GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:69
Tarih:12.03.2018

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Sözlerimin başında, istiklalimizin en parlak ifadelerinden biri olan İstiklal Marşı'mızın kabulünün 97'inci yılı malumunuz. İstiklal Marşı'mız İstiklal Harbi'nin sonunda yazılmamıştır, başında yazılmıştır; istiklalimizin bu bakımdan sadece sembol bir ifadesi değil, aynı zamanda şahididir de; on kıtası, birlikte, milletimizin ortak değerlerini de en güzel ifade etmektedir. İstiklal Marşı'nı milletimize hediye eden yüce ruhlu şair, mütefekkir Mehmet Akif Ersoy'u, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Kuvayımilliye'mizin büyük kahramanlarını tazim ve minnetle anıyorum.

Değerli arkadaşlar, bir de bugün 12 Mart; malum, 1971'de bir askerî muhtıra ve onunla beraber başlayan bir darbe sürecinin de yıl dönümü. 15 Temmuzdan sonra artık tarihimizin kederli sayfalarında uzak bir hatıra olarak hatırlanacak olan bu yıl dönümünü bir şuur vesilesi olarak da huzurunuzda anmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, huzurunuzda görüşmeye başladığımız bu kanun teklifi, bir tasnif yapacak olursak üç ana bölümden oluşuyor. Bunlardan birincisi yerel seçimlerle ilgili düzenlemeler. Tabii, her tasnif eksiktir ama anlamayı kolaylaştırdığı için müracaat ediyoruz. Yaklaşık üç madde; birisi, kelime ve ibare değişikliklerini içeren 24'üncü madde olmak üzere üç madde gibi. Bunlar arasında, Anayasa referandumunda kabul edilen değişikliklere paralel olarak seçilme yaşının 18'e indirilmesi gerek belediye başkanlığında gerek belediye meclis üyeliğinde ve muhtarlıkta, ihtiyar heyetinde. Yine, 2014 seçimlerinde ciddi sıkıntı yaşadığımız oy pusulalarının hepsinin birlikte tek bir zarfa konulması suretiyle seçmen iradesinin geçersiz sayılmasına yönelik ihtimalleri ortadan kaldıran, düzelten hükümler içeriyor.

İkinci başlık seçim güvenliğiyle ilgili. Burada yaklaşık 12 maddemiz var. Karma seçmen listesinden sandık ve seçim bölgelerinin birleştirilmesi dâhil olmak üzere sandık kurulu başkanlıklarıyla ilgili düzenlemeler, bunlar da bu ikinci seçim güvenliği başlığımızda.

Üçüncüsü de seçim ittifakıyla alakalı düzenlemeler. Bu da yaklaşık 9 madde civarında hüküm içeriyor.

Değerli arkadaşlar, burada bazı hususlara da değinildi, onlara cevap da içermek üzere bir çerçeve üzerinde konuşmak istiyorum öncelikle ittifakı sona bırakarak seçim güvenliği ve yerel seçimlerle ilgili.

Tabii, burada, yerel seçimlerle ilgili 18 yaş, 18 yaşın etkin kullanılmasını, bir anlam ifade etmesini sağlayacak olan husus, kanunumuzda bulunan askerlik yapmış olma şartının, askerlikle ilişiğinin olmamasına dönüştürülmesi şeklinde bir düzenleme. Malum, 18 yaşındakiler askerlik çağına girmemiş olduğu için, eğer askerlik yapma şartını muhafaza etseydik 18 yaşın bir kıymeti kalmayacaktı, dolayısıyla bunlar Anayasa değişikliğinin getirmiş olduğu düzenlemeler.

Diğer husus, muhtar oy pusulalarının, belediye başkanlığı ve belediye meclis üyelikleriyle ilgili birleşik oy pusulalarının aynı zarfa konulması suretiyle birçok oy 2014 yerel seçimlerinde geçersiz olmuştu, bunu giderecek bir düzenleme bu. Bu bakımdan, daha çok seçmen iradesinin, sandığa yansıyan seçmen iradesinin geçerli kılınması yönünde, mümkün olduğu kadar geçerli kılınması yönünde yapılan düzenlemeler.

Seçim güvenliğiyle ilgili hususlar burada konuşuldu.

Değerli arkadaşlar, seçim günü seçim güvenliğiyle ilgili esasen bir problem yok. Bizim burada karma seçmen listesi yani aynı binada bulunan kişilerin farklı sandıklarda oy kullanmasını sağlayacak düzenlemeler ile sandık bölgelerinin, seçim bölgelerinin birleştirilmesine yönelik düzenlemeler, seçim sonrasına yönelik tehditleri izale edebilecek bir imkân sağlayan düzenlemeler.

