| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 23.07.2018 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Genel Kurulumuzu selamlıyorum.
Öncelikle teklif, bir bütün olarak insan hak ve özgürlüklerine ve demokratik bir toplumun gereklerine yönelmiş başka bir ağır saldırıdır. Bu yasa teklifi halkından korkan, ülke halkını kendi varlığı için temel tehdit olarak gören bir iktidarın korkularının ürünüdür. Siz eğer kendi politik hattınıza, kendi politikalarınıza güvenmiyorsanız, hiçbir eleştiriye tahammül etmezsiniz ve korkarsınız. Eğer kendi düşüncelerinize inanmıyorsanız doğruluğuna, kendiniz gibi düşünmeyen herkesin düşüncesini bastırmaya çalışırsınız; basını ele geçirirsiniz, havuz medyası kurarsınız ve istersiniz ki kendi sesiniz dışında hiçbir ses hiç kimse tarafından duyulmasın.
Maalesef, biraz önce, sevgili milletvekilimiz, İstanbul Milletvekilimiz Ahmet Şık'ın başına gelen, bugün burada birlikte yaşadığımız olay da bunun açık bir göstergesidir, kendi adıma protesto ediyorum.
Eğer siz halktan korkmuyorsanız politikalarınızın tamamen arkasında durmayı bilirsiniz ama belli ki korkuyorsunuz ve baskıyla ve zorla halkı yönetmeye çalışıyorsunuz. Belli ki izlediğiniz neoliberal politikalar ve bunun sonucundaki ekonomik krizin yükünü yoksulların, halkın, işsizlerin, işçilerin sırtına yüklemeye niyetlisiniz önümüzdeki dönem. Ve istiyorsunuz ki biz her şeyi yapalım ve karşımızda en küçük bir ses olmasın. Yani diyorsunuz ki daha fazla üretim, daha fazla kâr, daha hızlı üretim için Soma'da 301 işçi katledilsin göz göre göre ama o işçilerin anneleri adalet talebiyle Ankara'ya gelmesin. İstiyorsunuz ki kentleri yağmalayalım, doğayı talan edelim ve sadece belli bir kesimin, sermayenin cebi dolsun bu açıdan, işçileri sonuna kadar güvencesiz ve taşeron, bir köle emeğiyle sömürelim ama karşısında hiçbir kimsenin sesi çıkmasın çünkü biliyorsunuz ki bu politikaları bu halk kabul etmiyor ve baskıyla, zorla yani OHAL'de ne yaşadıysak, işçi grevleri nasıl yasaklandıysa, her türlü hak arayanın karşısında nasıl polis barikatı ve copuyla karşısında durduysanız, sesini kesmeye çalıştıysanız artık bu rejim hâline gelsin yani OHAL bundan sonra rejimin adıdır arkadaşlar. Biz diyoruz ki: Demokrasi, istediğiniz durakta ineceğiniz bir tramvay değildir. Ülkenin OHAL'e değil, eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye ve barışa ihtiyacı vardır.
Bu maddeyle hiçbir mahkeme kararı olmaksızın askerlerin üst, eşya, araç aramasında yetkili idareye yetkilerin bütünüyle verilmesi söz konusu. Anayasa'nın başlangıç kısmında yer verilen kuvvetler ayrılığı ilkesinin açıkça ihlali olduğunu hepimiz biliyoruz. Yine bu düzenleme Anayasa'nın özel hayatın gizliliğini düzenleyen 20'nci maddesi ile temel hak ve hürriyetleri düzenleyen 13'üncü maddesine de aykırılık teşkil etmektedir. Sadece iç hukuktaki yasal düzenlemeler değil, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özel hayatın korunmasını düzenleyen 8'inci maddesine yani "Herkes özel ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir." düzenlemesine de açıkça aykırıdır.
Bu düzenleme sıkı yönetim uygulamalarında gördüğümüz düzenlemelerin aynısıdır. Sadece yetki verdikleriniz saraydan alacakları talimata göre değil, bütün bu keyfî yetkileri birilerine yaranmak için özel olarak kullanacaktır ve biz bu yasanın bu nedenle geri çekilmesini talep ediyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)