GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GRUBU ADINA GRUP BAŞKANVEKİLLERİ İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL VE MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR?IN; TERÖR VE BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İLGİLİ YAPTIĞI AÇIKLAMALARLA TERÖRLE MÜCADELE EDEN GÜVENLİK GÜÇLERİNİN MORALİNİ VE AZMİNİ ZAYIFLATTIĞI İDDİASIYLA BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN ÖN GÖRÜŞMELERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:23
Tarih:13.11.2012

MHP GRUBU ADINA SİNAN OĞAN (Iğdır) - Teşekkür ederim.

Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle bir hadisi hatırlatmak isterim: "La hayra fi'l-kizb: Yalanda hayır yoktur."

Biraz önce Sayın Bakan burada, tarımda neler yaptıklarını anlattı. Iğdır'dan vatandaşlarımız aradı, şeker pancarını Iğdır'da bitiren Sayın Tarım Bakanına lütfen, yalan konuşmamasını söylememi rica etti, ben de vatandaşımın bu ricasını yerine getiriyorum. Onlarca daha benzer telefonları ben ve arkadaşlarımız aldık ama Sayın Bakan tabii, o telefonlara bakmak için önce yüz ve yürek olması lazım, hemen çekip gittiler.

SONER AKSOY (Kütahya) - Sen onu seçimlerde anlarsın.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Şimdi, bugün Sayın Başbakanın bir konuşmasını dinledik grup toplantısında. Kendince gensoruları hafife alan, kendince, Milliyetçi Hareket Partisinin gensorularını, amiyane tabirle, tiye almaya çalışan bir üslupla, burada parlamenterlerin ve muhalefetin elindeki, Anayasa'nın, İç Tüzük'ün verdiği en önemli araçlardan birisi olan, millet adına denetim yetkisini yapan muhalefete "Niye gensoru veriyorsunuz?" gibi acayip bir soru sordu.

Değerli milletvekilleri, muhalefet niye var? Muhalefet, iktidarın yanlışlarını düzeltmek için, iktidara doğru yolu göstermek ve millete de iktidarın bu yüzünü göstermek için var ama Sayın Başbakan Yardımcısı buna engel oluyor. Niye vatandaşın bilgi alma hakkına engel oluyorsunuz? Vatandaşın bilgi alma hakkına engel olmak için, Sayın Başbakan Yardımcısı niye bu kadar çaba içerisindesiniz? Kendinize bu kadar güveniyorsanız, diğer, yarınki gensorumuzda bu konulara gireceğiz, göreceksiniz.

Değerli milletvekilleri, dünyada milyon dolarlık adası olanlar var ama Türkiye'de de milyonlarca insanın yüreğine ateş düşürmüş terörist başı Abdullah Öcalan'ın adası var. Bu yetmezmiş gibi Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç  "Abdullah Öcalan ev hapsine çıkabilir." diyor. Ben de buradan Sayın Başbakan Yardımcısına soruyorum -Eğer TOKİ Bakanı da buradaysa- talimatı TOKİ Bakanına vereceksiniz de Sayın Başbakan Yardımcısı, Abdullah Öcalan'ın villasını da TOKİ'ye mi yaptıracaksınız ev hapsine çıkararak?

Sayın Başbakan Yardımcısının son dönemlerdeki konuşmaları, eylemleri, Başbakanla iyi polis, kötü polis oynamaları -ağlamadan sorumlu olduğu için Sayın Başbakan Yardımcısı- arada bir de ağlamaları ve Türk milletinin ağlayan analarının, âdeta, o ağlamasıyla dalga geçer gibi teröriste de arada bir ağlamaları, inanın tek başına bu bile bu gensoruyu fazlasıyla hak ettirmektedir.

Konu terör olunca, insan tabii, on yılda nereden nereye geldiğimizi sormadan edemiyor. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2002'de iktidarı size devrederken, iktidara geldiğinizde sadece bir yılda 6 tane şehidimiz vardı; bu bile fazladır. Bir yılda 6 şehit bile fazladır. Gönül ister ki, 1 tane bile şehidimiz olmasın. Gönül ister ki, 1 kişinin bile burnu kanamasın ama sizin devri iktidarınızda yıkım koordinatörü Başbakan Yardımcısının ve ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısının koordinatörlüğünde maalesef her gün Türkiye'de şehit haberleri gelir oldu.

Maliye Bakanlığı Mali Suçlar Araştırma Kurulu MASAK, geçen yıl "devrim vergisi" adı altında terör örgütünün 28 milyon lira para topladığını ifade ediyor. BDP'li belediye başkanlarının maaşlarının bir kısmının PKK'ya aktarıldığını ifade ediyor; MASAK'ın raporundan okuyorum. Siz, belediye başkanlarının şimdi yetkisini daha da artırarak ve bu geçirdiğiniz yasayla, aslında PKK'ya da bir yönüyle hizmet ettiğinizi de unutmayın.

