| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 19.04.2018 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim oyumuzun rengi net, elbette ret veriyoruz. Çünkü çok açık bir şekilde...
Değerli arkadaşım burada konuştu ama inanın ki kendi yalanlarını kendisi inanacak kadar benimsemiş. Tebrik ediyorum, bu da bir yetenek arkadaşlar. Gerçekten bir yalanı bu kadar güzel besleyip büyütüp ve kendisi inanıp ondan sonra da halka inandırmak, bu da bir meziyet; samimi söylüyorum yani bunu içtenlikle söylüyorum.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Milletvekilinin sözüne "yalan" denmez, ayıp ediyorsun.
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, tarımda geldiğimiz nokta şudur: 3 milyon çiftçi 2 milyona düşmüştür. 5 milyar borç 100 milyara çıkmıştır, 20 kat artmıştır. Yetmez arkadaşlar. Artık tarımın da çiftçinin de dayanacak hâli kalmamıştır.
Birkaç rakam vermek istiyorum size, aşağı yukarı, çok net bir şekilde anlaşılır. Tarımsal ham madde ithalatı 71 milyar 686 milyon dolar, tarımsal ham madde ithalatı 71 milyar 686 milyon dolar. Tarımsal ham madde ihracatı 12.067 milyon dolar yani ihracatın tam 6 katı ithalat var. Yani tarımda yapıp yapacağınız iş bu, geldiğiniz nokta bu. Tam 45 milyon ton buğday ithalatı, 65 milyon ton ayçiçeği, ayçiçeği türevi, kanola, soya ithalatı, 10 milyon tondan daha fazla pamuk, 5 milyon tondan fazla pirinç, yani hayatımızın her alanı ithalat. 5,7 milyar dolarlık da canlı hayvan, karkas et ithalatı var. Geldiğiniz nokta bu değerli arkadaşlar. Bunda söyleyecek bir sözünüz varsa elbette dinleriz ama durum bu, gerçek de bu, bunu da hiçbir şekilde yalanlama şansınız yok.
Aslında şunu söylemek lazım: Aşağı yukarı bitirdiniz. Önce tütünle, TEKEL'le başladınız; alkol kısmını bitirdiniz, tütün kısmını bitirdiniz. Yetmedi; SEKA, onu bitirdiniz. Kooperatifler bazında PANKOBİRLİK, ÇUKOBİRLİK, bütün birliklerin desteğini tamamen kestiniz, onları kendi kaderine bırakıp şirketleştirdiniz. Fındığı bir İtalyan şirkete aşağı yukarı tamamen teslim ettiniz. Suları bir Fransız şirkete aşağı yukarı teslim ettiniz. Tarım girdileri tamamen dışarıya bağlı, tamamen; tohum, ilaç, gübre, enerjide ağırlıklı olarak mazot tamamen dışa bağlı. Israrla "millî, yerli" dediğiniz o kelimelerin kendinden başka, yaptığınız hiçbir şey ne millî ne de yerli. Zaten böyle bir şeye ancak ve ancak gülünür. İnek yurt dışından, yem yurt dışından, ilaç yurt dışından. Ee, ne kalıyor? Ayran yerli. Ee, bu nasıl bir ayransa bunu için de yerli olun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sudan'da arazi alıyorlar, Sudan'da çiftçilik yapacaklar.
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bu yasa, biraz önce bahsettiğimiz, üst üste koyduğumuz, o TEKEL'le başlayan, bugünlere kadar gelen tahribatın yeni bir parçasıdır. Satacak nereler kalmıştı? Ormanlık alanlar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Satmayacağız, sattırmayacağız.
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Sayın Bakan, daha önceki tarihte söylemiştim, cumhuriyet tarihine kendi eliyle orman inşa edip sonra o ormanı "Orman değildir." diye yağmalayan, talan eden, ortadan kaldıran bir Bakan olarak geçeceksiniz; çok net.
Şimdi ne yapıyorlar? Makilik, kayalık, taşlık, çakıl bölgelerde söyledikleri şu: "Biz buraları orman alanından çıkaracağız, yerleşim alanları oluşsun diye yeniden imara açacağız." diyorlar. Yani ormanlar satılık.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok.
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Yetmez, darbeci bir yasa bu, açık bir yasa; sulama birliklerine kamu personeli atayarak darbeci kimliğini yerine getiriyor. Yağmacı, talancı olarak toplulaştırmada çiftçinin elindeki araziyi zorla gasbediyorsunuz, ormanları zorla gasbediyorsunuz; o yüzden darbecidir. Yağmacı, talancı olarak bütünüyle, bütün suyumuzu peşkeş çekiyorsunuz, ormanlarımızı peşkeş çekiyorsunuz; bütünüyle yağmacı ve talancı.
Diktatöryel. Diktatöryel olması, çiftçinin tarlasını "kamulaştırma" adı altında alıyorsunuz, onun iznini istemiyorsunuz, rızasını istemiyorsunuz, yetmez, o alamazsa istediğiniz kişiye satıyorsunuz. Ya, insaf edin arkadaşlar, insaf edin. Böyle bir hikâye cumhuriyet tarihinde olmadı. Bu size özel bir şey. Bunu nasıl da beceriyorsunuz, nasıl gidip o köylünün yüzüne bakıyorsunuz gerçekten ben merak ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Sayın Başkan son sözlerimi söyleyeceğim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Bitsin artık.
Buyurun.
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Bitsin.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, değerli arkadaşlar, buradan çok şey söylendi, çok şey anlatıldı. Buradan bir milletvekiliniz daha önce "Cerattepe'de maden aramak çok büyük bir düşmanlıktır. İki yüz yıl da geçse Cerattepe yeniden yapılamaz. Madencileri burada istemiyorum." demişti. Onu söyleyen milletvekili sonradan tarım bakanı oldu ama şimdi Cerattepe'yi seyrediyor, orada maden arıyor. Biraz önce Sayın Bakan "Suları satmıyoruz." demişti. Aynen o örneğe gönderme yaparak Bakana söylemek isterim: Türkiye'de tarih çok hızlı ilerliyor değerli dostlar, çok hızlı ilerliyor. Elbette bunun tarihsel yansımalarını çok kısa sürede öğreneceğiz ve yaşayacağız.
Son sözüm şu: Bugün Mahir Ünal, La Fontaine üzerinden akla zulüm bir iş yaparak Genel Başkanımıza ve partimize gönderme yapıyor.
Bakın, değerli dostlar, dünyada bütün canlıların iyi tarafı vardır, kötü tarafı vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Yılanın bile bu topraklarda iyi şeyler yaptığını biliriz, yılan, yılan. Mahir Ünal ne demek istedi anlamadım ama dünyada canlı olmanın kendine özgü değerleri vardır, bu değerleri taşıyor olmasını isterim.
BAŞKAN - Evet, Sayın Sarıbal, sadakallahülazim.
ORHAN SARIBAL (Devamla) - Kendisini hangi canlı grubunda gördüğünü... Aslında, açıp kendisine bakması gerektiğini tekrar söylemek isterim, tarif edilebilir bir tarafı var mı, yok mu? Doğaya ve tabiata zararlı bir canlı grubunda kendisini görmüş bulunuyorum.
İyi günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)