GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının 9'uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:20.03.2018

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 25 Mart 2009 tarihinde kaybettiğimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun Hakk'a yürüyüşünün 9'uncu yılı münasebetiyle söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Muhsin Yazıcıoğlu'nu dokuz yıl önce kaybettik. Ölümünün ardından çok şeyler yazıldı çok şeyler söylendi. Cenazesinde toplanan milyonlar, etki ve sevgi alanının partisinin sınırlarının çok ötesinde olduğunu gösteriyordu. Aradan yıllar geçmesine rağmen unutulmadı, aksine her geçen gün daha çok aranan, daha çok özlenen bir siyasetçi olarak belirdiğini söylemeden geçemeyeceğim. İnsanları yaşatan geride bıraktığı izlerdir. Özellikle siyaset yapanların, Yazıcıoğlu'nun bıraktığı izleri, hangi saiklerle bu kadar sevildiğini anlamaları gerekir. O, her zaman halktan biri gibi hareket etti. Eleştiriye açık oldu, en ağır tenkitler karşısında bile tebessüm etmesini bildi. Özel hayatında da siyasi hayatında da şeffaf ve demokrat bir tutum sergiledi. Siyaseti, ticaret gibi değil, bir millet hizmetkârı gibi yaptı. Partisinin kaloriferleri yanmazken topladığı paraların bir kuruşunu bile ayırmadan hepsini Çeçenistan'a Cevher Dudayev'e gönderdi. Kalbi kâh Bosna'da kâh Azerbaycan'da kâh Çeçenistan'da kâh Kıbrıs'ta kâh Balkanlarda attı. Türkiye'nin terör mücadelesine destek olmak amacıyla Kuzey Irak'ta müttefikler aradı. Milletin derdini dert edinerek siyaset yaptı.

28 Şubat'ta susmayan, eğilmeyen, ölçülerinden taviz vermeyen ender siyasetçilerden biriydi. "Türkiye, İran olacak; Türkiye, Cezayir olacak." diyenlere "Türkiye, Cezayir olmaz; Türkiye, İran olmaz ama Türkiye'yi Suriye de yaptırtmayacağız." diyecek kadar da yürekli bir adamdı. Onun "Türkiye, Suriye olmayacak." sözleri 28 Şubata karşı ciddi bir uyarı ve millî güçlerin uyanması için önemli bir vesile oldu.

Muhsin Yazıcıoğlu iyi bir devlet adamı ve iyi bir mümindi. "Bir kar tanesi olsaydınız nereye düşmek isterdiniz?" sorusuna "Mekke'ye düşmek isterdim." diyebilecek kadar Allah ve Peygamber âşığı idi. Allah için olanı sadece Allah'a arz etti.

Siyasette başarıyı rakamlarla ölçen biri değildi; onun için, arkasında kaç kişi olduğuna hiç bir zaman önem vermedi. Hapishanede yazdığı ve hepimizi üşüten şiiri belki de onun saf, temiz ruhuna düşmüş acıklı sonun kerametvari bir terennümü idi. Çağlayancerit'te helikopteri düştüğünde üşüyen sadece o değildi, hepimiz üşümüştük. O, yaşarken her annenin çocuğu, öldüğünde de her evin cenazesiydi. Böyle mert, ilkeli bir siyasetçinin erken zamanda aramızdan ayrılması hepimizi derinden üzmüştü.

Sayın milletvekilleri, Sayın Yazıcıoğlu hiç bir zaman dışarıdan müttefik aramadı. Kolay yoldan gelecek ama kendisini esir alacak yol ve yöntemlerin hiçbirine rağbet etmedi. Nefsini her zaman milletinin menfaatlerinin gerisinde tuttu. Siyasetin en temiz yüzlerinden biriydi. Onun içindir ki her çevreden dostları, sevenleri vardı. O, çağımızın alpereniydi.

28 Şubatta millet iradesine ipotek koymak isteyenlere meydan okuyanların başında Hasan Celal Güzel ve Muhsin Yazıcıoğlu geliyordu. Bugün Tank Hasan da ebedî dünyaya irtihal etti. İnşallah Peygamberimiz'e komşu olurlar.