Öncelikle şunu açık olarak belirtelim: Bunlar bir seçenek olarak ortaya konuluyor yani Yüksek Seçim Kurulu burada zorunlu olarak bir birleştirmeye gitmeyecek. Bir yerde bu tür sıkıntıların olma ihtimali varsa... Umarız önümüzdeki seçimlerde belki hiç uygulanma kabiliyeti bulmayacaktır bu hükümler ama zaman zaman bu yönde bazı şikâyetlere rastlamıştık. Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulundan taleplerimiz de oldu ama Yüksek Seçim Kurulu kanuni bir temeli olmadığı için bu yapacağı, alacağı kararı, bu birleştirmeyi, bunu yapamayacağını ifade etmişti. Bunun üzerine Yüksek Seçim Kuruluna gerekli görüldüğü takdirde bu tür birleştirmeleri yapma imkânı sağlıyoruz burada. Ama ihtiyaç olursa kullanılacak hükümler bunlar. Nasıl bir şey? Tabii, bu konu Komisyonda da çok tartışıldı arkadaşlarımızla, bunların cevapları da orada verildi; raporumuzda da mevcut, özet olarak.

Şunu ifade edeyim: Tabii, değerli arkadaşlar, seçmenlerin kontrolü, seçmen listelerindeki kontrol için çok güçlü bir sistemimiz var. Zaten siyasi partiler seçimlerden önce de birçok aşamada seçmen listelerini Yüksek Seçim Kurulundan alabiliyorlar talepleri üzerine. Seçim süreci başladıktan sonra da güncelleme için listeler askıya çıktığı zaman bu listelerde henüz sandık ataması yapılmadığı için herkes yine haneleriyle ve bulundukları binayla bağlantılı bir çerçevede listede yer alıyor. Dolayısıyla bazı arkadaşlarımızın ifade ettiği, işte, "Komşular birbirine listede var mı, yok mu bakamayacaklar." iddiası doğru bir iddia değil. Seçmenlerin listesini güncellemek için askıya çıktığı ilk zamanda bu usulle yapıldığı için listeler, bunu kontrol etme imkânı var. Ayrıca, tabii ki sadece askıda listeden kontrol yapılmıyor, siyasi partilere dijital ortamda verilen seçmen listeleri de siyasi partilerin elindeki önceki verilerle, ne kadar seçmen arttı, ne kadar değişiklik oldu, bunu tespit etme imkânı verecek şekilde yapılabiliyor.

Daha sonra -güncellemeden sonra- tekrar güncellenmiş listeler veriliyor ki itiraz imkânı sağlanıyor, böylece siyasi partiler gerek genel merkezleri itibarıyla kontrol edebilirler gerekse il, ilçe teşkilatları itibarıyla kontrol edebilirler. Bütün bu işlemler gerçekleştikten sonra, seçmen listesi kesinleştikten sonra sandık ataması yapılıyor. Bu da yine siyasi partilerimizin de kontrol edebileceği açık bir şekilde yapılıyor. Buradaki mesele, mesela -rastladığımız, bilgi verilen olaylar bakımından bunu söylüyorum- bir köyde tehdit, "Burada bir oy başka partiye çıkarsa malınıza, canınıza zarar veririz." diye bir tehdit... Seçim günü yok böyle bir şey ama seçimden sonra sayıldığı zaman oylar, tabii, oyun şahsen kime ait olduğu belli değil ama bir toplu cezalandırma usulüyle karşılaşıldığına dair bilgiler az da olsa elimizde var. Dolayısıyla burada eğer böyle bir tehlike, böyle bir ihtimal görülürse Yüksek Seçim Kurulunun kararıyla bu tür karma listeler ve sandık birleştirmeleri yapılacak. Burada "valinin veya il seçim kurulunun talebi" diyoruz metinde. Dolayısıyla valiler bu işi yapmayacak. Onlar sadece ellerindeki bilgilere dayanarak, bilgilere istinaden bunu Yüksek Seçim Kuruluna arz edecekler. Yüksek Seçim Kurulu bunları yeterli görüyorsa bu uygulama için, o zaman birleştirme yönünde karar verebilecek. Yoksa burada idarenin seçimle ilgili bir tasarrufu söz konusu değil.

Bir başka konuşulan, tartışılan husus, arkadaşlar, sandık başkanlıklarıyla ilgili. Sandık başkanlıklarıyla ilgili bugünkü sistemde -bazı arkadaşlarımız söylediler- önce ilçe seçim kurulu başkanı bir liste hazırlıyor. Bunun hazırladığı liste kamu görevlilerinden oluşan bir liste. İlçe seçim kurulunda üyesi bulunan siyasi partiler de birer tane liste verme imkânına sahip sandık başkanlıkları için. Bunlar arasından, bilahare, kurayla sandık başkanları belirleniyor. Bu, tabii, teorik husus. Kanun metninde yazan husus yeni yeni anlaşılmaya ve siyasi partiler tarafından ilçe seçim kurulları tahrik edilerek uygulanmaya başladı.

Ama bakın, en son halk oylamasıyla ilgili verileri arz edeyim size: Sandık kurulu başkanları arasında toplam 122.173'ü kamu görevlisi. Şu anlamda kamu görevlisi bu: İlçe seçim kurulu başkanının hazırladığı listeden çıkanlar bunlar. Geri kalan 18.281 AK PARTİ'nin ilçelerde vermiş olduğu listelerden çıkmış kurayla, 11.739 Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği listelerden çıkmış, 7.513 Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği listelerden, 5.488 HDP'nin verdiği listelerden, 1.477 de diğer...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - O kuraları çeken eli takdir etmek lazım.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (Devamla) - Kurayla... Yok, öyle değil sayın vekilim, öyle değil, hayır. Liste veriyorsanız kuraya giriyorsunuz. Liste vermemişseniz ilçede, ilçe seçim kurulu size ayrıca bir liste yapıp koymuyor kuraya. Onun için çoğu yerde, ilçelerimizde zaten liste vermediği için siyasi partiler -liste vermediği, bu işi bilmediği için olabilir- kuradaki çıkma sayısı az.

Burada bir hususa daha dikkat çekmek isterim. 122.173 kamu görevlisi, sadece kamu görevlisi değil, az önce de ifade ettim, ilçe seçim kurulu başkanının hazırlamış olduğu listeden çıkanlar... Siyasi partilerin vermiş olduğu listelerdekilerin de önemli bir kısmı kamu görevlisi. Siyasi partiler de başkanlık için verdikleri listelerde büyük ölçüde kamu görevlilerinin isimlerini vermiş. Bu şekilde bakacak olursak en son referandumda sandık başkanları aşağı yukarı yüzde 90'ın üzerinde zaten kamu görevlisi kökenli. Daha geriye gidersek bu uygulamanın 2014'ten itibaren canlanmaya başladığını -kanunda bulunmakla beraber- ifade edeyim. Daha önce yüzde 100 civarında zaten kamu görevlilerinden oluşuyordu. Buradaki mesele, kanunda yer alan "iyi hâlle tanınma" ifadesi gibi muğlak bir ifadenin uygulamada çıkardığı sıkıntılar. Ayrıca, sandık başkanları arasında çok çok nadir de olsa okuma yazma bilmede sıkıntısı olan, sandık tutanağını imzalamakta sıkıntı yaşayan, parmak basma gibi bir talepte bulunan sandık kurulu başkanları var. Dolayısıyla burada kamu görevlileri...

Kamu görevlileriyle ilgili düzenlemenin dikkatle okunması gerektiğini düşünüyorum. Şöyle: Burada, arkadaşlar -okunmuyor, onun için söylüyorum- ilçede ikamet eden bütün kamu görevlilerinin listesi ilçe seçim kurulu başkanlığına gönderilecek. Yani kaymakam, mülki amir, mülki idare amiri orada bir eleme yapmayacak, ilçede ikamet eden bütün kamu görevlilerinin listesini, o ilçedeki listeyi gönderecek ve bunlar arasından kurayla, sandık sayısının 2 katı kadar kamu görevlisi sandık başkanı adayı olarak belirlenecek. Bunlar arasında tabii ki yargı mensupları gibi, güvenlik güçleri mensupları gibi olanların veya sağlık sebebiyle raporlu olanların çıkması durumunda sandıkların hepsine birer başkan bulunabilmesi için 2 katı kura belirlendi.

Dolayısıyla kamu görevlileri, bir kere, resmen siyasi partili değil ama elbette hepsinin siyasi görüşü olabilir. Yer yer bunlar değişebilir, çoğunluğu bir partiden, bir başka ilçede başka partiden olabilir ama biz bütün kamu görevlilerinin bu kuraya dâhil olmasını sağlamak suretiyle burada objektif bir usul, bir yöntem belirlemiş oluyoruz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Parti temsilcileri olsa ne olurdu Hocam? Parti temsilcileri vardı, ne oldu?

