GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:08.03.2018

KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin görüşülmekte olan yasa tasarısı üzerine verdiği önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Bu önergedeki maddenin tamamına Cumhuriyet Halk Partisi olarak katılıyoruz, küçük bir ilaveyle de grubumuz katkı sunuyor. Tabii, bütün bu yapılan çalışmaların tamamının -Sayın Maliye Bakanımız şu anda burada yok ama Sağlık Bakanımız burada- bu ülkede yatırım ortamını iyileştirmek, sanayiciyi, iş adamını, KOBİ'yi yeni yatırımlara, yurttaşların daha da önünü açıp devletin yardımcı olmasına niyet edilerek çıkarıldığını defalarca Sayın Maliye Bakanımızdan dinledik. Ama, tabii, gelinen bu noktada, bu değişikliğin yararına da inanıyoruz. Ama, bakıyorum, Maliye Bakanımız yok bugün, çok önemli, Sağlık Bakanımız burada.

Sayın Bakanım, bu ülkede, 2018 yılı başında, Türkiye Cumhuriyeti insanlarının 81 milyonunun da yaşamını ilgilendiren bir rapor yayınladınız. Yani, nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığına verdiği zararı, tahribatı, işte, "Alzheimer"ı artırdığı, obezite yaptığı, karaciğer rahatsızlığı yaptığı, midede, pankreasta, belli organlarda kanser yaptığı, hatta -son zamanlarda birtakım sağlık kuruluşlarınca- kısırlığa da yol açtığını -nişasta bazlı şekerlerin ortada olduğunu- içeren bir rapor da Bakanlığınız yayınladı. Ama tam böyle bir günde, ne acı, ne yazık ki 21 Şubatta, Resmî Gazetede yayımlanan bir kararla, Türkiye'de bulunan 14 şeker fabrikasının satışı yapılıyor.

Değerli arkadaşlar, elimde yaklaşık 20 maddeyi aşan bir sözleşme var. Tabii, bir şeker fabrikası satılıyor, 700-800 dönüm arazinin üzerinde, seksen yılın üzerinde üretim yapıyor, içerisinde çalışanları var ancak arkadaşlar, bu sözleşmede bir bedel yok. 14 tane şeker fabrikası satılıyor ama alıcı kaça alacak bilmiyoruz. Hani, bazen, böyle, niyet okuma ya da şüphe hissiyle bir yerlere varmak istiyorduk ama bu ülkenin kazanımı olan, 81 milyonun sağlığını, çocuklarımızın sağlığını ve kendi sağlığımızı doğrudan ilgilendiren, 40 sektörde binlerce gıdayla yaşamımıza giren şekeri, bir ucu yabancı ülkelerde olan, ülkemizde de uzantılarının Hükûmetiniz döneminde kökleştiği, kurumsallaştığı, ne kadar üretip de bu ülkenin insanlarına o nişasta bazlı sentetik şekeri, zehri yedirdiği ortadayken biz bu fabrikaları satıp tıpkı TEKEL'de yaşadığımızı yeniden bu ülkeye yaşatacağız. "Efendim, beş yıl kapatmayacak." Arkadaşlar, beş yıl dediğiniz süreç göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor.

Sayın Bakanım, sizin burada olmanızı da bir şans olarak görüyorum. Hâlâ zaman geçmiş değil, bu süreç devam ediyor çünkü ihale şartnamesinin sonunda aynen şöyle diyor: "İthal eden, dilediğine verip vermemekte ve de bu ihaleyi iptal etmekte yetkilidir." Öyleyse bunu bir gözden geçirelim, bu ülkenin çoluğunun çocuğunun geleceğini, sağlığını tehlikeye atmama adına.

Ne oluyor? Takdir edersiniz, yüzde 70 doluluk garantili şehir hastaneleri yaptınız; gayet güzel, teşekkür ederiz, ülkemize bir hizmet. Ama aklımıza şu da geliyor: Bu ülkede ilaç sanayisinde de dışa bağımlıyız biz. Hâl böyle olunca, sanki bir taraftan şehir hastanelerine hasta insanları yönlendirip, yabancı sermayeye ilaç sektöründen para kazandırıp yeni bir alan mı açılıyor? Bu endişeyi de ediyoruz. Bu endişeyi etmesi gereken sadece bizler, Cumhuriyet Halk Partililer değil; inanıyorum, hepiniz de aynı oranda bu tehlikeyi hissediyorsunuz. Çünkü Türk geleneğinde var: Sabah gözümüzü açıyoruz, daha kahvaltıya başlamadan sofraya şeker ile çay geliyor -Erzurum milletvekillerimiz var mı, bilmiyorum- kıtlamasıyla birlikte ama o da gidiyor. Bu yüzden, bunu yeniden bir gözden geçirip ortak bir akılla bu düzenlemenin, bu ihalenin iptal edilmesini; eğer şeker fabrikalarını modernize edip yatırım yapmak gerekiyorsa bunu da ortak bir anlayışla yapıp getireceğiniz yasaya hepimizin de katkı ve destek vererek ülkemizin sağlığını düşünmek zorunda olduğumuzu bir kez daha sizlere hatırlatıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİM DURMAZ (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlayacağım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Durmaz, sözlerinizi tamamlayın.

KADİM DURMAZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla oluşturduğumuz bir şeker heyetiyle şeker fabrikalarını bir bir geziyoruz. Orada insanlar mutsuz. Mesela, Malatya'da bize şunu anlattı biri: " 'Kapanmayacak' dedilerdi. Bizim sigara fabrikamız vardı, yanında dokuma fabrikamız vardı; hepsi kapandı. Bakın, yerinde AVM var." Ve "Gece saat on iki dediği zaman, bu AVM'lerde, o kentte kazanılan paraların nerelere gittiğini bilmiyoruz, o kentlere hayrı yok." deniliyor.

İşte dün Turhal'daydık, Çorum'daydık, orada da gördük, çiftçilerin tamamı perişan ve çaresiz. 10.500 çalışanı, 350 bin ekici ailesi ve sonuçta ailede birçok insanı da meşgul eden bir münavebeli ürün şeker pancarı arkadaşlar ve köyler boşalmış sizin döneminizde. Birkaç kez de söyledim, yine de söylüyorum, siz göreve geldiğinizde köylerde 22 milyon nüfus vardı, 65 milyondu Türkiye Cumhuriyeti nüfusu ama şu anda köylerde 6,5 milyon insan yaşıyor ve ülkenin nüfusu 81 milyon.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİM DURMAZ (Devamla) - Gelin bu tarımı, üretimi artıralım. Ette Sırbistan'a da Fransa'ya da muhtaç olmayalım diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)