| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 12.04.2018 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan -buraya dikkatinizi çekiyorum- ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanların Orman ve Su İşleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla orman dışına çıkarılması..."
Şimdi, değerli milletvekilleri, bu madde tasarıdan bütün milletvekillerinin desteğiyle çıkarılması gereken bir madde. Bu tasarının en önemli maddesi bu. Üzerinde yerleşim yeri bulunan alanların bir nebze olsun iyi araştırılıp yine Bakanlar Kuruluna değil, bu yetkinin yüce Meclise verilmesi lazım, burada tartışılarak. Ama üzerinde yerleşim yeri bulunmayan bir yerin yerleşime açılması kabul edilebilecek bir şey değildir, bunu hiç kimsenin makul bulması mümkün değildir. Bu Meclis bütün siyasi partilerin uzlaşmasıyla, İstanbul Şile örneğinde olduğu gibi... Şile'de üzerinde yüz elli, iki yüz yıllık binaların bulunduğu köylerimizde orman sınırları içerisinde kalan araziler Mecliste bütün partilerin vermiş olduğu destekle yeri belirtilerek, koordinatları belirtilerek orman dışına çıkarıldı ve oradaki köylülerin problemi çözüldü. Gelin, bu tasarıda yine aynı şekilde -üzerinde sadece yerleşim yeri bulunan yerlerle ilgili diyorum- bununla ilgili yetki Meclise verilsin. Bakanlar Kuruluna verilecek bir yetkiyi asla kabul etmiyoruz. Bakanlar Kurulu bunu bugün iyi niyetli düşünebilir, yarın birileri bunu art niyetli düşünebilir. Deniz sahillerindeki taşlık, kayalık, makilik alanlara "Buralar nasılsa verimsiz, orman dışına çıkaralım, burayı yerleşime açalım." diye yaklaşabilir ve Türkiye'nin ormanları, geleceğimiz kirli emellere alet edilebilir. Onun için, bütün Meclisin bu tasarıya karşı çıkması gerekiyor.
Problem olan yerler yok mu? Var. Erdemli Arpaçbahşiş'te 1.670 dönüm arazi Erzincan'daki Başbağlar katliamından sonra Başbağlarlı köylülere tahsis ediliyor. Başbağlarlı köylüler de Erdemli Arpaçbahşiş beldesine gelip yerleşmeyi -kendileri yeri gelip görüyorlar- uygun bulmuyorlar, daha sonra gidiyorlar, Bursa'ya yerleşiyorlar. Buranın içerisinde, 1.670 dönümün içerisinde şu anda 400, 500'e yakın konut var yetmiş, seksen yıllık; üzerinde limon bahçeleri var, orman vasfı yok. Şimdi, bu tip yerler Mecliste tartışılarak, komisyonda tartışılarak ele alınabilir, bu değerlendirilebilir. Türkiye'nin birçok yerinde yine ormanla ilgili buna benzer sıkıntılar var.
Yine, Erdemli'nin Üçtepe köyünde, burada 2007 yılında vatandaşlara tapu veriliyor, vatandaşlar tapularını alıyorlar, kadastrodan sonra üzerine sera yapıyorlar, ev yapıyorlar, bahçe yapıyorlar. Daha sonra Hazine dava açıyor, dava sonraki yıllarda neticeleniyor ve vatandaş tapulu yerini kaybediyor. Şu anda da Hazine diyor ki: "Burası benim. Ben burayı ihale yoluyla satacağım." Üzerinde vatandaşın serası var, üzerinde vatandaşın bahçesi var. Orman Bakanlığı orman içerisinde bulunan yerleri çıkartıp imara açacağına, ranta açacağına, gelsin, vatandaşın bu tip sorunlarıyla uğraşsın. Hazine arazilerinin vatandaşa... Milliyetçi Hareket Partisinin seçim beyannamesinde var; "Tarım amaçlı olan arazilerin tamamını köylü vatandaşa, orman köylüsüne bedava vereceğiz" diye Milliyetçi Hareket Partisinin seçim vaadinde var. Burada herhangi bir imar rantı yok, başka türlü bir rant yok. Köylü burayı ekecek, dikecek -zaten ekip diktiği, babasından, dedesinden kalan yerler, yıllardır kullandığı yerler- ve ekonomiye bir katkı sağlayacak. Ama maalesef, Bakanlık bunların hepsine para gözüyle bakıyor, başka bir gözle bakmıyor. Ondan sonra da diyorlar ki: "Biz tarıma bu kadar yatırım yaptık, ormanları bu kadar çoğalttık, tarım bu kadar kalkındı." Ama köylerde yaşayan nüfus AK PARTİ iktidarı döneminde yüzde 40'lardan yüzde 20'lere düştü bugün. Önümüzdeki yıllarda bu oran daha da aşağılara çekilecek. Gelin, insanların köye geri dönüşünü hızlandıracak tedbirler alalım, köylünün kalkınabileceği tedbirler alalım; köyde yaşayan insanlara, orman köylülerine destek olalım. Yoksa bu mantıkla gittiğimiz zaman Türkiye üreten bir ülke olmaktan çıkacak. Tüketici bir toplum olduk, tüketim toplumu olduk.
Bu konularda tekrar bu tasarının gözden geçirilmesini, bu yanlışlıklara bir an önce son verilmesini ben talep ediyorum.
Yine benzer bir şekilde, İstanbul Pendik Çınardere'den gelen vatandaşlarımız gelip Mecliste bütün siyasi parti gruplarını ziyaret ettiler. Her seçim dönemi bütün siyasi partilerin belediye başkan adayları bu sorunu çözeceğine gidip söz vermiş -şu anda Mecliste milletvekili olarak bulunan o zamanın belediye başkanları ve adayları da var ama- vatandaşın sorunu çözülmemiş. Vatandaşlara tapu tahsis verilmiş...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - ...sonra da tahsis belgeleri iptal edilmiş.
Gelin, suni gündemlerle uğraşmayın, orman arazisine göz dikmeyin, vatandaşın sorununu çözmekle uğraşalım diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şimşek.