| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 28.03.2018 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MURAT ALPARSLAN (Ankara) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
HDP grup önerisinde ve konuşmacıların izahında özellikle iktidarımızın, partimizin medyanın ve basının çeşitliliğine, renkliliğine dönük birtakım yaptırımlarla bunu engellemeye çalıştığı ve tek sesli ve tek elden yönetilen bir basın ve medya aracılığıyla toplumu manipüle etmeye çalıştığı konusundaki iddiaları kabul etmediğimizi, reddettiğimizi peşinen söylemek isterim. Özellikle, kurulduğu günden itibaren her türlü vesayete karşı, millet iradesi ve egemenliği üzerindeki pek çok tasallut olmuş menfi durumu kaldırmak için gayret gösteren partimiz, bu anlamda da, ifade özgürlüğü, basın ve medya özgürlüğü anlamında da çok iyi gelişmelere imza atmıştır. Ülkemizde basının hem sayısal anlamda çeşitliliği ve renkliliği hem çok sesliliği, ajansları, medyası, yerel ve ulusal basın anlamında oldukça fazla olduğu hepimizce malumdur. Kaldı ki, pek çok Avrupa ülkesinde ve dünyanın pek çok yerinde bile ifade edilemeyen özgürlük derecesine varan bir şekilde zaman zaman yöneticilerimize, Cumhurbaşkanımıza hakaretlere kadar uzanan bir özgürlükten bahsedildiğini hepimiz biliyoruz. Ona ilave olarak, aynı zamanda, bu özgürlüklere terör örgütlerinin ve teröristlerin övülmesine dönük birtakım manşetlerin atıldığına da hepimiz geçmiş tarihte şahit olduk. O sebeple, bir medya kuruluşunun veya bir gazetecinin bir ceza takibine veya bir adli kovuşturmaya muhatap olmasının, sadece onun medya ve gazete temsilcisi olmasından kaynaklandığından bahisle eleştirilmesi doğru değildir. Bunlar araştırıldığında, bir suç unsuru olmasından kaynaklı ve bir cezaya muhatap olması gerekliliğinden kaynaklı olduğunu da hepimiz biliyoruz.
O sebeple, ülkemizde, hem ifade özgürlüğünün hem de medyanın renkliliği ve çeşitliliğinin, tarafsız, objektif, kamuoyunu aydınlatma saikiyle hareket ederek kara propagandadan, spekülasyonlardan uzak ve sorumsuzluktan kaçınan bir anlayışla görevini ifa ettiği ve ifa etmeye de devam edeceği hepimizce malumdur. Yapılması düşünülen medya satışının bir ticari ilişki olduğu da hepimizce malumdur. 1979 yılında Milliyet gazetesi, 1994 yılında Hürriyet gazetesini satın alan bir medya kuruluşunun bugün de satıyor olması veya farklı medya kuruluşlarının el değiştiriyor olması, ortaklık kuruyor olması, basın, ilkelerini ve görevlerini değiştirecek ve iktidar lehine bir durum oluşturacak noktaya gelecek diye düşünmemek lazım. Burada basının objektif ve tarafsız olarak kamuoyunu aydınlatma görevi devam etmektedir, AK PARTİ iktidarı da bunu muhafaza edecek her türlü yasal düzenlemeyi yaparak önünü açmaktadır.
Bu sebeple, grup önerisinin aleyhinde görüşümü ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)