GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:19.04.2018

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette konuyu tartışıyoruz, tasarıyı ama bu ülkenin bir de gerçekleri var. Bu ülkenin gerçeklerinden bir tanesi yarın "Çocuklar ölmesin." diyen bir öğretmenin, altı aylık çocuğuyla beraber Diyarbakır Cezaevine girecek olması. Bu ülkenin gerçeğidir bu ve dosyası Anayasa Mahkemesinde henüz incelemeye alınmadı ya da bir şekilde sonuçlanmadı ama yarın Ayşe öğretmen altı aylık çocuğuyla beraber Diyarbakır Cezaevine girecek değerli arkadaşlar. Bu bir vicdan meselesidir, bu bir insanlık meselesidir ama aynı zamanda bu, bu ülkenin hukuk, adalet dediğimiz mekanizmasının çökmesi anlamına gelmektedir. Elbette hukukun yerini guguk aldığını biliyoruz ama guguğun bile doğada, tabiatta bir karşılığı var hem de çok kıymetli, işe yarar. O yüzden, bir kez daha bu Meclise çok önemli sorumluluk düştüğünü düşünüyoruz.

Yine, AKP Genel Başkanı dün grup toplantısında Malatya'daki İsmet İnönü Üniversitesinin adını anmayarak "malum üniversite" adı altında bir söylemde bulundu. AKP Genel Başkanını burada şiddetle kınıyorum. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın 1'inci veya 2'nci sırada, en çok ve en nitelikli karaciğer naklini yapan bir üniversitedir orası; kıymetlidir, önemlidir. Buradan AKP Genel Başkanına ancak şunu söyleyebilirim: Ağzına almak istemediğin o, bu ülkenin önderlerinden, liderlerinden, büyük önderlerinden İsmet İnönü sayesinde, onun ve arkadaşlarının kurduğu bu ülkede, bu ülkenin en önemli insanlarının oturduğu bir makamı işgal ediyorsun. Elbette benim Cumhurbaşkanım değilsin, sadece AKP Genel Başkanısın, İsmet İnönü'ye laf söyleme hakkın yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Şiddetle bir kez daha burada kınamak isterim.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Vekil, bütün milletin Cumhurbaşkanı.

ORHAN SARIBAL (Devamla) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; çok açık bir şekilde şunu söylemek gerekiyor...

BAŞKAN - Sayın Sarıbal, devletin başıdır, Anayasa gereği de bütün milletin Cumhurbaşkanıdır, cumhurun başıdır. Lütfen dikkat edelim.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Biz, AK PARTİ Genel Başkanı olarak görüyoruz.

ORHAN SARIBAL (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir tasarı geçiyor. Çok açık bir şekilde daha önce söyledim ama bir iki örnek vermek isterim: Tasarıyla Sulama birlikleri kapatılmak istenmektedir. Daha önce DSİ tarafından sürdürülen bir süreç ama yönetimde sorunlar yaşanınca katılımcı yönetim biçimi nedeniyle sulama birliklerine devredildi. Şimdi deniliyor ki: "Sulama birlikleri bu işi beceremiyor, biz tekrar Devlet Su İşlerine bunu alalım."

Şimdi, bir taraftan şeker fabrikaları zarar ediyor diye özelleştireceksiniz, öbür taraftan sulama birliklerinin -sizinle hiç alakası yok, özerk- ne devlete ne kamuya bir yükü yok ama orayı da darbe yöntemiyle feshedip başkanlarının yerine kayyum atayacaksınız diyoruz.

Peki, bakalım, sizin sulama dönemlerinizde yaptığınız şeye bakalım: Sulama birlikleri, 20 milyon dönüm yani 2 milyon hektar araziyi sulayan, gayet de başarılı, demokratik yöntemlerle seçilmiş kurumlardır. AKP öncesi on dört yıllık süreçte sulama alanları 753 bin hektar artmış, yıl başına 58 bin hektar düşmüş. AKP dönemi, 2002-2015, toplam sulanmış alan 686 bin hektar, yılda 53 bin hektar ancak sulanabilmiş yani başarısızsınız Sayın Bakan, başarısızsınız ama şu sulama birliklerini özelleştirme, daha doğrusu el koyma, kamulaştırma ve ardından, bunun devamında sulama birliklerini ve suyu özelleştirme meselesinin altında acaba İsrail firmalarıyla yaptığınız o görüşmelerin bir etkisi var mı? 17-25 Aralık sürecinde buzdolabına aldığınız, bugün tekrar getirdiğiniz Netafim ve onun dolaylı olarak Meksikalı bir şirketle bir ilişkisi var mıdır? Bunu konuşmamız lazım, bunu mutlaka ve mutlaka gündeme almamız lazım. "Mexichem" denilen bu firma kimdir? Sizinle hangi su yönetim biçimini tartışmıştır? Netafim, biliyoruz, bir İsrail firmasıdır. Bu İsrail firmasının Türkiye'de çok ciddi yatırımları vardır ve sulama teknolojilerinde inanılmaz yatırımlar yapmaktadır. Başka bir derdini de biliriz bunun. Bu firma Türkiye'deki su yönetimini beğenmemektedir, aslında su yönetimini de elinin altına almak ister. Ama bunu doğrudan yapmak istemez. Neden? Toplumda İsrailli bir firmaya olabilecek bir tepki nedeniyle.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN SARIBAL (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Tamamlayın Lütfen.

ORHAN SARIBAL (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum.

Hemen modelini değiştirir ve Netafim Firması yüzde 80'ini 2017 Ağustos ayında 1 milyar 500 milyon dolara sahibi Meksikalı biri olan Mexichem Firmasına satar. O firma Türkiye'de yeni bir çalışma metodu geliştirir, yeni bir yöntem geliştirir. Yine bu firmanın önemli isimlerinden Bernardo Cordova'yla siz kendi Bakanlık sitenizde şöyle bir yazışma yapıyorsunuz: "Bakan Veysel Eroğlu'yla bir araya gelerek ormancılıkta, su kaynakları yönetiminde ikili iş birliği projelerini başlatmak ve başlatmak için yeni yollar belirlemek, çölleşme, biyolojik çeşitlilik ve diğerleriyle mücadele etmekten onur duyuyoruz." Sayın Bakan -bu kanun tasarısının- daha önce Dünya Bankası ve FAO Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü raporunu söylemiştim; niyet belli. Şimdi bir de buraya İsrail patentli ama Meksika kökenli bir firma devreye girdi ve siz bununla bir görüşme yapmıştınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN SARIBAL (Devamla) - Biz biliyoruz, bu ülkenin sularının, bu ülkenin topraklarının satılacağını biliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Sizden isteğimiz şu: Çıkın, bu halka bunu sahici bir şekilde söyleyin. "Bu ülkenin çiftçisi, bu ülkenin köylüsü, bu ülkenin emekçisi; sizi köle yapacağız, siz ağalarınız için çalışacaksınız." deyin, hep beraber bu sürüncemeli süreçten çıkalım ve bu ülkeye gerçekleri söyleyelim.

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)