| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 15.03.2018 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun tasarısının 42, 43 ve 44'üncü maddeleri İşsizlik Sigortası Kanunu'yla doğrudan ilgilidir. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 2000 yılında yürürlüğe girmiştir. Kanunla, çalışmakta olanlar ve çalışmaya başlayanlar zorunlu olarak İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamına alınmıştır. Bir iş yerinde çalışırken çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalıların işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybı belli süre ve ölçüde işsizlik sigortasıyla karşılanmaktadır.
Değerli arkadaşlar, burada getirilen düzenleme de İşsizlik Fonu'nun nasıl kullanıldığının farklı bir göstergesi. İşsizlik Fonu, çalışanlardan kesilen primlerle daha sonra, bunlar işsiz kaldıktan sonra kullanılmak amacıyla oluşturuldu. Ne var ki Hükûmet, burada oluşan varlığı farklı amaçlarla kullanıyor. Yani doğrudan işçilerin hak ettikleri ve hak edişleri olan bir konuda Hükûmet farklı uygulamalara gidiyor ve onu kendisi için bir kaynak olarak değerlendiriyor. Özünde bu konuda yapacağı yok mu? Var. Örneğin ne var? İşsizlik Fonu'na kesinti yaptığı mevsimlik işçiler var; ÇAYKUR'da, şeker fabrikalarında, Karayollarında bu mevsimlik işçilerden İşsizlik Fonu için kesinti yapılıyor ama bunlar işsiz kaldığında bu İşsizlik Fonu'ndan ne yazık ki faydalanamıyor. Peki, kim faydalanıyor? İşverenler daha çok sebepleniyorlar. İşverenlerden kesinti yapılıyor mu? Yapılıyor ama işveren verdiğini geri alıyor. İşçiler alabiliyor mu? Alamıyor, özellikle mevsimlik işçilerin bu konudaki mağduriyetleri devam ediyor. Şimdi, beş ay yirmi dokuz günlük çalışmada işsizlik sigortası ödüyorlardı ama bunlar dokuz ay -oradaki yöneticilerin inisiyatifine bırakılarak çıkarıldığına göre, neredeyse on ay- İşsizlik Fonu'na para kesilecek ama o ödenekten yararlanamayacaklar.
Değerli arkadaşlar, Hükûmetin uyguladığı bütün stratejik değişikliklerde temel amaç, çalışanların, emekçilerin haklarını gasbetmekten başka bir sonuç vermiyor; taşeronla ilgili kanun hükmündeki kararnamede yaptıkları düzenlemede de bu açıkça görülüyor. Karayollarında çalışan 19 bin işçiden başvuruda bulunanların ne yazık ki 4 bini alındı, geriye kalanlar taşeron olarak kaldı. Kamuda çalışan şoförlerin kadro beklentileri boşa çıktı, onlar da taşeron olarak kaldı. KİT'lerde çalışanlar taşeron olarak devam ediyor. Diğer kurum, kuruluşlarda, bakanlıkta çalışanların bir kısmı kadro aldı, bir kısmı almadı. Peki, amaç neydi? Taşeronun ortadan kaldırılmasıydı. Kalktı mı? Hayır. Taşeronda yapılan uygulamalarla mağduriyetler daha da artırıldı. Aynı kurumda aynı işi yapan ama iki ayrı ihaleyle alınan işçiler şu anda mağduriyet yaşıyorlar; biri taşeron, biri kadrolu. Peki, belediyelerde ne oldu? 400 bine yakın belediyede çalışan işçi için belediyelerde kadro verileceği umudu yaratıldı ama uygulamada belediye şirketleri üretildi, onlar da bir çeşit farklı bir taşeron; adı değişti, şirkete alınıyor. Neden belediye kadrolarına alınmıyorlar? Belediye kadrolarına alırlarsa bir dahaki süreçte onların işten çıkarılması mevcut 657'ye göre daha zorlaşacaktı. Oysa bu şirketlere alınan, kadro beklentileri olan bu işçiler de hayal kırıklığı yarattı. Hükûmetin yaptığı düzenlemelerde temel amaç, yoksulların, yokluk içinde yaşayanların ve mağdur kesimlerin iyileştirilmesi değil; rantiyeden elde ettikleri gelirlerle semirilmiş, gelişmiş olanlara daha fazla aktarılıyor, emekçiler ise mağdur ediliyor. Bu düzenlemelerde emeklilerden kesilenlerin, emekçilerden kesilenlerin ve onların hak edişi olanların mutlaka emekçilere dönmesi gerekir. İşsizlik Fonu amacı doğrultusunda kullanılmıyor, Hükûmet oradaki varlığı kendisi için bir kaynak olarak görüyor ve bu anlamda da fonu doğru kullanmadığı için giderek fondaki varlıklar da eriyor.
Bu anlamda bu düzenlemelerin hak edenlerin hak ettiği biçimde kullanacağı bir şekle dönüştürülmesinin gereğini belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)