| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 15.03.2018 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın 41'inci maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, değerli milletvekilleri, benim de söz aldığım 41'inci maddede 1994 tarihli 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'da değişiklik yapılmıştır. Maddeyle, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının bazı daire başkanlıkları birleştirilmek ve yeniden isimlendirilmek suretiyle teşkilat yapısı ve kadroları yeniden düzenlenmektedir. Dolayısıyla maddedeki teknik düzenlemeye ilişkin bir itirazımız yok ama bizim, özellikle sizin iktidarınız dönemindeki özelleştirme politikası ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığının uygulamaları konusunda itirazlarımız var ve bu itirazlar sadece bizim değil, sadece muhalefet partilerinin değil, halkımızın büyük bir çoğunluğunun itirazları. İşte son olarak özelleştirme kapsamına alınan şeker fabrikalarının durumu ortadadır. Benden önceki hatipler de bu konuda ayrıntılı olarak görüşlerini ifade ettiler. Şeker fabrikalarına sahip çıkmanın, millî ve yerli olmanın tam da kendisi olduğunu düşünüyoruz ve şu an bizim birçok milletvekilimiz, parti meclisi üyelerimiz, özelleştirilecek olan tüm şeker fabrikalarını ziyaret etmekte, oradaki işçilerle, üreticilerle halkla bir araya gelmektedir. Bugün, şeker fabrikalarının bulunduğu illerde halkın tamamı özelleştirmeye karşı çıkıyor ancak Hükûmet bu tepkileri umursamıyor bile.
Değerli milletvekilleri, döneminizde tarım alanlarımızın giderek küçüldüğü, stratejik tarımsal ürünlerimizde dışa bağımlılığımızın arttığı ortadadır. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi yüksek korumalı, devlet destekli tarım politikaları uygulamaktadır. Ancak değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde ise birçok kamu kurumumuz devlet denetiminden çıkarılarak sermaye ve kâr amaçlı ranta dönüşmektedir. Stratejik gıda ürünlerimizde kendi kendimize yeterliliği sağlamak bir kenara, dışa bağımlı ve ithalata bağımlı hâle geldik.
Değerli milletvekilleri, şeker üretiminde kaybedenin olmadığı bir ortamda niçin bu şeker fabrikalarını özelleştirme gayreti içindesiniz? Bir gerekçe maalesef sunamıyorsunuz. Amacınız nişasta bazlı şeker üretimini teşvik etmek mi? Bu konuda henüz bir cevap alamadık.
Sayın Genel Başkanımızın iki haftadır grup toplantısında iktidara, Hükûmetinize sormuş olduğu sorular hâlâ cevapsız kalmaktadır. Şeker fabrikalarının kapatılarak nişasta bazlı ithalatın yapılması amacıyla yabancı kuruluşlarla ilgili bir gizli anlaşma mı vardır? Bu anlaşma metni maalesef vatandaşlarımızdan gizlenmektedir. Bu konularda Hükûmetin cevap vermesini beklemekteyiz.
Evet, değerli milletvekilleri, geçen hafta görüşmeye başladığımız bu kanun tasarısı üzerine konuşmuştum ve bir gecede araya aldığınız ve hızlıca çıkardığımız ve gerçekten yoğun ve hiç insani olmayan çalışma koşullarında kabul ettiğimiz tartışmalı ittifak yasalarından sonra bugün tekrar bu kanun tasarısını görüşmeye devam ediyoruz. Birçok alanda düzenleme yapmaktaydı; yatırım, tasarruf, vergi teşvikleri, internet yayın yasağı, istihdam, kreş desteği gibi birçok alanda.
Değerli milletvekilleri, burada yapılan teknik düzenlemelere gerek komisyonda gerek Genel Kurulda bir itirazda bulunmamıştık ancak on altı yıldır ülkedeki her alanda tüm politikalara tek başına yön veren iktidarınız döneminde yoksulluk, yolsuzluk, yasakları gideremediğiniz gibi yoksulluğumuzun giderek arttığı ortadadır. Yolsuzlukta ise 2013 yılından itibaren hızlı bir kötüleşme sürecindeyiz. Dünyadaki bütün endekslerde maalesef kötüleşmekteyiz. Ve yasaklar, düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskı ortamı ve yaklaşık yirmi bir ayı aşan bir süredir OHAL sürecindeyiz. Ve bu OHAL sürecinin Türkiye ekonomisini felakete götüreceğini biz sizlere söyledik ancak dinlemediniz. İşte, geçen hafta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody's'in ülkemizle ilgili notu maalesef düşmüştür ve Türkiye'nin notu, yatırım yapılabilir düzeyin iki kademe altına indirilmiştir. Bu indirim kararının alınmasının en temel nedenlerinden biri kurumların direncindeki süregelen kayıp ve dış şok riskinin, yüksek borç ve siyasi riskler nedeniyle sıralandığını görmekteyiz. Kuruluş, son iki yıldır Türkiye'yi Avrupa Birliği ülkeleri kategorisinden çıkarmıştır değerli milletvekilleri.
İşte, Adalet ve Kalkınma Partisinin ve Cumhurbaşkanının döneminde ülkemizin bugün içinden geçtiği dönemi anlamak için sizlere Daron Acemoğlu ve James Robinson'ın "Ulusların Düşüşü" çalışması...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - İzninizle bir dakika...
BAŞKAN - Tamamlayın cümlenizi lütfen.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bu çalışmada, "Ulusların Düşüşü" çalışmasında gerçekten ülkemizi ilgilendiren çok önemli tespitler vardır: Devlet yönetiminin bir kişinin ya da grubun elinde olması... Ekonomik sistem, bir grubu zenginleştirmek için ve toplumun diğer üyelerini sömürmek üzerine kurulmuştur. Bu sistemlerde rekabet ve yenilikçilik düşünülemez çünkü esas olan tek şey yöneten grubun zenginliğini artırmak ve gücü muhafaza etmektir. Bu tür sistemlerde geçici büyümeler, ekonomik iyileşmeler görülebilir ama sürdürülemez ve zamanla çökmeye mahkûmlar. İşte, bu teoriye göre değerli milletvekilleri, Türkiye hızla başarısız olma noktasındadır ve sizin uyguladığınız bütün politikalar çökme noktasındadır.
Evet, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak... Temel sorunlarımızı, eğitim, istihdam, ekonomik kalkınma, büyüme, araştırma geliştirme, katma değeri yüksek ürünler üretme noktasındaki sorunlarımızı işte bu torba yasalarla, geçici çözümlerle çözemeyeceğimiz ortadadır. Biz, düşüşte olduğunuz noktasını ve iktidarınızın çökme noktasında olduğunu tekrar bilgilerinize ve halkın takdirine sunuyoruz.
Teşekkür ederim. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)