| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 17.04.2018 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi çiftçiler için on beş yıldır yararlı bir iş yapmadı, yapmayacak da. Çiftçi, üretici perişan. Niğde'de, Nevşehir'de, hafta sonu gittiğimde depodaki patates çillenmiş, çürümeye başlamış. Hükûmet durumu seyrediyor, çözüm de üretmiyor.
Görüştüğümüz torba kanun tasarısı da çiftçi, orman köylüsü yararına bir düzenleme getirmiyor. Arazi toplulaştırmada mülkün sahibinin onayı kalkıyor. Sorunlu toplulaştırma daha da sorunlu hâle getiriliyor. Çiftçi malları koruması, koruma hizmetleri isteğe bağlı kılınarak kaosa itekleniyor. Çiftçi borcunun desteklemeden kesilmesi yönünde bir maddeyi de bu tasarı içeriyor. Sulama suyu dolaylı özelleştiriliyor. Sulama birlikleri çiftçilerin yönetiminden alınıyor. Nasıl bir tanım ise "bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen" kılıfıyla orman alanları ranta kurban ediliyor. Orman altına yer altı depolarıyla ormanların yok oluşuna kapı aralanıyor. Sonra da Bakanlık tarafından, Sayın Cumhurbaşkanının imzasıyla köylere bir mektup gönderiliyor. "Daha yeşil bir Türkiye'yi birlikte inşa edelim." diye mektubun içine de tohum konuluyor. Köylüler, bu karaçam tohumlarını nereye ekecekler, bunu soruyorlar çünkü orman özelliğinden çıkarılarak ranta açılan alanlarda hiçbir şeyin yetişmediği tanımlanırken şu anda gönderdikleri tohumlar da kahvelerde bir köşede duruyor. Bununla ilgili ekim tekniğinden dahi bihaber olunduğu için de orman olsun diye gönderilen tohumlar değerlendirilmiyor ama Sayın Bakan, size bir şey göstereceğim. Bu, Niğde'nin Balcı köyünde Sayın Bakanım, bu kestane ağacı. Bir tek kestane ağacı var Niğde'de "at kestanesi" diye tanımlananın dışında, bu kestane ağacı kayalıkta çıkmış. Demek ki tohum kayanın içinde yetişiyor Sayın Bakanım. Onun için gelin, ranta açmayın orman alanlarını.
Keza, yine, hemşehrilerim bu tasarı görüşülürken gündeme getirmemi istediler. Karanlıkdere, Kolsuz, Himmetli, Beyağıl, Porsuk, Kılan, Darboğaz, Emirler, Elmalı; sulama suyu, gölet sorunları devam ediyor. Çavdarlı, Dikilitaş kuyuları borçlarından dolayı kapalı, Misli Ovası yer altı suyu enerji maliyeti nedeniyle çiftçiler icralık ama Sayın Bakanım, yine Niğde'ye göndermişsiniz, acaba Türkiye'de her ile gönderdiniz mi? Ne kadar posta parası verdiniz onu da merak ediyorum. Diyorsunuz ki "Niğde'nin içme suyu meselesini kökünden çözdük." ama Niğde'nin içme suyu sorununu çözdükleri yönünde de hiçbir veri ortada yok. Niye yok? Şu anda Niğde içme suyu 65 kuyudan çıkarılıyor, bir kısmı arsenik tehlikesi nedeniyle kullanılmıyor. Kuyu sularında giderek çekme var, azalma var. Ulukışla'da içme suyu da çözümlenmemiş durumda. Ama Bakanlık bir proje yaptı, Niğde ile Aksaray İllerinde İçmesuyu Temini Planlama ve Proje Yapım İşi'nin sözleşmeye göre bitim tarihi 31/12/2021. "Proje çalışmaları tamamlandıktan sonra ihale edilecek." deniyor. Bu suyun geleceği yer Aladağlar, Ecemiş kaynağından çıkan sular. Peki, bununla ilgili çalışmalar ne zaman başlamış? 2000 yılında başlamış. 2000 yılından beri konuşuluyor, gerçekleşmemiş. Bu sular için şimdi "Niğde içme suyunun meselesini kökünden çözdük." diye Niğde'ye broşürler gönderiliyor. Keza, Akkaya Barajı var; Niğde için çevre felaketi. Yıllardır Akkaya Barajı'nı dile getiriyoruz, buradaki sular sulama suyu olarak tarım alanlarına gönderiliyor, ne yazık ki kirlilikten içine köpek dahi girmeyecek kadar sular kirlenmiş durumda. Tarım alanlarında kullanılan bu suyun kokusu Niğde'yi, Bor'u ve yanında bulunan üniversiteyi sardı. Sürekli projeden söz ediliyor, bitmeyen projeler yüzünden de insan sağlığı risk altında. Kısacası, Niğde'nin içme suyu sorununun bittiğini belirtip bu anlamda gönderilen broşürün kaç bin adet olduğunu bilmiyorum ama hiç ilgisi olmayan Ulukışla'nın Hasangazi köyüne gönderilmiş, onların Niğde'nin içme suyuyla da bir ilgisi yok.
Keza "Türkiye'nin geleceğine yatırım yapıyoruz." diye broşürler gönderilmiş.
Sayın Bakanım soruyorum: Bu broşürlerden kaç bin adet gönderildi? Ne kadar pul parası verildi? Buna yapılan masraflarla bizim orada bir arazi kiralasaydınız, oraya çam ağaçlarını dikseydiniz bir orman alanımız olurdu diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)