GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: EMNİYET TEŞKİLATININ SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:23
Tarih:13.11.2012

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emniyet teşkilatının sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, değerli milletvekilleri, Siirt'te şehit olan 17 askerimizin acılı ailelerine başsağlığı diliyorum, sabır diliyorum ve bu vesileyle belirtmek istiyorum ki yüce Mecliste en çok kullanılan cümlelerden biri bu rahmet ve sabır dilekleri oldu bu dönem. Umut ediyorum ki bu son dilek olur ve yüce Meclis bu ülkenin terör problemini bir an evvel sonlandırır ve artık biz de bu kürsüden rahmet dilemekten vazgeçeriz.

Evet, değerli arkadaşlarım, emniyet teşkilatı 253 bin çalışanıyla Türkiye'nin en büyük teşkilatlarından biri. Bu teşkilatın kendi büyüklüğü kadar sorunları da gerçekten çok büyük. Hani, Türkçedeki deyimle "Bir dokun, bin ah işit!" şeklinde sıkıntıları var. En basitinden size şöyle söyleyeyim: Bu insanların hepsi, bizler bayramda seyranda evlerimizde çocuklarımızla beraberken görevdeler, bizler gece yataklarımızda uyuyorken hepsi görevdeler fakat bu yaptıkları ek görevler için hiçbir ek ücret almıyorlar.

Yine, değerli arkadaşlarım, polisler, bizim ülkemizin konumu gereği -biliyorsunuz- terörle de mücadele ediyorlar, fakat kendilerine özel hizmet tazminatı verilirken Avrupa'daki polisler kıstas alınıyor. Ben size buradan sormak isterim: Avrupa'daki hangi polis otuz gün dağa çıkıp namlunun başında, karda, kışta, kıyamette memleketi bekliyor? Bu konudaki aksaklığı umut ederim ki düzeltirsiniz.

Yine, değerli arkadaşlarım, şehit olmak bizim ülkemizde, dinimizde bir onur meselesi ancak hem polislerin hem de askerlerin şehit yakınları, maalesef, bu ülkede bu ülkede yoksulluk sınırının altında bir ücret alıyorlar. Siz eğer şehit olduğunuzda eşinizin, çocuklarınızın aç kalacağı endişesi içerisindeyseniz nasıl bir görev yapacağınızı da sizlerin vicdanına bırakıyorum.

Yine, değerli arkadaşlarım, diyelim ki polis teşkilatı olarak çok başarılı bir çalışma yaptınız, bir çeteyi çökerttiniz veya ciddi bir kaçakçılığı engellediniz, devlet size ödül verecek. Devlet ödülü kime veriyor arkadaşlar? Masanın başında oturana veriyor, kurşunun önünde bekleyene değil. Siz polisi merminin önüne süreceksiniz fakat ödülü emniyet müdürleriyle, emniyet amirleriyle paylaşacaksınız. Evet, değerli arkadaşlarım, polisin, emniyet teşkilatının sıkıntıları burada üç beş dakikayla anlatılabilecek bir sıkıntı değil.

Son günlerde polis sendika kurmak istedi. Ne oldu biliyor musunuz? Maalesef, Emniyet Genel Müdürü dilekçelerini almadı. Burada söylenecek tek cümle "Kadıyı kime şikâyet edeceksiniz." herhâlde! Emniyet müdürü ülkede adaleti sağlamakla görevliyken dilekçe almayarak anayasal bir suç işlemiştir. Biz polis sendikasının, siyasi görüşüne bakmaksızın, tavrına bakmaksızın kurulmasından yanayız. Bu anlamda da kendilerine destek olmaya çalışacağız.

Değerli arkadaşlarım, sürekli meydanlarda biber gazı sıkılan, coplanan Cumhuriyet Halk Partilileri temsil eden bir milletvekilinin neden polisin sorunuyla ilgilendiği sorusu belki aklınıza gelebilir. Ben size bu noktayı büyük ozanımızın birkaç dizesiyle özetlemek istiyorum:

"Kalbimizin yarısı burdaysa yarısı Çin'dedir,

Ama Sarı Nehr'e doğru akanların değil,

Tiananmen Alanı'nda ezilenlerin içindedir."

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bize oy versin ya da vermesin ezilen herkesin yanında durmaya devam edeceğiz.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Düzgün.