GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:81
Tarih:04.04.2018

HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, dünyada ve Türkiye'de demokrasi ve özgürlük talepleri konusunda en güçlü mücadele alanları bizzat gençlik tarafından yaratılmıştır. Gençlik bir ülkede değişimin de potansiyelini ve dinamiğini oluşturmaktadır. Türkiye genç nüfusa sahip bir ülkedir ve TÜİK Mayıs 2017 verilerine göre 2016 yılı sonu itibarıyla 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 989 bin 42 kişidir. Genç nüfus toplam nüfusun yüzde 16,3'ünü oluşturmaktadır.

Şimdi, AKP hükûmetlerinde olduğu gibi, aslında birçok zamanda Türkiye'de geçmişten bugüne hükûmetlerin sağlıklı bir gençlik politikaları olmamıştır ve gençlik aslında her zaman bir tehdit olarak görülmüştür. Baskılanması, terbiye edilmesi gereken bir grup olarak görülen gençliğin özgürlük talepleri, fikirleri, eylemleri iktidarları her zaman korkutmuştur. Bu 1970'li yıllarda, 1960'lı yıllarda aynı şekilde tezahür etmiş; Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilmiş, daha sonrasında, benim gençlik dönemimde 1970'lerin sonlarında 1980 darbesine doğru giden dönemde ve sonrasında yine gençlik hep tehdit olarak görülmüş, Gezi gençliğine karşı aynı şeyler yaşatılmış, onlar da birer tehdit olarak görülmüş ve baskı altına alınmak istenmiştir.

Yine, son dönemde özellikle üniversite rektörlükleri öğrencilerin öğrenim yaşamlarını kolaylaştıracak adımlar atmaları gerekirken tam tersine öğrenim hayatlarını bitirecek girişimlerde bulunmaktadırlar. Bunun son örneğini Çukurova Üniversitesinde görmekteyiz. Rektörlük ile İl Emniyet Müdürlüğü tabir yerindeyse öğrencilerin eğitim haklarını ellerinden alacak anlaşmalar yapmıştır, keyfî fişlemelerle Rektörlüğe gönderilen dosyalara ilişkin öğrencilere soruşturma açacak komisyonlar kurulmuş ve bazı öğrenciler ifade vermeye çağrılmıştır.

Boğaziçi ve Çukurova Üniversitesinde yaşananlara benzer şekilde tüm üniversitelerde sol, sosyalist, Kürt, muhalif kimliğe sahip öğrencilere yönelik sistematik olarak baskılar uygulanmakta, temel hak ve özgürlüklerin kullanımı kriminalize edilerek on binlerce öğrenci hakkında adli ve idari soruşturma yürütülmektedir. Bugün, cezaevlerinde on binlerce tutuklu ve hükümlü öğrenci bulunduğu belirtilmektedir.

Gençler sadece bu baskılarla karşılaşmıyorlar, aynı zamanda, işsizlik, ucuz ve güvencesiz işlerde çalıştırılma, yoksulluk gibi çok önemli sorunlarla da karşı karşıyalar yani gençlerin bir temel diğer sorunu da yoksulluktur. Türkiye'nin gençleri tüm OECD ülkeleri gençlerinden daha yoksul çıkmaktadırlar. Gençlerin yoksulluk oranı yüzde 28,5'tur, OECD ortalaması ise yüzde 13,3'tür.

Gerçekten, baktığımız zaman, Türkiye'nin en başarılı gençleri işkenceye maruz bırakılıyor. Geçenlerde Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gözaltına alınırken bunu yaşadık, polis diyor ki: "Kafanıza vurursak belki biraz zekânız azalır." Bu öğrencilerin zekâları azalmayacak arkadaşlar. Bunlar, özgürlükçü, bilimsel özerkliği savunan, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan gençler ve onların zekâları azalmayacak. Dün 9 öğrenciyi tutukladı maalesef iktidarın yargısı ve hatta "Onları okutmayacağım." diyen Erdoğan, mümkün olsa üniversite sınavlarını da kaldırıp yerine Erdoğan mülakatı koyacak. Türkiye, öğrenci ve gazeteci hapishanesi olmuş durumda.

Şimdi, siz hangi noktadan buraya geldiniz, bunu çok iyi hatırlamanız lazım. "Başörtülü kızlarımızı okutmadılar, onları dışarıda okutmak zorunda kaldık." noktasından bugün geldiğiniz nokta "Komünistleri okutmayacağız." noktasıdır. Evet, gençler farklı düşünürler, insanlar farklı düşünürler ve özgürce düşüncelerini ifade etme hakkına sahiptirler, aksi takdirde bu ülkede ne gençlik gelişir ne ilerleme olur.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kerestecioğlu.