GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:8
Tarih:23.07.2018

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 1 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, üzerine söz aldığım kanun teklifinin 4'üncü maddesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 53'üncü maddesinde değişiklikler yapılmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarının önüne geçmek amacıyla yapılan düzenlemeyle dostane çözüm veya tek taraflı deklarasyonla sonlandırılan dosyalarda yeniden yargılama yapılmasının önü açılmaktadır. Böylece hem tazminat ödenmemesi hem de davanın yeniden görülmesi için AİHM'in davayı sonuçlandırmasına gerek kalmayacaktır. Peki, iktidarın bu değişikliği yapmak zorunda kalmasının arkasındaki gerekçe nedir? Bu gerekçe, son beş yılda Türkiye aleyhine verilen cezaların 15 kat artması ve Türkiye'nin ödemek zorunda kaldığı tazminat miktarının çok yüksek rakamlara yükselmesidir. Türkiye'nin ceza aldığı dosyaların yarısı adil yargılanma hakkı ihlali ve bunu özgürlük hakkının ihlali izlemektedir. Diğer bir veri olarak Adalet Bakanlığının 2017 faaliyet raporunda yer alan bilgilere göre, bir yılda AİHM'de aleyhine en çok başvuru yapılan Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında Türkiye 7.518 başvuruyla 3'üncü sırada yer almıştır ve hakkında en çok ihlal kararı verilen ülkeler arasında ise 2'nci sıraya yükselmiştir. Bir taraftan bu maddeyle tekrar yargılanmanın yolu açılırken bu OHAL düzenlemesiyle yeni hak ihlallerinin yolu açılacaktır.

Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz hafta OHAL'in sonlanmış olmasıyla birlikte Meclis Adalet Komisyonunda temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, Anayasa'ya ve yerine getirmeyi taahhüt ettiğimiz uluslararası anlaşmalara ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olan, ülkede bir tek adam rejimini kurumsallaştıran, OHAL KHK'leri yerine Cumhurbaşkanlığı KHK'lerini getiren, kamudan ihraçları olağan hâle getiren, iş güvencelerini ortadan kaldıran, valilere sınırsız yetkiler tanıyan yasa teklifi maalesef hiçbir değişiklik yapılmadan Genel Kurulun gündemine getirilmiştir. Bu yasa teklifinin sadece bir isim değişikliğinden ve OHAL uygulamalarını kalıcı hâle getirmekten ve kurumsallaştırmaktan ibaret olduğu çok açıktır. Bu nedenle temel hak ve özgürlükleri kısıtlayarak uluslararası anlaşmalara dava konusu olacak yeni hak ihlallerinin yolu açılacaktır.

Değerli milletvekilleri, Meclis Avrupa Birliği Uyum Komisyonu üyesi ve bir akademisyen olarak teklifin Genel Kurulda yasalaşmasıyla birlikte resmî üyelik müzakerelerimizin devam ettiği Avrupa Birliğinden ve resmî kurucu üyesi ülkeler arasında yer aldığımız Avrupa Konseyinin kurucu değerlerinden iyice uzaklaşacağız. AİHM'deki ceza dosyalarının artmasının da önü açılacaktı. Yasa teklifinin tümüne karşı olmakla birlikte özellikle OHAL KHK'leriyle en çok hak ihlalleri olan KHK ihraçlarının devamlılığını kılan, teklifin 23'üncü maddesinde yer alan geçici 35'inci maddeyle tüm kamu kurumlarında çalışanların yanında Yükseköğretim Kuruluna üç yıl boyunca akademisyenlerin, idare amirlerinin bir değerlendirmesi, hatta sadece bir kanaatiyle ihraç yetkisinin verilmesi, bugün benim üzerinde konuştuğum 4'üncü maddeyle yapmak istediğiniz değişikliklerle tamamen çelişmektedir.

Değerli milletvekilleri, tüm kamu çalışanlarının ve akademisyenlerin bu maddeyle sadece keyfî ihraçlarla sınırlı kalınmıyor ihraç edilen işlerinin dışında birçok sosyal ve özlük haklarını da maalesef kaybedecekler ve bu haklarını ülkemiz mahkemelerinde maalesef arayamayacak. Kamu çalışanlarının ve özellikle de akademisyenlerinin, üniversite hocalarının özlük hakları, iş güvenceleri idare amirinin keyfî bir kararıyla elinden alınabilecek özgün ve bağımsız bir şekilde görevlerinin ve bilimsel çalışmalarının önüne geçilmiş olacak.

Evet, değerli milletvekilleri, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, ihraçları olağanlaştıran, Anayasa'mıza ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne açıkça aykırı olan bu OHAL düzenlemesinin mutlaka yeniden ele alınması gerekmektedir; aksi durumda hak ihlalleri artacak, hak arama yolları tıkanacak ve neticede Türkiye'nin AİHM'deki dosya sayısı yine artacak ve alacağı cezalar da maalesef artacaktır.

Bu düşünce ve görüşlerle sabrınız için teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)