GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:8
Tarih:23.07.2018

CHP GRUBU ADINA TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; OHAL'in olumsuz etkilerinin araştırılması ve giderilmesi için bir araştırma komisyonu kurulması amacıyla verdiğimiz önergeye ilişkin söz almış bulunuyorum.

Öncelikle 27'nci Yasama Döneminin hayırlı uğurlu olmasını, Başkanlık Divanı olarak tüm görevlerinizin hayırlı uğurlu olmasını arzu ediyorum efendim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkanım, Genel Kurula giriş sırasında güzel bir konuşma yaptınız ama arzu ederdim ki Meclisin bütünlüğünü sağlayacak olan tüm milletvekillerinin bu çatı altında olmasını arzu ettiğinizi, iyi bir hukukçu olarak -takdir tarafımıza pek düşmez ama iyi bir hukukçu olduğunu biliyoruz- hukukçu gözüyle söyleyebilseydiniz... Ama inanıyorum ki süreç içerisinde bu konuya ilişkin doğru bir tavır sergileyeceksiniz ve bu konuya ilişkin açıklamalarınız olacaktır. Enis Berberoğlu ve diğer tüm tutuklu milletvekillerinin millet iradesi olarak bu çatı altında olması gerektiğine inanıyorum.

Hepinizin bildiği üzere 15 Temmuz 2016'da gerçekleşen hain darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016'da ilan edilen OHAL 19 Temmuz günü kendiliğinden sona erdi, aslında usulen sona erdirildi diyebiliriz. AK PARTİ Grubu tarafından verilen yasa teklifinin bugün Genel Kurulda kabul edilmesi durumunda iki yıl aralıksız sürdürülen OHAL üç yıl daha uzatılacak ve Türkiye toplam beş yıl olağanüstü hâl yönetimiyle yönetilmiş olacaktır. Tam kurtulduk derken üç yıl daha bu dönemi yaşamaya mecbur bırakılıyor Türkiye. Evet, OHAL durduk yerde çıkarılmadı, ilk ilan edildiği zaman biz de parti olarak destekledik. Kısa bir süreliğine ilan edileceği ve hemen ardından yeniden normal yönetim şekline geçileceği bizzat iktidar yetkilileri tarafından defalarca kez söylendi. İşte, kısa bir süreliğine ilan edileceği söylenilen OHAL tam 7 defa uzatıldı.

Sayın milletvekilleri, OHAL Kanunu'nun temelleri 1982 Anayasası'nda atıldı, 1983'te yasalaştı, 1987 yılından 2002 yılına kadar on beş yıl boyunca toplam 46 kez Meclis kararıyla süresi uzatılarak doğu ve güneydoğu illerinde uygulandı. Neler yaşandı o dönemde? Sivil köylülerin öldürülmesinden, köylerin yakılmasından, faili meçhul cinayetlere kadar toplumsal travmalara neden olan birçok olay yaşandı, hâlen bunun faturasını tüm toplum ödüyor. Sonra AK PARTİ'nin iktidara gelmesiyle OHAL sona erdi ve AK PARTİ de bunu bir büyük demokrasi zaferi olarak kamuoyuna sundu.

Peki, bu AK PARTİ daha sonra ne yaptı, bugün 180 derece bu dönüşü nasıl başardı? Darbe girişiminin ardından ilan edilen ve 7 defa uzatılan OHAL döneminde neler yapıldı, sadece FETÖ ve terörle mücadele mi edildi, yoksa toplumun tüm muhalefet etme imkânları ortadan mı kaldırıldı? Bakın, kısaca rakamlarla anlatayım OHAL döneminde neler olduğunu. 20 Temmuz 2016'dan önce 3,03 TL olan dolar bugün 4,77 TL'ye, avro 4,60 TL'den 5,59 TL'ye yükseldi. Aynı dönem içinde reel sektörün döviz açığı 207 milyar dolardan 222,7 milyar dolara çıktı; 423,1 milyar dolar olan Türkiye'nin dış borcu 453,2 milyar dolara yükseldi. Aslında bu rakamlar o kadar fazla ki burada hepsini saymaya süremiz yetmez. Cari açık ve özel sektörün dış borcu yükseldi, enflasyon durdurulamadı. 188 bin olan tutuklu ve hükümlü sayısı 230 bine ulaştı. Türkiye, tutuklu ve hükümlülerin nüfusa oranında dünya 2'ncisi oldu. Birleşmiş Milletler raporları ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün verilerine göre Türkiye'de bu dönem içinde 135 gazeteci tutuklandı, 2.500 gazeteci işsiz kaldı. Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre 180 ülke arasında 157, tutuklu gazeteci sayısında dünya 1'incisi oldu. Sayısı yüz binleri bulan akademisyen, kamu personeli görevden alındı, ihraç edildi. Anayasal denetime tabi olmayan onlarca kanun hükmünde kararname yayınlandı ve Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre 113 ülke arasından 103'üncülüğe kadar geriledi. 15 Temmuzdan bu yana yapılan 260 terör eyleminde 619 asker ve sivil hayatını kaybetti. Türkiye'nin, başta Avrupa Birliği olmak üzere dünyayla ilişkileri bozuldu. İki seçim yapıldı ve Türkiye'nin yönetim şekli değiştirildi.

Böyle bir ülkede insanlar mutlu olabilir mi sayın milletvekilleri? Elbette ki hayır. TÜİK'in yaşam memnuniyeti anketine göre, mutlu olduğunu bildiren kişilerin oranı yüzde 61,3'ten 58'e geriledi.

Sayın Başkanım, ek süre kullandıracak mısınız bana?

BAŞKAN - Sona ersin de ilave edeceğiz.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Toparlıyorum efendim.

Sayın milletvekilleri, tıpkı 1987 yılında ilan edilen OHAL'in etkileri nasıl uzun yıllar sürdüyse iki yıldır yaşadığımız ve iktidarın üç yıl daha sürdürmek istediği OHAL'in de etkileri uzun yıllar sürecektir. Gelin, ülkemize bir iyilik yapalım. Şimdi gündeme getirdiğiniz, OHAL'in kalıcı etkilerinden daha ağır travmalar yaşatacak olan bu yasayı el birliğiyle bu Meclisten geçirmeyelim. Halkımıza bir iyilik yapalım, çocuklarımızın geleceğine bir iyilik yapalım. Travmalar altında yaşayacak bir Türk toplumu yaratmayalım. Gelin, bu olumsuz etkileri minimuma indirmek için alınacak tedbirleri belirleyelim. Gelin, Meclis olarak elimizi taşın altına koyalım, getirdiğiniz bu yasa teklifini burada geri çevirelim. Öncelikle OHAL'in Türk toplumunda yaratmış olduğu bu travmaları gelecek nesillere daha büyük travmalar bırakmamak için tartışalım, bir yere taşıyalım. Bir daha ne darbeleri ne bu travmaları yaşamamız söz konusu olmasın.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)