| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 02.05.2018 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının ben de 2'nci maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, üzerine söz aldığım 2'nci madde kamu kurum ve kuruluşlarında görevli müfettiş, denetçi ve uzmanların Yükseköğretim Denetleme Kurulunda iki yıl süreyle aylıklı, izinli olarak görevlendirilmelerini ve görev süresi dolan personelin aynı usulle yeniden görevlendirilmesini öngörmektedir. Getirilen bu düzenlemeye ilişkin bizim önerimiz, görevlendirmenin sadece 1 kez veya üç yıl süreyle yapılmasının daha yerinde olacağı yönündedir. Önergemizde, görevlendirilen personelin daha etkin ve verimli çalışmasının sağlanacağını öngörmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, bugün on altı yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının ülkemizi getirdiği aşamada beş temel sorunumuz bulunmaktadır. Bunlar demokrasi, ekonomi, eğitim, dış politika ve toplumsal barıştır. Bu temel sorunlar içinde siyasi parti, ideoloji veya sosyal statü farkı gözetmeksizin hemen herkesin şikâyetçi olduğu temel sorun alanı eğitimdir ve bugün hiç kimse bu eğitim sistemimizden memnun değildir. Okul öncesinden başlamak üzere, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim dâhil olmak üzere eğitim sistemimiz tam bir belirsizlik ve kaos içindedir. Öngörüsüz, plansız, kısa vadeli ve tamamen ideolojik kaygılarla yapılan düzenlemeler nedeniyle çocuklarımızın, gençlerimizin ve ülkemizin geleceği karartılmakta, kayıp nesiller ortaya çıkmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz bu Yükseköğretim Kanunu Tasarısı da bilimsel yaklaşımdan ve yükseköğretim sistemimizdeki temel sorun alanlarını çözmekten öte, tamamen siyasi, ideolojik bakış açısıyla hazırlanarak yeni yönetimsel kadrolaşma alanı yaratılma amacı taşımaktadır ve bu hâliyle üniversiteler yok sayılmış, bilimsel özerklik ihlal edilmiştir. "Yönetim ve denetim güçlükleri yaşanıyor." gerekçesi öne sürülerek üniversite yönetiminin, idari personelin, akademisyenlerin ve öğrencilerin görüşlerini, endişelerini dahi dikkate almadan, demokratik ve şeffaf bir süreç yönetimine başvurmadan köklü, kurumsal ve başarısını kanıtlamış üniversiteler ikiye bölünüyor. Tasarıya iktidarın göz ardı ettiği bilim dünyasının, üniversitelerin yani paydaşların gözüyle bakılması gerektiğini düşünüyoruz.
Örneğin, değerli milletvekilleri, bugün Bilim Akademisinin yayımladığı çok önemli bir rapor var ve çok önemli tespitleri var. Bunlar... Tasarıda bölünmesi planlanan üniversitelerin kurumsal bir değerlendirmesi maalesef yok. Üniversite birimlerinin başka bir adla veya başka üniversite çatısı altında toplanmasının ülkemizin yükseköğretim alanındaki donanımını geliştirecek olması iddiasının dışında tasarıda hiçbir açıklama ve hiçbir gerekçe maalesef yok. Bilimsel gelişmelerin, sosyal değişimin, toplumsal taleplerin bir gereği olarak üniversiteler elbette zamanla kurumsal değişim ve dönüşüme gidebilirler. Ancak isimleri başta olmak üzere değerlere, kültürlere, geleneklere zarar vererek, yok ederek değil, kurumsal yapılarını koruyarak bunları geliştirmek yönünde değişiklikler yapılabilir. Üniversitelerin kendi düzenlemelerini kendi kurumsal yapılarını işleterek yapmaları gerekirken burada siyasi otorite tarafından bilimsel özerklikleri ihlal edilmektedir. Ayrıca paydaşların tümünü dışlayarak alınmış bir kararla üniversiteleri bölmek, onulmaz yaralar açacaktır.
Yine, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin de çok önemli görüşleri var. İstanbul Üniversitesinin bölünmesiyle sonuçlanacak olan bu tasarının kesinlikle kamu yararına olmadığı, bilimsel planlama yaklaşımına ve akademik eğilimlere açıkça aykırı olduğu görüşlerini bizlerin, Parlamentonun dikkatine sunuyorlar.
Yine Gazi Üniversitesinin de bu şekilde bölünmesinin doğru olmadığını söyleyen birçok profesörümüz de bize yani Parlamentoya şöyle sesleniyorlar: "Gazi Üniversitesi otuz altı yılda böyle koca bir çınar oldu. Bu markanın zarar göreceği bir yasanın Meclisten geçmesini istemiyoruz."
Değerli milletvekilleri, evet, üniversitelerin neredeyse ayağa kalkarak ortaya koyduğu bu tepkilerin ardından gerek Komisyon aşamasında gerekse daha sonra yapılan açıklamalarla birtakım değişiklikler yapıldığını öğrendik. Mesela, Sayın Cumhurbaşkanı bir yurt dışı gezisi öncesi tasarıya yönelik bazı değişiklikleri açıkladı. İşte, sayın grup başkan vekili yine bir açıklamasında bazı değişiklikleri dikkatimize sundu. Bugün yine Sayın Bakan arada görüşerek bazı değişiklikler getirdi. Bunlar da tasarının gerekli demokratik ve şeffaf yönetişim ilkelerinden ne kadar uzak, özensiz, aceleyle hazırlandığını ortaya koymaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika süre veriyorum, tamamlayın Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, üniversitelerin demokratik, özgür, çağdaş, bilimsel ve mali özerklik ölçülerine göre kendi kendini yönetebilecek kurumlar olduğuna inanan, üniversiteler üzerindeki tek adam yönetimi uygulamalarını kabul etmeyen, üniversitelerimizin sadece niceliksel değil, dünyada nitelikleri ve başarı sıralamalarıyla anılması için çalışan, milyonlarca üniversite öğrencisinin, geleceğini, hayallerini ve kaderlerini öncelleyen Cumhuriyet Halk Partisi olarak üniversite birimlerinin tasarıdaki bu hâliyle bölünmesine karşı olduğumuzu; 24 Haziranda iktidara geldiğimizde, üniversiteler de dâhil olmak üzere, eğitim sistemimizde bütüncül, bilimsel, çağdaş, şeffaf, katılımcı ve niteliği, kaliteyi öncelleyen bir eğitim reformunu hayata geçireceğimizi buradan tekrar dile getirmek istiyorum.
Bu vesileyle yüce heyeti tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)