eğitimdeki eşitsizlik bu şekilde yansıyor. O zaman ne yapmamız lazım? Eğitimin cinsiyet eşitliğini teşvik edici bir içeriğe kavuşturulması lazım. Kız çocuklarının mühendislik, bilim, teknoloji alanlarında meslek seçmeye teşvik edilmesi ve Aladağ'daki gibi yurt yangınlarında hayatlarını kaybetmemesi için özellikle kız çocuklarının okullaşma oranını önemli ölçüde artıran yerinde eğitimin yaygınlaştırılması lazım.

Bu eşitsizliği yaratan bir diğer konu, kadına yönelik şiddet. Bunu defalarca söyledik, aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim ama 2017'de erkekler 290 kadın ve 22 çocuğu öldürdüler. Bunun bir öznesi var, erkekler öldürüyorlar. "Öldürüldü" demek yetmiyor, öznesini bulmalıyız ki aynı zamanda çözümünü de bulmakta daha doğru tespitler yapabilelim.

137 sığınaktaki toplam kapasite 3.433 yani...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Sayın Başkan, boğazım aşındı yani şu taraftan gelen seslerden... Hakikaten, başlatmayın lütfen süreyi ama birazcık daha burada konuşan insanlara saygı. Yani bütün gün biz burada oturuyoruz ve yerimizden kımıldamıyoruz arkadaşlar.

BAŞKAN - Size iki dakika süre veriyorum Sayın Kerestecioğlu. Sözlerinizi tamamlayın lütfen.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Şimdi, yaklaşık her 23 bin kişilik nüfus için sığınmaevlerinde 1 kişinin kalabileceği yer var yani sonuçta, çözüm yok burada. Sığınmaevlerinin çoğalması lazım çözüm için ve aynı zamanda kadınları hayata tekrar hazırlayacak şekilde tabii o sığınmaevlerinde çalışmaların yapılması lazım; iş imkânlarının da oradan çıkışta sağlanabilmesi lazım. Ayrımcılıklardan birini yaratan en önemli noktalardan biri de şiddet.

Bir diğer nokta: Siyasetçilerin kadın-erkek eşitliğini vurgulayan söylemleri gerçekten kritik önem taşıyor ve bu konuda biz çok çok ciddi eşitsiz ve bunu tersine yönden vurgulayan söylemlere rastlıyoruz ve kadınlar bundan zarar görüyorlar. Bunu belki birçok kez ifade ettim. Tepede bir şey söylendiği zaman biz sokakta tacize, tecavüze, şiddete uğramaya maruz kalıyoruz. Çünkü yukarıdan bu sözler şiddetle kınanmadığında -şiddetle demeyeyim aslında- güçlü olarak kınanmadığında, gerçekten eşitlik vurgusu güçlü olarak yapılmadığında, gündelik hayatımızdaki erkeklerin şiddetine çok daha fazla muhatap oluyoruz.

Evet, bütün bunlarla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ya da Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu yeterince ilgilenmiyor. Bu komisyonların ve bakanlıkların görevlerini doğru dürüst icra etmesi gerekiyor ve hakikaten, bir eylem planı dahi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Son cümlemi söyleyeyim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - 2008'den sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine hazırladığı bir eylem planı dahi yok.

Biz artık, burada olmayan vekillerimizden ya da yerellerde aslında kadın çalışması yürüten ama engellenen, kayyum atanan kadın belediye başkanlarımızdan söz etmekten de yorulmadık, yorulduk demeyeceğim, yorulmadık. Onların her fırsatta ve bu 8 Mart vesilesiyle de özellikle cezaevinde olanlar, vekilliği düşürülenler başta olmak üzere bütün yoldaşlarımızın, kız kardeşlerimizin ve Türkiye'nin her tarafına aslında yayılmış olan, bu mücadeleyi yürüten ya da maruz kalan -ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında dahi bunun olduğunu biliyoruz, bu taciz vakalarının muhtemel olduğunu ve gerçekleştiğini- her kadının ama her kadının bu anlamda yanında olduğumuzu ve bunun için mücadele edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Teşekkürler Sayın Başkan. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler.