| Konu: | MUHARREM AYINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 15.11.2012 |
İBRAHİM YİĞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kutsal aylarımızdan biri olan muharrem ayı münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, muharrem ayı kutsal aylarımızdan birisi olmanın yanı sıra, Kerbela'da yaşanan ve tarihe kara bir leke olarak düşen insanlık dışı olayların yıl dönümü olması açısından da önemlidir. İmam Hüseyin ve çoğunluğu kadınlardan oluşan 73 canın katledilişi nedeniyle muharrem ayı Müslüman toplumlarımızda bir yas ve matem ayı olarak kabul edilmektedir. Bu matem, toplumsal olarak bizi birleştiren, farklı mezheplerden vatandaşları yan yana getiren ve insanlarımızın tek bir duygu ekseninde ortak gözyaşı döktüğü bir platformdur.
Ehlibeyit, özünü insan sevgisinden bulur ve bütün düşünceleri bir insan hakkı olarak kabul eder; hiç kimseyi inancından dolayı hor görmez. Aslı, bilgi, candan dostluk, merhamet, eşitlik ve erdemli insan ortaya çıkarmaktır. Hacıbektaş Veli'nin dediği gibi "Okunacak en büyük kitap insandır. Yolumuz, ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur." Bu sözler, ehlibeytin inanç ve felsefesini çok güzel bir şekilde özetlemektedir.
Kerbela'da yaşanan olaylar ise bütün bu değerlere karşı işlenmiş, güç ve iktidar hırsının kör gözünü bize göstermiştir. Bu hırs ki, onlarca masum insanın hayatlarını kaybetmesine neden olmuştur.
Tarihte ehlibeyte karşı yapılan savaşlarda da binlerce insan hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu nedenle, muharrem ayı bu tarihsel gerçekleri hatırlamamız ve bu gibi olayların bir daha yaşanmaması için toplumsal birlikteliğimize daha sıkı sarılmamız açısından önemlidir.
Değerli milletvekilleri, İmam Hüseyin, insanın insana kulluğuna da karşı çıkmış ve canı pahasına bu düşüncelerini savunmuştur. Bugün burada onu hâlâ hatırlıyor ve anıyorsak bunun nedeni onun haklı davası uğruna Kerbela'da verdiği onurlu ve yiğit mücadelesidir.
Daha önceleri de dile getirdiğim gibi, inanç toplumlar için çok hassas bir konudur. Toplumun hiçbir ferdi inancına müdahale edilmesini istemez. Bugün gelinen noktada, ülkemiz içerisinde bütün inanç ve mezhep gruplarının kendi inanış ve felsefelerini daha özgürce yaşaması hususunda ciddi adımlar atılmaktadır.
Yıllarca devletin baskısına maruz kalan ve görmezden gelinen Alevi toplumu, son yıllarda kendilerini ifade edebilir ve birçok sorununu ve talebini devletle tartışabilir hâle gelmiştir. Önceleri gündeme bile getirilememiş birçok sorundan bazıları çözüme kavuşmuş, bazıları ise zaman içerisinde çözülmeye çalışılmaktadır; önemli olan, çözüm konusundaki samimi ve içten yaklaşımlardır.
Ortak akıl ile hareket etmek sorunların çözümünü daha da kolaylaştıracaktır. Aksi takdirde, ortaya çıkacak istenmeyen çatışma ve gerilimlerin kimseye bir fayda sağlamayacağı açıktır. Hazreti Ali'nin dediği gibi "Fikir çatışmasından hakikatler çıkar." Değerli Halk Ozanımız Âşık Veysel de bir beytinde "Nedir bu Alevi Sünni ayrımı, insan olmadıktan sonra Alevi olmuşsun Sünni olmuşsun, ne çıkar?" diyerek önemli olanın insan odağında buluşarak farklı dil, din, inanç ve etnik kökenlerin bir arada, barış içerisinde yaşayabilmesinin önemine değinmiştir.
Değerli milletvekilleri, muharrem ayında tutulan matem orucu, günlerce susuz bırakılmış ve Kerbela'da İmam Hüseyin'le birlikte hunharca katledilmiş 73 can içindir.
Tarih bu insanlık dramını sayfalarından hiçbir zaman silmeyeceği gibi, zalimleri de affetmeyecektir. İmam Hüseyin ve efradı ise insana zulmedenlere karşı onurlu direnmenin sembolü olarak tarihteki yerlerini bugünkü gibi korumaya devam edeceklerdir. İmam Hüseyin'in "Zalimin zulmüne karşı çıkmamak mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı kendime alçaklık sayarım, zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım." diyerek en güzel şekilde o günkü direnişin özünü anlatmış ve bizlere örnek olmuştur.
Bu vesileyle, sözlerime son verirken İslam âleminin bu acılarını bir kez daha paylaşıyor, ülkemizdeki toplumsal barış ve huzur ortamının bozulmaması, insanların kardeşçe ve barış içerisinde yaşaması dileklerimle hepinize saygılarımı sunuyorum. Yüreğinizden hoşgörü ve insan sevgisi eksik olmasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Yiğit'e teşekkür ediyorum.