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (Devamla) - Sorulara daha sonra cevap vereceğim, hepsini önce bitireyim de.

Şimdi, kolluk kuvvetlerinin sandık çevresindeki olaylara müdahalesi konusunda... Malumunuz, sandık çevresinde bir olay varsa kolluk görevlilerini çağırma yetkisi sandık kurulu başkanının ve sandık kurulu üyelerinin. Fakat -bazı yerlerde yaşanan husustur bu- sandık kurulunun oluşum şekliyle ilgili sorunlardan... Nedir? Tabii kanunun bütününe bakarsanız, biz Komisyonda bunu gördük... Arkadaşlarımızın bir kısmı eleştirilerini yöneltirken... Tabii bu eleştiriler metnin ve seçim sürecinin işleyişiyle ilgili doğru bilgiler içermiyor. Mesela "seçim bölgesi" diyoruz, seçim bölgesini sözlükteki anlamıyla bölge olarak düşünüyor. Hâlbuki açık tanımı var kanunda, "Her muhtarlık bir seçim bölgesidir." diyor. Şimdi, burada eğer sandık kurulu üyelerinin oluşumunda, sandık kurulunun oluşumunda bir eksiklik varsa, bir sıkıntı varsa o çevredeki kişiler arasından sandık kurulu başkanı üyeleri ikmal ediyor, tamamlıyor. Bakıyorsunuz, sandık çevresindeki bir olayda, sandık kurulu başkanı o olayı önleyecek şekilde kolluk güçlerine haber vermiyor, onları davet etmiyor, sandık kurulu üyeleri de davet etmiyor. İşte böyle bir durumda seçmene, bu konuda kolluk güçlerine haber verme imkânını tanıyoruz. Fakat bunun da suistimal edilmesini önlemek için, SMS gibi, telefon gibi bir yolla, yöntemle değil şahsen, bizzat başvurması suretiyle, kendi kimliğini ortaya koyarak ihbarda bulunması suretiyle sağlamış oluyoruz. Detayında düzenlemeler var zaten; olayla sınırlı olarak oraya gelecekler ve yine bölgedeki ve sandık çevresi alanındaki yönetim sandık kurulu başkanının ve sandık kurulunun yetkisinde. Bu bakımdan, ihbar edilen olay doğru çıkmazsa veya çözüldükten sonra derhâl oradan ayrılması öngörülüyor.

Değerli arkadaşlar, seçim ittifakıyla ilgili hususlara da hızlıca değineceğim. Tabii, bu düzenlemenin en çok tartışılan yönü, konuşulan yönü seçim ittifakları. Malumunuz -burada arkadaşlarımız, Sayın Kalaycı çok detaylı bir şekilde anlattılar- 1991'den itibaren Türkiye'de aşağı yukarı her seçimde, milletvekili seçiminde seçim ittifakları fiilen oldu ama bunun hukuki bir temeli, kanuni bir temeli yoktu. Biz bu düzenlemeyle önce seçimlerde siyasi partilerin ittifakını engelleyen hükümleri, mesela "Bir siyasi parti başka bir siyasi partiyi destekleyemez." şeklindeki Siyasi Partiler Kanunu'ndaki bir hükmü, bunun gibi hükümleri, engelleri kaldırdık ve seçim ittifakıyla ilgili bir kılavuz mahiyetinde temel bir düzenleme yaptık. Burada, düzenlemede çok fazla detaylara girmedik, belli başlı unsurları belirledik. Seçim takviminin başlangıcından itibaren yedi gün içerisinde seçim ittifakıyla ilgili bir beyannameyle partiler Yüksek Seçim Kuruluna başvuruyor. Oy pusulasında yer alırken yine kura sistemi devam ediyor, kurayla yerleri belirlenecek, kendi içlerindeki sıralama da aynı şekilde kurayla belirlenecek. Sonra, oy pusulasındaki oyun kullanımıyla ilgili hususlar, tartışılan konuların başında onlar geliyor.

