| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 10.04.2018 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Komisyonda enine boyuna konuşuldu ve böyle bir tasarının gündeme getirilmeden geri çekilmesi talep edildi ama Bakanlık bunda ısrarcı oldu. Özünde bir torba yasa, bana göre bir çorba yasa, içinde yok yok. Ama çiftçilerin, besicilerin, çalışanların, ormanda olanın faydasına da yararına da olan hiçbir hüküm olmadığı gibi, sulama birliklerinin de ortadan kaldırılmasına yönelik düzenlemeler içeren maddeler gündeme geldi.
Değerli arkadaşlar, Hükûmetin teklif ettiği metinde 1'inci madde "Arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerini yürütmek." şeklinde iken Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda -1'inci madde olarak- Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun'un 34'üncü maddesiyle ilgili bir değişiklik getirildi. Buraya "Bu kanun kapsamındaki koruma hizmetleri, hizmet alanların isteğine bağlı olarak alınacaktır." şeklinde bir ek yapıldı. Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun'un da özünde, günümüz şartlarında ele alınıp düzeltilmesi gerekli. Bu anlamda, yapılan düzenleme içerik olarak da çok anlamlı değil ama kanun tasarısının bütününe baktığımız zaman, bu kanun tasarısıyla ormanlarda imara açılan yeni araziler üretiliyor çünkü orman vasfından çıkarılan yerlerin ileriki aşamada kesinlikle imara açılacağını bugünden görüyoruz.
Sulama suyuyla ilgili mantık özelleştirmeyi içeriyor. Komisyonda bu yoğun olarak tartışıldı, sonunda bir kılıf bulundu; tanımı özelleştirme olmaktan çıkarıldı ama içeriğinde yine dolaylı olarak özelleştirme maddeye saklanarak tekrar Meclisin gündemine getirildi. Buradaki olay şu: Sulama birliklerini Devlet Su İşlerine bir yerde devralıyorsunuz. Orada sulama birliği meclisinde var olan, çiftçilerin seçtiği 14 binin üzerindeki kişiyi ortadan kaldırıyorsunuz, orayı kamudan atanacak kişilerle yönetmeyi amaçlıyorsunuz ama dolaylı olarak da içerikte suyu, sulama suyunu özelleştirmeyi de beraberinde getiriyorsunuz. Yani "Önce sulama birliklerini ortadan kaldıralım, daha sonra, ileriki aşamada sulama suyunu özelleştirelim." mantığı burada egemen.
Komisyonda yaşanan ilginç olaylardan biridir, sulama suyu tarlaya verildiğinde oradaki borçların desteklemeden kesilmesiyle ilgili maddeye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı da karşı çıktı "Bunun desteklemeden kesilmesi doğru değil." dedi. Yani kendi içinde, kanuna, bir bakanın getirmiş olduğu tasarıya diğer bir bakan muhalefet etti. Keza yine, Komisyonda görüşmeler sırasında ilginç bir olay da Şeker Kurumu ortadan kaldırıldıktan sonra şeker dairesinin oluşturulmasıyla ilgili düzenlemeye de Maliye Bakanlığının temsilcisi karşı çıktı. Görülüyor ki bu getirilen düzenlemeler, kendi içinde dahi tutarlılığı olmayan, aynı düşüncede, aynı partide farklı biçimde olaya yaklaşanların varlığıyla eleştirildi.
Onun için, bugün görüşmeye başladığımız tasarının doğrusu, yeniden Komisyona çekilip genelin kabul edeceği biçiminde düzenlemeler içermesi. Örneğin, arazi toplulaştırmayla ilgili geçmişte o bölgede yapılan düzenlemede yarıdan bir fazlasının değerlendirmesine tabiydi, bu yeni düzenlemede muvafakat aranmaksızın arazi toplulaştırması getiriliyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde, on beş yıllık sürede bununla ilgili yapılan çalışmalarda, açıkçası eline yüzüne bulaştırdığı için Tarım Bakanlığı tüm yetkilerini bu sefer Orman ve Su İşleri Bakanlığına devrediyor. Bu anlamda, yeterli çalışmaların olmaması ve sorunların varlığı doğal olarak tek elde toplanmasını getirdi. 1960'larda başlamış ama on beş yıllık süre tartışılan bir süreye dönüşmüştü, çok yerde itirazlar vardı. Bu da bu tasarının içinde yer alıyor.
Kısacası, getirilen düzenlemeler çiftçilerin ve sulama birliği gibi çiftçilerden oluşan dokunun varlığını ortadan kaldırıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Son birkaç cümle söyleyip bitiriyorum.
BAŞKAN - Peki, buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün aynı zamanda Enis Berberoğlu'nun tutukluluğunun üç yüzüncü günü. Enis Berberoğlu'nun neden ve niye cezaevinde olduğunu biz bilmiyoruz. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesinin bir an önce kararını vermesini, Enis Berberoğlu'na da özgürlük diliyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.