| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 16.05.2018 |
CHP GRUBU ADINA GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Sayın Başkan, HDP grup önerisi üzerinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Hepimiz biliyoruz ki cezaevleri her yönüyle Türkiye'de kanayan bir yara. Bakın, çocuğuyla hapiste kalmak zorundaki annelerden çocuk mahpuslara, dört duvar arasında okumaya çalışan öğrencilerden hasta mahpuslara varıncaya dek ülkemizde cezaevi nüfusu 236 bine dayanmış vaziyette. Öte yandan, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini burada üç dakika içerisinde anlatabilecek durumda değilim ancak cezaevinde annesiyle kalan çocuklarla birlikte en dezavantajlı grubu oluşturan hasta mahpusların sorunlarını burada yeniden gündeme getirme zorunluluğu duyuyorum. Bundan tam bir yıl önce bu kürsüden cezaevlerinde tahliye edilmeyi bekleyen 841 mahpus olduğunu açıklamıştım. Ceza infaz sisteminin kanayan yarası olan hasta mahpuslara her geçen gün yenilerinin eklendiğini belirtmiş ve gerekli adımlar atılmadığı takdirde can kayıplarının yaşanacağı konusunda Hükûmeti uyarmıştım. Ne yazık ki bu uyarıların dikkate alınmadığını gördük bu süreç içinde.
Değerli vekiller "Ceza tehiri için, en az 3 hekim imzalı Sağlık Kurulu raporu düzenlenen tüm devlet veya üniversite hastanelerinin raporları kabul edilmektedir." deniliyor. Bunu kim ifade ediyor? Adalet Bakanlığı ifade ediyor. İyi güzel de sistem böyle işliyor mu? Adalet Bakanlığının bilgi edinme taleplerime verdiği yanıtlar, hapishanelerde ağır hastalığı nedeniyle ölümü bekleyen 1.086 kişinin olduğunu ortaya koyuyor ancak bu mahpuslar hastalıklarına rağmen ağır işleyen bürokrasi çarkları arasında günbegün eriyorlar.
Bakın, adım adım anlatacağım. Diyelim ki cezaevinde kansere yakalandınız, doktora gideceksiniz. Ancak cezaevlerinde toplam doktor sayısı 279, bunlardan kadrolu olan sayısı ise sadece 8 yani 845 mahkûma 1 doktor düşüyor dolayısıyla teşhis ve tedavi şansınız yok. E, ne yapacaksınız? Mecbur cezaevi yönetiminin uygun gördüğü bir tarihte, boş bir ring aracıyla tam teşekküllü bir hastaneye sevk edileceksiniz. Ancak sevk edilmek yeterli mi? Hayır. Ağır hastalığınız olduğuna dair rapor alacaksınız. Bu da yetmeyecek, Adli Tıp Kurumunun raporunun onaylanması için birkaç ay bekleyeceksiniz. Bu arada hastalığınız ilerleyecek. Ve nihayetinde Adli Tıptan beklediğiniz rapor gelecek ancak size hastalığınıza rağmen ceza tehirine gerek olmadığı bildirilecek.
Peki, tam teşekküllü hastanelerin "hasta" dediğine sağlık raporunu verenler kim? Bakın, hasta mahpuslara "Cezaevinde kalabilir." raporunu veren İstanbul Adli Tıp Kurumunda çalışan birçok doktor ve Adli Tıp uzmanının FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandığını biliyoruz. Dolayısıyla cezaevlerinde artan hak ihlallerinden en çok etkilenenlerin hasta mahpuslar olduğunu söylüyoruz. Adli Tıptan kaynaklanan bu keyfiyet mahpusların tahliye edilerek tedavi olmalarını engelliyor ne yazık ki.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (Devamla) - Bir dakika rica edebilir miyim?
BAŞKAN - Buyurun Sayın İlgezdi.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (Devamla) - Bu nedenle, ağır hastalıkları nedeniyle 451 mahpus tahliye edilmeden hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bu tablodan da anlaşılacağı üzere ceza infaz sistemindeki anlayış, bürokratik işlemlerin yavaşlığı, ağır hasta olan mahpusların hayatlarını tehdit etmekte. Oysaki uluslararası insan hakları hukuku çerçevesinde başta yaşam hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması devletin sorumluluğundadır. Bu güvence kişi mahpus olsa bile Anayasa'yla teminat altına alınmıştır.
Bu nedenle, tüm ağır hasta mahpusların sağlığa erişim hakları önündeki mevcut engellerin kaldırılması, tahliyelerinin yolu açılacak düzenlemelerin derhâl yapılması ve hasta mahpuslara tedavi olanağı sağlanması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, saygıyla selamlıyorum Meclisi. (CHP sıralarından alkışlar)