| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 12.04.2018 |
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bu 18'inci maddenin ek 16'ncı maddesiyle alakalı bir açıklamada bulunmak istiyorum, anlaşılması, kayıt altına alınması için.
Şimdi, efendim, buradaki "bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen" tarifini, tamamen Anayasa'nın 169'uncu maddesinden aldık; bir.
İkincisi: Anayasa'da biliyorsunuz "orman alanları dağıtılamaz" hükmü var. Buradaki arazileri şahıslara vermiyoruz, Millî Emlake devrediyoruz ama onun karşılığında en az 2 katı kadar yer alıyoruz ve bunu ağaçlandırmak suretiyle ormana dâhil ediyoruz.
Bir kere şunu ifade edeyim: Hükûmetimiz döneminde 1 metrekare dahi hiçbir şekilde peşkeş çekilmemiştir ve hatta orman alanları, Hükûmetimiz döneminde 1,5 milyon hektar -yani 15 milyon dekar- artmıştır. Eskiden ormanların tapusu dahi yoktu, şimdi artık ormanların yüzde 90'ının tapusu var. Tapusu olan bir yeri hiç kimse işgal edemez. Asla işgal ettirmiyoruz.
Buradaki husus şu: Birtakım problemler var. Esasen teklifler geldi, denildi ki: Mesela bir yerleşim yerinde sokağın bir tarafı, 31 Aralık 1981 tarihinden önce yapılaşmış, o 2/B kapsamında orası vatandaşlara satılmış hep birlikte çıkarılan 2/B Kanunu mucibince. Ama sokağın öbür tarafı belki altı ay sonra işgal olmuş, burada yerleşim yerleri var, su verilmiş, elektrik verilmiş, binalar kurulmuş fakat burasıyla alakalı bir işlem yapılamıyor; orman vasfı da yok, tamamen şehirleşmiş, hatta beldeler kurulmuş bu maksatla. Hükûmet hatta bazı kişileri -az önce vekilimizin de ifade ettiği gibi- oraya yerleştirmiş, altmış-yetmiş senedir oradalar. Bunları tabii ki çözmek gerekir. Bunun çözüm yolu budur; diyoruz ki biz: Bu alanları biz Millî Emlake devredelim, Millî Emlak bunun karşılığında bize en az 2 katı kadar alan versin. Böylece orman alanı daralmasın; bu bir.
Bunun ikinci faydası şu: Mesela Gemlik'te yaşadık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Müsaade eder misiniz, çok önemli olduğu için...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, biliyorsunuz, şehirler, ormanlık alan taşlık kayalık da olsa ormana giremiyor, girilmesi mümkün değil, biz de çok hassasız. Ne oluyor? Şehirler mümbit tarım arazilerine kayıyor. Hâlbuki orada altyapı problemi var, deprem riski var, pek çok riskler var. Mümbit zirai araziler elden çıkıyor. Dolayısıyla biz diyoruz ki bu şekilde, hakikaten bilim ve fen bakımından orman vasfını kaybetmiş olan alanları Millî Emlake verelim. Hem depreme dayanıklı, tarım arazilerini kurtaracak, aynı zamanda büyük bir fayda sağlıyor.
Bir de şunu söylemek istiyorum: Bu bir kişinin imzasıyla değil, neticede Bakanlar Kurulu karar verecek Gemlik'te olduğu gibi. Bakanlar Kurulu karar verecek, bunun koordinatları belirlenecek. Ona göre herkese açık, şeffaf bir şekilde yapılacak. Bunun sözünü veriyoruz. Burada bir rant söz konusu değildir. Dediğim gibi, belki altmış, yetmiş senedir problem olan problemlerin çözümü ve aynı zamanda deprem açısından, altyapı açısından son derece sağlıklı alanların, şehirlere yakın alanların da bu şekilde kazanılması, orman olmayan alanların neticede daha güzel bir şekilde, uygun bir alanda orman olarak kazanılması. Böylece, hem devlet kazanıyor hem orman teşkilatı hem millet kazanıyor. Maksadımız budur. Bunu özellikle arz etmek istiyorum.
Sağ olun efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.