Biraz önce, bir sayın konuşmacı şunu ifade etti, dedi ki bir günde Meclisin çalışmasının maliyeti şudur. Meclisin bugün normal çalışma süresi. Peki, bölünme yasası için Meclisi pazar günü, cumartesi günü, çalışma günleri dışında niye çalıştırdınız? Bunun faturası millete yüklenmiyor mu? Bunun hesabını vermeden gelip burada, utanmadan bugün muhalefetin muhalefet yapma görevini engellemeye çalışıyorsunuz. Bir de bunun maliyeti olduğunu ifade ediyorsunuz. Sizin yanlış politikalarınızın -Sayın Başbakan Yardımcısı sizin yanlış politikalarınızın- terörü övmenin, terör örgütüne dolaylı da olsa moralman destek vermenin Türk milletine maliyetinden sizin haberiniz var mı? Sizin bundan haberiniz var ama maalesef işinize gelmiyor.

Bingöl'de 10 şehidimizin olduğu gün Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç diyor ki: "Terör örgütü, teröristler akıllı davranmış." diyor. Bir bu kalmıştı. Sayın Başbakan Yardımcısının, terör örgütüne akıl ve moral vermediği kalmıştı. Tabii, eskiden şöyle bir ifade kullanıyordunuz, artık son dönemlerde kullanmıyorsunuz: "Hayaldi gerçek oldu." Evet, bir Başbakan Yardımcısının terör örgütüne akıl vermesi eskiden hayaldi maalesef bugün gerçek oldu.

Yine bir Adalet ve Kalkınma Partili sözcü kalkıp "Birkaç Mehmet öldü diye Meclisi toplayamayız." demişti. Sadece bu kelime bile devri iktidarınızın içinde bulunduğu vahim durumu göstermeye yetmektedir. Bölünme yasasını getirdiğiniz gün biz ısrarla şehit cenazelerine katılmak için Meclisin, bir süre, çalışmalarına ara verilmesini istirham ettik, talep ettik ama siz buna bile karşı çıktınız. Çünkü "Birkaç Mehmet öldü diye şehit cenazesine mi gidilir?" Anlayışı içerisinde olduğunuz için, siz şehide "kelle" dediğiniz için ve maalesef o kutlu Peygamber ocağına gidip, orada, şehit olanlarımıza destek vermemizi engellediğiniz için Türk milletinin hesabıyla hem ahirette hem de bugünün hesabıyla karşı karşıya kalacaksınız.

Adalet ve Kalkınma Partisinin terörle mücadele serüveninin Habur'daki rezaleti ve Oslo'daki zavallılıktan başka ne anlatılabilir bilmiyorum. Çok şey anlatılır, Başbakan, PKK'yla ilgili görüşmelerle ilgili "PKK'yla görüştüğümüzü ispat edenler bilmem nedir." demişti. Burada dahi ağzımıza alamayacağımız bir kelimeyi kullanmıştı. Daha sonra Millî İstihbarat Teşkilatını kendisinin görevlendirdiğini iddia etmişti. Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın söylediğine göre "İhtiyaç olursa yine görüşülür. Terör örgütüyle biz her zaman, ihtiyaç duyduğumuz her zaman görüşürüz." diyordu. Sayın Başbakanın sözüne de haklılık kazandırmak için "İslam'da bile karı kocanın arasını bulmak için yalan konuşmak caizdir." demişti. Sayın Başbakan Yardımcısına "Yalanda hayır yoktur." hadisini yeniden hatırlatmak istiyorum ama sizin tabii, hayatınız yalan olduğu için size neyi hatırlatalım, doğrusu bilmiyorum.

Geçen yıl bütçe konuşmalarında Sayın Başbakan Yardımcısının yine kimlik üzerine yapmış olduğu vurgulamalar, terör örgütüne, âdeta, moral kaynağı olmuştur. Sayın Başbakan Yardımcısının yine aynı şekilde "Terörist için ağlamayanın kalbi yoktur, insan değildir." ifadelerini kullanan emniyet müdürüne verdiği destek de akıllardan çıkmış değil.

Siz bütün konuşmalarınızda Sayın Başbakan Yardımcısı, terör örgütüne destek veriyorsunuz, siz bütün konuşmalarınızla terör örgütünün, âdeta, moral kaynağı hâline geldiniz. Siz terör örgütüne bu desteği verirken Mehmetçik'imiz bugün bu saatte bile terör örgütüyle mücadele hâlindedir. Tabii, bu konuda siz Kandil'in Meclis şubesiyle yarışır hâldesiniz Sayın Başbakan Yardımcısı.

Dolayısıyla buradan, her şeyi eline yüzüne bulaştıran AKP'ye şunu ifade etmek istiyorum: Bütünleştirmenin yerine ayrımcılığı, ayrıştırıcılığın en büyüğünü siz yapmaktasınız. Keşke, çuvalladığınız o meşhur "sıfır sorun politikası" yerine siz kendinizi "sıfır terör"e göre odaklasaydınız. Keşke, dış politikanızın, iç politikanızın ana gündem maddesi "sıfır terör" olsaydı. "Sıfır terör" olsaydı, hiç olmazsa sizin gibiler, Sayın Başbakan Yardımcısı, teröriste moral, teröriste akıl vermek durumunda kalmazdı.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Oğan.