Değerli arkadaşlar, bugün de değerli bir arkadaşımız bir oy pusulası örneği gösterdi. Oy pusulasının nasıl hazırlanacağına dair özel bir hüküm var -Milletvekili Seçimi Kanunu'nda 26'ncı madde- oy pusulasında partilerin sütunları ve bu sütunlar arasındaki mesafeler dâhil olmak üzere bunların ölçüleri de verilmek suretiyle. Fakat bugün benim görmüş olduğum oy pusulasında ittifak içerisinde yer alan partilere ait sütunlar, ittifak içinde yer almayan siyasi partilere ait sütunların 1,5 katı kadar büyük gösterilmişti. Böyle bir şey mümkün değil. Ben bunun doğru anlaşılmadığını düşündüğüm için bununla ilgili bir örnek gösteriyorum. Siyasi partilere ayrılan sütunların hepsi eşit, ittifak içindekiler de ittifak dışındakiler de. İttifakla ilgili farklılık, sadece ittifak yapan siyasi partilerin üstünde ittifaka dair -ittifakın ismiyle beraber- bir bölümün bulunmasıdır. Yani ittifak içindeki siyasi partilerin sütunlarının diğerlerinden daha geniş olduğuna dair bir yaklaşım yanlıştır, bunun hiçbir temeli yok, kanuna da aykırı bu zaten. Bunun bilinmesi için bunu gösteriyorum.

MURAT EMİR (Ankara) - Hileyi sayımda yapıyorsunuz, sayımda

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, bakınız, burada, oy pusulasında bir siyasi partiye ayrılan bir alan içerisinde istediğiniz yere mührü basabilirsiniz, bu geçerlidir. O mühür için ayrılan bir yer var ya, sade oraya değil, istediğiniz yere basabilirsiniz, istediğiniz sayıda basabilirsiniz, oy geçerlidir yani bir siyasi partiye ait bir sütun içerisinde olmak kaydıyla 40 defa mühür bassanız o alana, bu geçerlidir. Ne zaman geçersiz? Ancak bir başka partiye ayrılan sütuna taştığı zaman geçersiz. Hatta iki siyasi parti arasında 0,75 santimetrelik bu alanda, bu alana taşsa bile geçerlidir, diğer siyasi partinin alanına girdiği zaman geçersiz oluyor. Biz aynı mantığı ittifakla ilgili de sürdürüyoruz. İşte, ittifakla ilgili bir alan var, bu alanın içinde olmak kaydıyla kaç defa olursa olsun, neresine basılırsa basılsın aynı mantık, bugün geçerli olan mantık neyse aynı mantık burada da geçerli, bunu geçerli sayıyoruz. Onun için ittifakın ortak oylarıyla ilgili tartışmaya mahal yok. İttifak alanı içerisinde basılan bir oy olduğu için bunun nereye verildiği yani ittifaka verildiği belli. Sonra, bunun dağılımıyla ilgili adilane bir formül geliştirdik. Partilerin, siyasi partilerin, ittifak içerisindeki siyasi partilerin aldıkları oy oranında bu dağıtılmış olacak. Bunun siyasi partilerin aldığı hazine yardımına hiçbir etkisi yok. Oy oranında dağıtıldığı için, hazineden alınan yardım oy sayısına göre değil, oy oranına göre verildiğinden oranı değiştirmeyeceği için hazine yardımını da etkilemeyecektir. Bilhassa o maddeye biz dokunmadık.

MUSA ÇAM (İzmir) - Barajı niye düşürmüyorsunuz Hocam?

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu bakımdan oyların dağılımıyla ilgili de yapılan spekülasyonlar komik spekülasyonlardır, bunların hiçbir anlamı yok.

Vaktim çok daraldı. Arkadaşlarımız temas ettiler...

MUSA ÇAM (İzmir) - Barajdan bahset Hocam.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (Devamla) - Oy pusulalarıyla ve zarflarla ilgili olarak bunların sandık kurulu tarafından mühürlenmemiş olmasına dair hüküm çok açık, net. Zarflar da oy pusulaları da filigranlı olarak imal ediliyor. Filigran bir basım tekniği falan değil; filigran, kâğıdın imalatı esnasında kâğıda eklenen özel bir doku. Dolayısıyla bunun üretiminde, taklidinde çok ciddi, yüzde 100'e varan bir imkânsızlık olduğunu ifade edeyim.

MURAT EMİR (Ankara) - Taklide gerek yok.

NİHAT YEŞİL (Ankara) - 1 tane unutabilirsin, 10 tane unutabilirsin ama tümünü unutmak diye bir şey var mı?

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (Devamla) - Ayrıca, bunun dışında, sandık kurulu mührü dışında ilçe seçim kurulu mührü de mevcut, arıyoruz. Birçok arkadaşımız ifade etti, 84'ten bugüne kadar bütün siyasi partilerimizin bunların geçerli sayılması yönünde talepleri var, Yüksek Seçim Kurulunun da istikrarlı kararları var, o kararları buraya dercetmiş oluyoruz.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şentop.