| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 19.04.2018 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 548 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 48'inci maddesi üzerinde söz aldım.
Sulama birlikleri aslında tasarı olarak Komisyona geldiğinde çok konuşuldu. Bölgelerden gelen sulama birlikleri başkanları da sulama birliklerinin ortadan kaldırılmasını sorguladılar çünkü sulama birlikleri genelde başarılı olan ve bu anlamda çiftçilerin birlikte oluşturdukları yapılardı. Bu kanun tasarısının giriş bölümünde bulunan ve sonradan ortadan kaldırılan bir yasal düzenlemeye göre sulama birlikleri maddesinin gelmesine neden olan özelleştirme anlayışıydı. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi getirmiş olduğu tasarıyla sulama alanlarına su verilen kaynakları, barajları ve göletleri özelleştirmeyi düşünüyordu. Özelleştirme mantığına karşı gerek Komisyonda muhalefet eden partilerin tepkisi gerekse sulama birliklerindeki ve alandaki tepkiler üzerine su varlıklarının özelleştirilmesi maddesi çıkarıldı, onun yerine, su dağıtımıyla ilgili özelleştirme getirildi. Amaç ortadan kalktığına göre sulama birlikleriyle ilgili düzenlemenin geri çekilmesi gerekirdi.
Bu maddeyle sulama birliklerinin tüzel kişilikleri ortadan kaldırılmaktadır. Birlik üyesi çiftçilerden oluşan ve seçimle göreve gelen birlik meclisinin, birlik yönetim kurulunun, birlik denetim kurulunun ve birlik başkanın görev ve yetkileri kanun tasarısı kanunlaşınca ortadan kaldırılacaktır. Bunun yerine, Devlet Su İşleri tarafından atanacak bir memur eliyle bu işler yürütülecektir. Birliklerde seçimle gelen yönetim organları üyeleri olan çiftçiler hesap vermekle mükellefti, Devlet Su İşlerinin atayacağı kişinin o konudaki yetkinliği, alanda yapacağı çalışmalar, adaletli davranış hatta siyasetin dahi işe karışabileceği yeni bir yapılanma ortaya çıkıyor. Bunun sorunları ileride herkes tarafından görüldüğünde inanıyorum ki kanun çıksa da tekrar düzeltme yoluna gidilecektir. Çünkü 1995 yılından sonra sulama birliklerinin oluşumunda genelde yapılan değerlendirmelerle, dünya örnekleri de ele alınarak birliklerin çiftçiler tarafından oluşturulması uygun bulunmuştu. Bu yapılan düzenlemeyle, çiftçilerin yararına kararlar almak zorunda olan ve bu düzenleme sayesinde de birlikte yönetimin gerçekleştiği çiftçi birlikleri ortadan yapısal olarak kaldırılmaktadır. 378 sulama birliğinin fiilen ortadan kaldırılmasının yanında, 14.487 meclis üyesinin de böylece görevleri sonlanmaktadır. 1,5 milyon çiftçi üyesini doğrudan ilgilendiren böyle bir kararın çiftçilerin lehine olmadığını bir kez daha dile getirmek istiyorum.
Sulama birliklerinin yüzde 70'inden fazlası başarılıdır. Denetime tabi olan bu sulama birliklerinin yapısal olarak çiftçilerin birlikte yarattıkları bir yapı olması nedeniyle denetlenebilirliği yalnızca harcamalarıyla ilgili değil, suyla ilgili yaptığı her işlemde geçerliliği vardır. Sulama birlik yöneticileri aynı zamanda çiftçidir yani elini taşın altına koyan kişidir. İşin gerçek sahipleri oldukları için araç ve gereçleri kendi malları gibi korumaktadırlar, üzerine titremektedirler, sorunlara hızlı çözüm üretebilmektedirler, bu anlamda, bakım harcamaları dâhil, her konuda minimum seviyede işin yürümesini sağlamaktadırlar. Sorunlara hızlı çözüm üretebilen sulama birlikleri, çiftçilerden tahsil ettikleri ücretleri de bölgelerinde harcayarak çiftçilerin sorunlarının çözüm ortağı olmaktadırlar. Bu anlamda, katılımcı yönetim anlayışıyla hareket eden su kullanıcı örgütleri olan sulama birlikleri ne yazık ki ortadan kaldırılmaktadır.
İyi hizmet veren sulama birlikleri, yasa gereği harcamaları denk bütçe yapmak zorunda olması, yaptığı hizmetleri denetleyebilmesi, bu anlamda, alanda oluşabilecek zararları verdiği eğitimle ortadan kaldırması nedeniyle sulama anlamında önemli bir yönetim merkezidir. Bu birlikler, bundan sonra, Devlet Su İşlerinin atayacağı memurlar eliyle yönlendirip yönetilecektir. Burada amaç -eğer özelleştirme mantığı ileride tekrar getirilmeyecekse- bir kamulaştırma anlayışıdır ancak bildiğiniz gibi, Adalet ve Kalkınma Partisi şeker fabrikalarını özelleştirmeye başlamışken sulama birliklerini devlet yönetimine alması anlaşılır bir durum değildir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)