| Konu: | 6771 Sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 10.05.2018 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa'mızda köklü reformlar içeren önemli değişiklikleri ocak ayında kabul etti. 2017 yılının Nisan ayında da bu değişiklikler halkımızın onayına sunuldu ve yapılan halk oylaması sonucunda Türk halkı parlamenter hükûmet sisteminden Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişi onayladı. Esasında, bu Anayasa değişiklikleri, cumhuriyetin ilanından bugüne Anayasa'mızda yapılan en önemli ve en köklü değişikliklerin başında gelmektedir. Türkiye, bundan sonra artık yeni Anayasa'nın öngördüğü esaslar çerçevesinde yönetilmeye devam edecektir.
Bugüne kadar parlamenter sistem çerçevesinde yönetildik. Yasama-yürütme ilişkileri, parlamenter sistemin nitelikleriyle uyumlu olacak kısımları olmayacak kısımlarıyla beraber ama özünde parlamenter sisteme göre yerine getirildi. Yeni sistem, esasında yasama ve yürütmenin tam ayrılığını, birbirine karşı tam bağımsızlığını ortaya koymaktadır. Yeni sistem, yürütme yetkisinin doğrudan halk tarafından verilmesini, aradan Parlamentonun çıkarılmasını, iktidarın Parlamentonun güvenoyuna değil de halkın güvenoyuna dayanmasını emretmektedir. Yeni sistem, yasamayı güçlendirmekte, milletvekillerini parlamenter sisteme göre daha etkin hâle getirmekte, yasama faaliyetlerini münhasıran Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yasa teklifi verme yetkisini de bütçe kanunu hariç tamamen milletvekillerine devretmek suretiyle milletvekillerini de bugünkü sisteme göre oldukça güçlendirmektedir. Yasama da tam anlamıyla etkin, bağımsız, güçlü bir aktör olarak yegâne aktör hâline getirilmektedir. Yasama denetimi de aynı şekilde, etkin bir şekilde Parlamento tarafından yerine getirilecektir.
Aynı şekilde, yeni sistem toplumdaki kutuplaşmayı da ortadan kaldıracak özelliklere sahiptir. Nitekim, yeni sistem vesilesiyle yapılacak ilk seçimde siyasi partilerin seçim öncesi ittifaklar kurması, birlikte "ittifak" ismi altında, kendilerinin belirlediği isimler altında seçimlere girme iradeleri bu sistemin partileri birbirlerine yaklaştırdığını, birlikte seçim faaliyetine, birlikte milletin önüne çıkma iradesine teşvik ettiğini de göstermektedir ki bu da son derece önemlidir. Ben eminim ki bu sistemin yürürlüğe girmesinden sonraki süreçte de hem bizim siyasal kültürümüzde hem demokrasi kültürümüzde çok ama çok önemli değişiklikler olacaktır.
Anayasa'mızın halk tarafından kabul edilmesi üzerine bazı maddeleri hemen yürürlüğe girdi. Örneğin "Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilir." ifadesi metinden çıkarıldı ve Cumhurbaşkanımız partisine döndü, hem Genel Başkan hem Cumhurbaşkanı olarak görevini yürütmeye başladı.
Bir diğer kısmında ise seçim takviminin başlamasıyla beraber yürürlüğe girmesi emredilen hükümler var ki takvim başladı ve bunlar da yürürlüğe girdi ve bu çerçevede de bazı uyum yasalarını Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdik ve buranın onayıyla onlar da yürürlüğe girdi. Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunlarında uyum maksadıyla önemli değişiklikler hayata geçmiş oldu, ikinci kısım da Anayasa değişiklikleriyle ilgili olarak yürürlüğe girdi.
Şimdi, en önemli kısım: Esasında Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yürürlüğe girme tarihine artık gün sayıyoruz. Anayasa'mızın ilgili maddeleri birlikte tetkik edildiği takdirde, yeni hükûmet sistemi bütün gerekleriyle, kurallarıyla ve kurumlarıyla beraber seçimden sonra Cumhurbaşkanının Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yemin ettiği gün yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, buna oldukça az bir süre kalmıştır. Seçim tarihinin belli olması nedeniyle, 24 Hazirandan sonraki on gün içinde muhtemelen yeni sistem Parlamentoda Cumhurbaşkanımızın yeminiyle bütün yönleriyle yürürlüğe girmiş olacaktır.
Tabii, yeni sistem yürürlüğe girerken mevcut mevzuatımızda Anayasa'nın kabul ettiği bu düzene göre düzenlemeler yapma zarureti de ortadadır. Hükûmetimiz ve Parlamentomuz, Anayasa değişikliğinin kabulünden bu yana geçen süre içerisinde bu konuda bazı çalışmaları yaptı. Özellikle Hükûmet olarak biz mevcut mevzuatımızın tamamını taradık. Baktığımızda, şu anda, uluslararası antlaşmalar hariç, yürürlükte 879 kanunumuz bulunmaktadır. Esasında, bu kanunlar daha çok ama değişik kanunlarla kod kanunlarda değişiklik yapanlar buralara işlendiği için bunlar temel kanunlar, kod kanunlar. Bu nedenle 879 kanun yürürlükte, 80 tane de kanun hükmünde kararname yürürlükte bulunmaktadır. Bunların hepsinin incelemesi sonucunda, 521 kanunda değişiklik yapılması zarureti ortaya çıkmıştır. Ayrıca, 40 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılma zarureti vardır ve yürürlükten 2.483 maddenin kaldırılma zarureti var, 2.470 maddede de değişiklik öngörülmektedir. Bazı ibarelerin yasalarımızdan çıkarılması, bazı maddelerin yürürlükten kaldırılması yapılırken bazılarında uyum maksadıyla değişiklikler yapılma zarureti ortadadır. Bunların kısa sürede tamamlanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin huzuruna getirilmesi takdir edersiniz ki kolay bir iş değildir. Hükûmetimiz 16 Nisan daha gelmeden önce, halk oylamasının sonucunu öngördüğümüz için bakanlıklar faaliyetine başlamış, bu çalışmalar büyük bir titizlikle yürütülmüştür ancak seçimlerin öne alınması nedeniyle Parlamentoda geniş anlamda tartışma fırsatı maalesef ortadan kalkmıştır. O nedenle bugün huzurlarınıza bu yetki kanun tasarısını getirmek zorunda kaldık. Bu tasarının Meclise gelmesi Hükûmetimizin tercih ettiği bir yöntem değil, yapmak zorunda kaldığı bir husustur, bir zorunluluktur, bunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum.
Tabii, Anayasa'nın ilgili maddesi bu kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde İç Tüzük dâhil uyum yasalarının, Cumhurbaşkanının göreve başlamasından altı ay içerisinde de Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çıkarılmasını emrediyor, bu Anayasa'mızın bir hükmü ama hepimiz biliyoruz ki bu süre bir düzen süresidir, bir düzenleme süresidir, hazırlama süresidir, hazırlanma süresidir, hak düşürücü bir süre değildir. Bu süre içerisinde bu uyumları yaptık ne âlâ, yapamadığımız zaman yeni sistem yürürlüğe girmeyecek mi? Elbette yürürlüğe girecek ve biz bu süre dolsa dahi bu düzenlemeleri yapabiliriz, geçmişte de bunun pek çok örnekleri var ve bu düzenlemeler yapıldı ve Meclisimizden geçti ve hepsi şu anda yürürlüktedir. O nedenle altı aylık sürenin aşılmış olması bu düzenlemelerin yapılmasına engel değildir, bu bir suç da değildir çünkü çok net bir şekilde düzen süresi, hazırlanma süresidir. Hükûmetimiz de bu süre içerisinde ilgili düzenlemeler üzerinde çalışmış ama demin ortaya koyduğum rakamlar çerçevesinde çok büyük değişiklikler yapma zarureti ortaya çıktığı için Parlamentonun da görev süresine az bir zaman kaldığı için yeni sistemin Cumhurbaşkanının yeminiyle yürürlüğe gireceği de dikkate alınarak bu konuda bir yetki kanunu Meclise sevk edilmiştir. Sevk ettiğimiz Yetki Kanunu Tasarısı Anayasa'ya tamamen uygundur, içindeki düzenlemelerin her biri de Anayasa'ya uygundur, Anayasa'ya burada bir aykırılığın olması söz konusu değildir.
