GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GRUBU ADINA GRUP BAŞKANVEKİLLERİ İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL VE MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR?IN; TRT VE ANADOLU AJANSI?NIN YAYINLARINDA TARAFSIZLIĞI SAĞLAYAMADIĞI, ÜSTLENDİĞİ GÖREVİN SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEDİĞİ VE KAMU KAYNAKLARINI PARTİLİLERE AKTARDIĞI İDDİASIYLA BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN ÖN GÖRÜŞMESİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:20.11.2012

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç hakkında, Anayasa'nın 98'inci ve 99'uncu, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 106'ncı maddeleri uyarınca gensoru açılması hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

TRT'nin kurumsal sitesinde "Yayın İlkelerimiz" kısmında şöyle yazıyor: "Anayasa'nın 133. maddesi ve 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu uyarınca tarafsız bir kamu tüzel kişiliğe sahip Türkiye'nin tek kamu yayın kuruluşu olarak yayınlarımızın tarafsızlığı esastır. 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu'nun 5'inci maddesine göre, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu yayın esasları şunlardır." diye devam ediyor ve en alttaki maddede de şöyle diyor: "Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirebilecek konularda yeterli yayın yapmak; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç ve düşüncenin menfaatlerine alet olmamak."

Peki, Anadolu Ajansının yayın ilkeleri arasında ne var? "Yayınlarının eşitlik ve adalet ilkelerini zedeleyici, insan onurunu küçültücü, ayrımcılığı teşvik edici bir nitelik ve üslupta olmamasına dikkat eder." diyor. Ne yazık ki hem TRT hem de Anadolu Ajansının yaptığı taraflı ve siyasi uygulamalar had safhaya ulaşmıştır bu dönemde. Anadolu Ajansında neler yaşandı, biliyor musunuz? Anadolu Ajansında 201 kişi işinden ayrıldı. Cumhurbaşkanlığı muhabirini önce Uganda'ya, sonra da Somali'ye sürdüler. O da ne yapıyor? Sonunda pes ediyor, tazminatsız olarak işten ayrılıyor. Daha bitmedi. Çalışanlar, sendika yönetiminin değişmesi için gönüllü olarak imza verdiğini zannederken, sendikaların yetkisini kaybetmesine yol açacak istifalar için imza vermiş durumuna getirildiler yani kandırıldılar.

Gelelim, Sayın Bakan Arınç'a bağlı olan, bir diğer yayın organı olan TRT'nin ne yaptığına. TRT habercilik yapmamaktadır, Adalet ve Kalkınma Partisinin kamuoyundaki imajını düzeltmek, reklamını yapmak için bir araç rolünü üstlenmektedir.

Bakın, çok yakın bir örnek vereceğim: Geçtiğimiz hafta Kocatepe'de şehit Üsteğmen Yakup Çınar'ın cenaze töreninde TRT törene katılanları tek tek sayarken Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanını, Sayın Doktor Devlet Bahçeli'yi özellikle saymamıştır.

TRT'yi Adalet ve Kalkınma Partisinin televizyonu yapacaksanız ismindeki "Türkiye" kelimesini kaldırın. Adı devletin televizyonudur ama TRT yalnızca Başbakan Erdoğan'a ve Adalet ve Kalkınma Partisine çalışmaktadır. Yani "TRT, AKP İktidarının borazanı olmuştur." dersek pek de yanlış söylememiş oluruz.

TRT'yi ne zaman açsanız, iktidar partisiyle ilgili haberlere fazlasıyla rastlarsınız. Peki, muhalefetin yaptıkları ya da açıklamaları da aynı sürelerle veriliyor mu? Tabii ki hayır. Türkiye'de, harcadığı her 100 liranın 80 lirasını halktan toplayan, vergilerle karşılayan tek özel kurum TRT'dir. Bu nedenle, tüm kesimlere ve siyasi partilere, iktidar muhalefet ayrımı yapmadan eşit ve tarafsız davranmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TRT ve Anadolu Ajansı, geçmişte birçok yanlı habere ve asılsız son dakika haberlerine imza atmıştır. Hatırlayın, terör örgütü elebaşlarından Murat Karayılan'ın İran'da yakalandığı konusunda verilen son dakika ve bomba yüklü araç haberindeki fiyasko akıllarınıza gelir mi? Bitmedi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun evinde otururken, göz altına alındığı haberini, TRT'nin yazdığı son dakika haberinden öğrendi Türk milleti. Nasıl olduysa, TRT'nin her şeyi önceden bilen uzman muhabirleri herkesi atlattı ya da birileri bunları TRT'ye servis etti.

Gelelim TRT'deki bir başka vahim tabloya. Bu konuya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu kurumda binlerce personel çalıştırılmasına rağmen neredeyse hiçbir program yapılamaz hâle gelmiştir. TRT hemen hemen bütün programlarını dışarıya yaptırıyor durumundadır. Sayın Bakan Arınç, TRT'de 6.211 memur, 835 sözleşmeli olmak üzere 7.046 personel çalıştığını siz bizzat ifade ettiniz. Peki, bu kadar kadrosu olan TRT ne yapıyor? Dış yapımlara milyonlarca Türk lirası harcıyor. TRT, dış yapımlara sadece 2011 yılında 477 milyon Türk lirası harcadı. Madem bu kadar personeliniz var, o hâlde bu yapımları neden dışarıya yaptırıyorsunuz Sayın Bakan? Bu aslında kamu kaynaklarının belli bir menfaat grubuna aktarılması meselesidir.

Şu soruları da sormadan yapamıyoruz tabii ki: TRT'de çalıştırdığınız bu kadar personel iş yapamaz durumda mıdır gerçekten, yoksa kabiliyet ve mesleki formasyonları yeterli değil midir ya da onlara güvenmiyor musunuz, hangisi? Kamusal yayın sorumluluğu olan ve giderleri toplum tarafından üstlenilen bir kanal böylesine kötü yönetilemez. Böyle bir televizyon Türkiye Cumhuriyeti'nin televizyonu olamaz.

Sözlerimi Anayasa'da ve yasada belirtilen, yer alan ve Sayın Arınç'ın da ifade ettiği şu sözlerle bitirmek istiyorum: "Kamu yayıncılığı yapan kuruluşların tarafsız ve adaletli olması gerekir."

Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkkan.