| Konu: | Anneler Günü'ne, 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası'na, 13 Mayıs Soma faciasının 4'üncü yıl dönümüne, 10 Mayıs Psikologlar Günü'ne ve Samsun Genç İşadamları Derneğinin gerçekleştirdiği toplantıda dile getirilen bazı konulara ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 10.05.2018 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Mayıs ayının ikinci pazar günü Anneler Günü. Anneleri kelimelerle ifade etmek, annelerin önemini anlatmak çok zor. Nitekim, İslam dininde "Cennet annelerin ayakları altındadır." şeklinde bir düstur vardır. Ben, başta şehit anneleri olmak üzere, bütün annelerimizin, anne adaylarının Anneler Günü'nü kutluyorum; Allah onlara hayırlı, sağlıklı uzun ömür versin.
10-16 Mayıs da Engelliler Haftası. Onlar için hayatı daha fazla kolaylaştıracak tedbirlerin alınması lazım. Bu Hükûmet döneminde, kabul etmek gerekir ki engellilere ilişkin önemli işler yapılmıştır ancak daha yapılacak çok iş vardır. Özellikle sokak ve caddelerde engellilerin hayatını kolaylaştırıcı altyapıların kurulması lazım.
Hepimiz birer engelli adayıyız. Engellilerimize daha fazla iş imkânları tanımalıyız. Özellikle engelli öğretmen atamalarının da bugünlerde yapılması büyük önem taşımaktadır.
Bir de bu engelli yardımında hane geliri esas alınıyor. Belki de o engelliye hiçbir katkısı olmayan kardeşinin geliri dahi orada esas alınarak engellilerin aylıkları kesilebiliyor. Bu konu da üzerinde tekrar durulması gereken bir konu.
Bu vesileyle, Mamak'ta engelli çocuklara yönelik eğitim veren bir kurumda ücretli öğretmenlik yapan 3 öğretmenin engelli çocuklara şiddet uyguladığına ilişkin 10 Mayıs 2018'de medyada bir haber yer aldı. Bu konunun da araştırılarak bu tür şeylerin mutlaka önlenmesi lazım, bu okullara emanet edilen çocukların en sağlıklı bir şekilde hayata dönmelerini sağlamamız lazım.
Sayın Başkan, 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da, biliyorsunuz, büyük bir facia yaşandı. Onun yıl dönümü. 301 madenci hayatını kaybetti. Ben tekrar onlara Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
10 Mayıs Psikologlar Günü. Bütün psikologlarımızın, psikolog adaylarının da gününü kutluyorum.
Sayın Başkan, geçen haftalarda Samsun'da SAMGİAD'la, Samsun Genç İşadamları Derneğiyle bir toplantımız oldu. Burada dile getirilen bazı konuları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - SAMGİAD toplantısında dile getirilen bazı konuları burada ifade etmek istiyorum. Bunlar Samsun'a özel konular değil, iş adamlarımızın temel sorunları olduğu için burada ifade etmeyi bir görev biliyorum. Bir defa tabii, ekonominin geneline ilişkin birtakım sorunlardan şikâyetler oldu, özellikle belirsizlik ortamının azaltılmasıyla ilgili. Biz de kendilerine bu seçimin belirsizlik ortamını azaltacağını söyledik.
Ama daha spesifik konular olarak, örneğin şimdi -hakikaten böyle bir şey başladı- belediyeler her işi yapıyor, yani lokanta açıyor, kafe açıyor, her türlü hizmet sektörüne özellikle belediyeler girmiş durumda. Belediye ile özel bir kuruluşun rekabet etmesi imkânı yok çünkü bir sürü maliyet belediye bütçesinden karşılanıyor. Dolayısıyla artık insanlara iş fırsatı bırakmayan belediyelerin bu tutumdan vazgeçmesi lazım, bu konuda da İçişleri Bakanlığının mutlaka tedbir alması lazım.
Geri dönüşüm konusunda ülkemizde çok ciddi sıkıntı var. 15 milyar dolar geri dönüşümde bir israf olduğunu, değerlenemeyen bir rakam olduğunu biliyoruz. Bu konunun bir girişim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitirelim lütfen.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Belediyelerin kafe açmak yerine geri dönüşüm konusuna ağırlık vermeleri lazım.
KOBİ'lerin ihracat yapabilmelerinin önündeki engellerin aşılması gerekiyor. Bununla ilgili altyapı sorunları var. Bu konu önemli. Şirketlerimizin, özellikle KOBİ'lerin profesyonel yönetime geçmesi çok önem taşıyor çünkü işte, bir baba şirketi belli bir noktaya getiriyor, ondan sonra şirket çocuklar arasında paylaştırılıyor, bu sefer tekrar bir ölçek sorunu oluyor. Dolayısıyla profesyonel yönetim burada son derece önemli.
Organik tarım konusuna ilişkin öneriler oldu. Diğer bir konu da zincir marketler. Bu ciddi bir şekilde artık küçük işletmeleri, bakkalları veya artık bakkal da değil sadece... Çünkü bunlar gıdanın dışındaki alanlara da çıktılar. Yani bir bakıyorsunuz bir zincir market -onların isimlerini söylemeye gerek yok, hepimiz biliyoruz- altın satıyor, cep telefonu satıyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - Peki, bitireceğim.
BAŞKAN - Bitirelim lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - ...okulların açılması vaktinde kırtasiye malzemeleri satıyor, bütün kırtasiyecileri tehdit ediyor; bu olmaz. Bu konunun mutlaka düzenlenmesi lazım. Yani her şeyi satan bir market zinciri olmamalı. Bunun baştan tanımlanması, iyi düzenlenmesi lazım. Her şeyi satacaksa onları şehrin dışına taşımamız lazım. Bu artık içinden çıkılmaz bir boyuta geldi. Bunların bir kısmı da yabancı şirketlerin elinde zaten. Türkiye'nin kaynakları, 80 milyon tüketiyor, kâr transferi olarak bu paralar yurt dışına çıkıyor.
Diğer bir konu: Buralarda eğer bu kadar çok imkân tanıyorsak bu firmalara, bunlara üretim yapma zorunluluğunun getirilmesi buradaki genç iş adamları tarafından bize önerildi. Bunlar, hakikaten, bence de çok önemli hususlar.
Ambalaj sorunu var. Normal, diyelim ki, bilinen markalarda 100 gram olan bir şey, bu marketlerde 90 gram olarak yapılıyor. İnsanlar onu 100 gram olarak alıyor ve tüketiciler bu anlamda kandırılmış oluyor. Tabii, orada fiyat açısından bir rekabet gücü elde ediyor. Bunlara bakmamız lazım.
Son olarak da: Halk sağlığı denetimleri konusunda bu büyük şirketler ile...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - ...büyük zincirler ile küçük firmalar arasında bir rekabet sorunu var. Bu konunun da üzerinde durulması lazım.
Teşekkür ediyorum.