Bildiğiniz gibi, Anayasa'nın 7'nci maddesi yasama yetkisini Meclise veriyor "Bu devredilemez." diyor. Yürütme yetkisi 8'inci maddede düzenleniyor "Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından kullanılır." diyor ve 87'nci maddesi Meclisin görevleri arasına Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermeyi de koyuyor. Dolayısıyla, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa'nın 87'nci ve 91'inci maddeleri çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermektedir. Bunun Anayasa'ya aykırı bir yönü var mı? Yok. Anayasa, yetki kanunu çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içerisinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılmayacağını da gösteriyor. Bunların hepsi burada var mı? "Amaç ve kapsam" 1'inci madde, diğer maddelere baktığınızda ilkeler orada süre içerisinde birden fazla çıkarılıp çıkarılmayacağı hususu da çok net bir şekilde bu tasarının içerisinde ifade edilmiştir. Yapılacak düzenlemelerin tamamı Anayasa'ya uyum maksadıyla yapılacak düzenlemelerdir ve burada kanunların tamamının sayılmamış olması bir Anayasa'ya aykırılık sorunu değildir, bunun altını da özellikle çizmek isterim.
Tabii, Komisyon görüşmeleri, yetki kanununun nerede görüşüleceği hususu Anayasa ve İç Tüzük'te düzenleniyor. Anayasa'nın 91'inci maddesi "Komisyonlarda görüşülür." diyor, İç Tüzük'ün 90'ıncı maddesi "Komisyonlarda görüşülür." diyor ama hiçbir yerde "Anayasa Komisyonunda görüşülmezse Anayasa'ya aykırıdır." diye bir kural söz konusu değildir. Nitekim, bugüne kadar da 30 tane kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veren yetki kanunu tasarısı görüşülmüş. Bunların nerede görüşüldüğüne baktığınızda; 24'ü Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüş, 2'si Anayasa Komisyonunda, 1'i Adalet Komisyonunda, 1'i Dışişleri Komisyonunda, 1'i Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, 1'i de geçici karma komisyonunda görüşülmüş. Anayasa Komisyonunda görüşülenin sayısı 2 tane. Bizim Anayasa'mız yine aynı Anayasa, değişmedi. O zaman Anayasa'ya uygun olan şey Anayasa değişmediği hâlde bugün Anayasa'ya aykırı hâle nasıl gelir? Anayasa'yla gelmez ancak siyasal, taraflı yorumlarla gelebilir. Bugün yapılan da bu yorumlar nedeniyledir, yoksa Komisyonun görüşmesi doğru ve yerinde bir durumdur. Bugüne kadar da 30 tane yetki kanunu çıkarılmış, 30 kanuna da dayanarak 515 tane kanun hükmünde kararname çıkarılmış. AK PARTİ Hükûmetleri döneminde, 2011'de 1 tane yetki kanunu çıkardık ve buna dayanarak da 35 tane kanun hükmünde kararname çıkarmış durumdayız. Hükûmet olarak biz mecbur kalmadıkça bu yetki kanunu yoluna bugüne kadar başvurmadık, bundan sonra da... Bugünkü başvurumuz da esasında mecbur kalmamızın bir sonucudur.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Neyi yapamadınız Sayın Bakan, neyi?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Mecburuz çünkü sistem yürürlüğe giriyor. 24 Haziranda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiyoruz ve bu sistemin aksamadan yürümesi için uyum yasalarının çıkması ve Parlamento çalışamayacağı için bunun Meclis yerine Meclisin verdiği yetkiye istinaden Bakanlar Kurulu tarafından yapılma zarureti var. Biz, artık şunu yapamayız: Sistem değişti, sistem değiştiği hâlde değişmemiş gibi devam etmek hiçbirimize fayda vermez. Bu sistemi sağlıklı yürütmek için ne yapmamız lazımsa onun üzerinde hep beraber durmamız lazım.
Burada, kanun hükmünde kararnamelerin adedi veyahut da kaç tane kanunda değişiklik yapılacaksa bu kanunların adının sayılması bir anayasal zorunluluk değildir. 1961 Anayasası diyordu ki: "Bunları siz yetki kanununda tek tek sayacaksınız." O zaman sayılıyordu ama 1982 Anayasası tek tek saymayı öngörmemiş. Konu Anayasa Mahkemesine gitmiş. En son 2011/147 sayılı Karar'ında, mahkeme diyor ki: "Bu nedenle, dava konusu yasa kurallarında bir kısım kanunların isimlerini sıraladıktan sonra belirlenen bu iki konuyla ilgili diğer kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde de değişiklik yapılabileceğinin ifade edilmiş olması, konunun belirli olmadığı iddiasına dayanak teşkil edebilecek bir husus değildir. Zira, konu ve kapsamın belirtilmiş olması kaydıyla belirlenen bu konu ve kapsamın sınırları içinde hangi yasa ya da KHK'lerin girdiğinin yetki yasasında sayma yoluyla gösterilmesi şart değildir." Çok açık. Biz de bunu tercih ettik ve sayma yoluna gitmedik. Saysaydık ne olacaktı? Bir çıkardık, tam 14 sayfa kanun numarası ve adını buraya yazmış olacaktık. Bunun ne faydası var bize? Sonuçta, ilgili tasarının 1'inci maddesinin içerisinde çok net bir şekilde amaç ve kapsamda "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yapılan değişikliklere uyum sağlamak üzere..." diyor. Bizim bu saydığımız kanunlarda değişiklik yapılması, yürürlükten kaldırılması ya da yeni düzenleme yapılması hususu da sadece uyumla ilgili ve uyumla sınırlıdır. Bunun dışında bir düzenlemeyi bizim bununla yapabilme imkânımız yok. İbareleri değiştirdik, "Başbakanlık" ibaresini "Cumhurbaşkanlığı" yaptık, kolay iş. Bazı gereksiz maddeleri yürürlükten kaldırdık, bu da kolay iş, yapabiliriz çünkü üzerinde çalışarak yapacağız. Bazı maddeleri değiştirdik, bu da kolay iş. Ama onun dışında, ayrıca kanunda olmayan ama yeni sistemin gerekleri icabı yeni düzenleme yapmamız gereken konular olabilir, bizim "düzenleme" diyerek kastettiğimiz bu yeni sistemin ruhuna uygun, Anayasa'ya uygun bir düzenleme yapmaktır. Bizim yapacağımız düzenlemelerin tamamı Anayasa değişikliğiyle kabul edilen Anayasa maddelerine uygun uyarlama düzenlemeleridir. Bunların denetimi de Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacaktır, Anayasa'nın dışına çıkan bir şey olduğu zaman elbette Anayasa Mahkemesi bunu iptal edecektir.
Bunun süresine gelince, süre konusunda da bir sorun burada yoktur. Zira, demin de söyledim, Anayasa'da -kullanma süresi- 91'inci madde ne diyor? Kanun hükmünde kararnamelerin kullanılma süresinin belirtilmesini ifade ediyor.
Şimdi, biz de burada kullanılma süresini belirtiyoruz. Nedir kullanılma süresi? İki şekilde olabilir: Ya, somut bir tarih dersiniz, "1/1/2018" dersiniz, bu, somut bir süredir, o tarihi siz net olarak biliyorsanız onu o şekilde, somut bir şekilde bağlarsınız, bu, bir somut süredir ve buraya uygundur. Eğer tarih olarak ifade etme imkânınız yoksa o zaman bu süreyi, kati süreyi kati bir hadiseye bağlarsınız ve o da bir kati süredir, kullanılması gereken süredir.
