| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 23.07.2018 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada, OHAL KHK'leriyle yaratılan hukuksuzluğu, kural tanımazlığı ileri boyuta taşıyacak olan bir düzenlemeyi, "OHAL kalktı." denilmesinin ardından OHAL'i fiilen sürdürecek olan kanun teklifini görüşüyoruz; ülkeyi on altı yıl boyunca torba yasa mantığıyla yöneten AKP'nin kanun hükmündeki kararnameler rejimine geçişte son hamlesine tanık oluyoruz. 15 Temmuz hain darbe girişimini 20 Temmuzda bir fırsata çevirerek ülkede KHK'ler eliyle köklü değişikliklere giden ve Anayasa'yı fiilî olarak uygulanamaz hâle getiren AKP iktidarı Türkiye genelinde OHAL'i kalıcı hâle getirmeyi planlıyor. Anayasa'yı yine Anayasa'dan aldığı yetkiyle bertaraf eden AKP, öyle görülüyor ki bu teklifle Parlamentoya verilen yetkileri sınır tanımaksızın, denetime tabi tutulmaksızın yürütmeyi idare eden tek bir kişinin idaresine veriyor.
Üyesi olduğum Adalet Komisyonunda hak ve özgürlükler açısından çok önemli olan bu kanun teklifi için daha çok tartışmamız, konuşmamız, gelecek olan hükümlerin eksikliklerini, yanlışlıklarını çıkarmamız gerekirken AKP'li Komisyon Başkanı ve üyeleri tarafından ülke için önemli olan bu kanun teklifi hızla Komisyondan geçirilmiştir. Teknik olarak iç içe geçmiş, birbirinden alakasız bir dolu kanundaki bazı hükümleri değiştiren bir teklif bu. Tıpkı bir yandan kış lastiği düzenlemesi yapan, diğer yandan eğitimcileri ihraç eden kanun hükmünde kararnameler gibi neyin ne olduğu belli değil.
Teklifin ilk maddesi valilere tanınan yetkilerle ilgili. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11'inci maddesine bir paragraf ekleniyor. Bununla, valiler, on beş günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için yasaklayabilecek, belli yerde ve saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini kısıtlayabilecek. Teklifle valilere verilmek istenen yetki, kaldırılan sıkıyönetim komutanlarının kullandığı yetkileri çağrıştırıyor. Kamu düzeninin bozulduğuna ilişkin ciddi belirtiyi belirleyen vali olacak. Kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişileri belirleyecek vali olacak. Tam anlamıyla subjektif, tam anlamıyla keyfî bir belirleme yani burada süper valiler oluşturulmaya çalışılıyor.
Komisyonda maddeye itiraz ederken örnekler vermiştik ve örnekler verildiği zaman da bazı itirazlarla karşılaştık. O zaman size birkaç somut örnek vermek istiyorum. Çok uzakta değil, buradan birkaç kilometre ötede Yüksel Caddesi'nde 1990'ların başından itibaren duran İnsan Hakları Anıtı etrafı bildiğiniz gibi polis bariyerleriyle bir yılı aşkın süredir kapalı. Neden mi? Çünkü vali öyle istedi, dedi ki: "Heykelin önünde eylem yapılıyor, heykele afiş yapıştırılıyor, görüntü kirliliği oluyor, biz heykeli koruma altına aldık."
Bir örnek de kendi vekil olduğum Aydın'dan vermek istiyorum.
Aydın Valiliği 10 Mart 2018 tarihinden itibaren Aydın'da yapılacak anma, protesto, toplantı, bildiri dağıtma, konser gibi etkinlikleri otuz gün yasakladı. Neden? OHAL nedeniyle. Kendisine verilen yetkileri böyle kullanmayı tercih etti. Aydın Çevre Birliği basın açıklaması için İzmir-Aydın sınırında Selçuk Çamlık'ta jeotermal santrallerinin sağlığa, insan hayatına ve toprağa verdiği zararları anlatmak için basın açıklaması yapmak istedi, İzmir Valiliği de yasakladı. O da neden? OHAL nedeniyle yasaklandı. Yani bu, temel hak ve özgürlükler arasında olan eylem yapma, protesto etme hakkını ortadan kaldırdı. Kafanızın estiği gibi "Heykel kapattım, yol kapattım, izin vermiyorum." dendi. Bu zihniyet yasakçı zihniyettir, kendinden olmayana söz hakkı vermeyen zihniyettir.
Sayın milletvekilleri, kanunlar sınırları belirler, sınırlar bu teklif gibi hükümleriyle insan hak ve özgürlüklerine aykırı olamaz. Muğlak ifadelerle bu memleket aykırı düzenlemelerle idare edilemez. Bu yetkiler erk karşısında birey güvencesizliğini kaide hâline getirmektedir. Bu hükümler 19'uncu maddeye yani Anayasa'nın kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin 19'uncu maddeye aykırıdır. Ayrıca yerleşme ve seyahat hürriyetini düzenleyen 23'üncü maddeye de aykırıdır. Ayrıca eğitim ve öğretim hakkı ve ödevini düzenleyen 42'nci maddesine de aykırıdır. Bu nedenle biz bu maddeye katılmıyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar