GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:11.04.2018

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun tasarısıyla Hükûmet, sulama suyunu dolaylı özelleştirip satmaya, orman alanlarını orman özelliğinden çıkarıp ranta açmaya, çiftçilerin ortaklaşa sürdürdükleri sulama birliklerinde yapısal değişimle suda çiftçi yönetimini sonlandırmaya, dikili yaş ağaç satışına yönelik düzenlemelerle sinekten yağ çıkarmanın derdine düşmüş durumdadır.

Bu 12'nci maddede devlet ormanlarına arkeolojik kazı ve restorasyon yapılmasına ve bu alanların kullanımına, tarihî eserlerin restorasyonuna ve korumak için gerekli tesise izin verilmektedir. İlk anda arkeolojik kazı ve restorasyon kulağa hoş geliyor ama ülkemizde bilimsel kazı yapılacak binlerce alan varken ve bir çalışma yokken düğün değil, bayram değil, nereden çıktı ormanda arkeolojik kazı merakı? Hâlen orman alanlarında arkeolojik bir kazı gerektiğinde Kültür Bakanlığının önerisiyle Hükûmet buna izin verirken, buralarda bu alanların yirmi dokuz yıllığına kiralanması getirilerek esasen bir rant devşirme düşüncesi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bir dönem sonra bu alanlar da orman alanı olmaktan çıkarılırsa şaşırmamak gerekir. 1956'da çıkarılan Orman Kanunu'yla ilgili on beş yılda, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde 8 kez değişikliğe gidilmiş.

Yine bu maddede ormanlar için büyük bir tehlike de yer altı depolarının orman alanlarına kurulmasına izin verilmesidir. Bu maddenin ucu açıktır, amaç tam yansıtılmamaktadır. Ormanlar yasada tanımlandığı şekliyle, yerleriyle birlikte ormandır yani ormanın asli unsurlarından biri, ormanı oluşturan ağaç ve ağaççıkların üzerinde bulunduğu topraktır. Orman topraklarını orman ekosisteminden ayrı düşünemeyiz. Orman topraklarına yapılacak her türlü depolama tesisinin orman alanlarına, ekosistemine zarar vereceği de mutlaktır. Ormanların, orman topraklarının tek başına sunduğu birçok ekosistem hizmeti bulunmaktadır. Bunlardan biri de su üretim fonksiyonudur. Orman topraklarına depolama anlayışının, ormanın, su üretim hizmetlerinin zarar görmesine ve olası sızıntıların suların kirlenmesine neden olabileceği bir gerçektir. Ormanda yapılacak depolama tesisleri için yol ve beraberinde ihtiyaç duyulacak tesis ve yapılar da olumsuzluğu katlayacaktır. Yer altı orman depolama alanları hangi ihtiyaçtan doğmuştur? Hâlen mevcut Orman Kanunu'nda savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, petrol, doğal gaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerine kamu yararı ve zarureti olması hâlinde izin verileceği zaten yer almaktadır. Buralarda yer altı depolama merakı nereden doğmuştur? Tehlikeli atıkların depolanması için bu madde getirilmiş olmasın. Mersin'de Akkuyu Nükleer Santrali atıklarının o bölgede bulunan orman alanlarının olduğu yerlerde, kapalı yerlerde bertaraf edilmesi düşüncesiyle böyle bir düşünce mantığında bu getirilmiş olmasın.

Sayın Bakan, Komisyon toplantısında, patates ve elma gibi depolar için bunun yapılacağını söyledi. Oysa patates ve elma depolarının yapılacağı çok yerde alan mevcut, oralarda ormanın altında böyle bir çalışmaya ihtiyaç yok. Görünen o ki burada amaç gizleniyor ve orman altında nükleer atıklar için de yer altı depolarının yapılmasının yolu açılıyor.

Hükûmet, sulama suyunu dolaylı özelleştiriyor, ormanı kiralık alanlara çeviriyor, dikme yaş ağacı ticarileştiriyor, çiftçiler birliğiyle oluşmuş sulama birliklerinin yapısını yok ediyor, özelleştirmeyi savunurken kamu eliyle yönetimin ardı açıkçası çapanoğlu görünüyor. Bu ülkede on beş yılda sattıklarınızla ne yaptınız ki? Ekonomiyi darmadağın ettiğiniz bu ortamda doların, euronun başını alıp gittiği bir süreçte, satacak bir şey kalmadı da bu kez de ormanların yer altı değerleri, arkeolojik alanlar mı kaldı?

Sorunların çözüm bulması için yapılacak çok şey var; işçinin, çiftçinin, esnafın, köylünün, emeklinin, engellinin sorunlarına çözüm üretmek yerine ranta dayalı yeni alanlar yaratmanın bu ülkeye hiçbir zaman faydası olmayacaktır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)