Şu anda bizim Anayasa'mıza göre seçimimiz ne zaman yapılıyor? 24 Haziranda yapılıyor. Ve -geçici madde- Anayasa değişikliğinin madde 18'ine göre -kabul ettiğimiz- orada da diyor ki: "91'inci madde." Yani kanun hükmünde kararname yetkisi veren madde, Bakanlar Kurulunu düzenleyen madde, bunlar 109'uncu madde. Ne zaman yürürlükten kalkar? Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte yürürlükten kalkıyor. Yani Cumhurbaşkanı Genel Kurulda yemin edene kadar, hem 91'inci madde hem de diğer maddelerin tamamı yürürlüğünü korumaktadır, yürürlüktedir. Ne zaman yürürlükten kalkıyor? Cumhurbaşkanı yemin ettiği zaman yürürlükten kalkıyor. Bakanlar Kurulunun yetkisi, yine, hakeza, Cumhurbaşkanımız yemin edene kadar devam edecektir. Dolayısıyla, burada belirli ve kati bir süre vardır, "belirsizlik" diye bunu değerlendirmek, bana göre doğru değildir. Çok açık, biz kati bir hadiseye bağlıyoruz. Kati hadise nedir? Cumhurbaşkanı seçimidir, 24'ünde yapılıyor. Bizim tahminlerimize göre ilk turda biteceği için, kesin sonuçların ilanından itibaren, Meclis, İç Tüzük'e göre üç gün içinde toplanacak ve beş gün içinde Meclis Başkanı seçecektir. Belki Cumhurbaşkanı, ilk gün milletvekilleri yemin ederken, geçici Başkanlık Divanı huzurunda da yemin edip göreve başlayabilir ya da yeni Meclis Başkanı seçildikten sonra da göreve başlayabilir. Eğer bu arada bir fasıla olsaydı, boşluk olsaydı, o zaman biz boşluğa düşerdik. Onun için, sistem değişikliğinin herhangi bir boşluğa düşmeden yürürlüğünün sağlanması için bu ortaya konuldu.
Efendim, o gün seçim bitmezse. Ya görünen köy kılavuz istemiyor; seçim 24 Haziranda bitecek, bunun başkası yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Görünen köy kılavuz istemediği için de biz bunu görüyoruz. Çok net bir şekilde izaha da hacet yok. 24 Haziranda muhtemelen bitecek, muhtemelen de 5'i, 6'sı gibi Parlamento yemin etmek üzere toplanacaktır. Hadise net olduğu için, o hadiseye bağlanan süre belirlidir ve nettir, kati süredir, belirsiz bir süre biz bu yetkiyi almıyoruz. Çok açık, çok net, bu yönüyle de Anayasa'ya aykırılık söz konusu değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen, buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bu Yetki Kanunu Tasarısı'yla, Türkiye'mizin, Anayasa'mızda yapılan değişiklikten sonra, bu değişikliğe uygun yeni hükûmet sistemine göre bütün uyum yasalarının çıkarılması ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin inşası için, sizin adınıza, sizin verdiğiniz yetkiye istinaden Hükûmetimiz çalışmalarını yürütecektir ve beraber biz yeni sistemi inşa edeceğiz. Benim bütün arkadaşlarımdan, herkesten... Bu kanunların neler olduğu da belli, herkes bu kanunlarla ilgili, uyum süreçleriyle alakalı görüşlerini Türkiye kamuoyuyla paylaşırsa biz de ondan istifade ederiz.
Tekrar hayırlı olmasını temenni ediyorum, 24 Haziran seçimlerimizin hayırlı olmasını temenni ediyorum. Milletvekili arkadaşlarımızın hepsine yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum ve hepinizi saygıyla Allah'a emanet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)