Kimi insanların değerini ancak yokluklarında biliriz. Bir yanıyla kahramanlar çağından kalma bir kişiydi.

Sayın milletvekilleri, Muhsin Başkan milletimizin kültür köklerine aşkla bağlı olanlardandı. Onun büyük vatanseverliğini ifade edecek kelimeler sözlüklerimizde yeterli sayıda yoktur. Ama birtakım kişiler vatanımızı ona zindan etmeye çalıştılar. Bu özellikleri nedeniyle ona çok zulmettiler, çok çile çektirdiler. Onu Mamak zindanlarında 2,5 metrekarelik bir hücrede beş buçuk yıl ezdikten, yedi buçuk yıl hürriyetini gasbettikten sonra beraatine karar verdiler. Aziz naaşı milyonların iştiraki ve tekbir sesleriyle kaldırıldı. Muhsin Yazıcıoğlu sayılacak değil tartılacak adamdı tabii özgül ağırlık denilen şeyin terazisi varsa.

Sayın milletvekilleri, sevgi başka bir maden, başka bir element, başka bir kimya, her zaman siyasetin diline tercüme olmuş bir nesne değildir; oya tahvili zordur fakat vardır ve değerlidir.

Muhsin Yazıcıoğlu, Şarkışla Lisesindeki ocak başkanlığından itibaren Hakk'a yürüdüğü saate kadar kendine eşit saydıklarının arasında birinci olmak mevkisindeydi. Partisi mühim bir seçim başarısı gösteremedi ama o, hep mevcuttu ve değerliydi. O parti ise anlı şanlı siyasi kuruluşların ve siyasetçilerin "Yer yarılsa da yerin içine girsem, görünmez olsam." diye dilediği sert kriz günlerinde, milletin hukukundan yana tavır alması bakımından altın gibi kıymetliydi. 28 Şubatın sersemletici ayazında Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları, göğüslerine kadar düğmeleri çözülmüş delikanlı gömlekleriyle devrin egemenlerine yan bakıp "Bir dakika, biz sizin o söylediklerinize katılmıyoruz." diyebilmiş yiğit ve erkek adamlardı. Toplumu ayrıştıran siyasetlerden hazzetmezdi. Bırakıp gittiğinde her kesimden insanın tabutuna el atması bu özelliği yüzündendi. Dostluğu, arkadaşlığı çok değerli olan biriydi.

Sayın milletvekilleri, onu tanıyanlar devlet millet meselelerinin en çok konuşulacak kişisinin o olduğunu bilirlerdi. Onun için, millî refleksleri olan herkes ona koşardı.

"Orada gözler aydın, burada başsağlığı/İki ayrı dünyada iki ayrı tören var/Allah katından gelen bir yüce buyruk üzre/Aramızdan ansızın çadırını deren var."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Ansızın gitti ama o hep yaşadı, yaşayacak. İnsanlar yaşadıkları kadar anılmazlar, anıldıkları kadar yaşarlar.

Eğer Sayın Başkanım da müsaade ederse, bana bir otuz saniye daha verirse bir an önce tamamlamak istiyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayalleri vardı; "büyük Türkiye" hayali vardı, Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun "özgür Türkiye" hayali vardı. Lise yıllarında Elmalı köyünden Şarkışla'ya 5 kilometreyi yürüyerek gidip geliyordu. 5 arkadaştılar, bir gün Bozkurtlar Çiftliği kuracaklardı; biri doktor, biri veteriner hekim, biri ziraat mühendisi, biri jeoloji mühendisi, biri öğretmen olacaktı. Muhsin Yazıcıoğlu Sivas 1'incisi olarak üniversiteyi kazandı. Doktorluğu yazacaktı, yazdırmadı arkadaşları; bir sene önce birisi tıbbı yazmıştı, kendisine veteriner hekimlik düştü. 5'i de hayallerini gerçekleştirdiler ama Muhsin Yazıcıoğlu "büyük Türkiye" hayalini gerçekleştiremedi. İnşallah, bu Meclis ve aziz Türk Milleti "büyük Türkiye" ve "özgür Türkiye" hayalini gerçekleştirecek.

Kendisine rahmet diliyorum, ruhu şad olsun.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)