GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:9
Tarih:24.07.2018

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün OHAL'i üç yıl daha devam ettiren teklifin görüşmelerine devam ediyoruz. Ben teklifin 13'üncü maddesiyle ilgili sayın Genel Kurula sesleneceğim, Genel Kurulu öncelikle saygıyla selamlıyorum.

Teklifin 13'üncü maddesiyle ilgili olarak Komisyonda da belirttik, arama ve el koyma için asker kişiler yerine cumhuriyet savcısının katılımıyla adli kolluk görevlendirilebilir ama bunun için öncelikle bizim adli kolluğu kurmamız gerekiyor. Bu ülkede cumhuriyet savcısının emrinde, nezaretinde, aynı binada bir adli kolluk yok. Cumhuriyet savcısı nezareti ve huzuru olmadan askerî bölgelerde polis tarafından arama ve el koyma işlemleri yapılmasının sakıncalarını Ergenekon ve Balyoz davalarında gördük. Bu nedenle yasa teklifinden bu maddenin çıkarılması gerektiği görüşümüzü arz ediyoruz.

Sayın milletvekilleri, terörle mücadele etmenin en etkili yolu demokrasiyi, adaleti ve hukukun üstünlüğünü kurmaktır. Bu teklif Anayasa'ya aykırıdır ve teröre asla çözüm olmayacaktır. Şimdi siz öyle bir tablo çiziyorsunuz ki bu teklif geçmezse terör artacak, teröristler ülkeyi ele geçirecek. Buna kim izin verecek Allah aşkına, kim? Hiçbirimiz burada buna göz yummayız ve izin vermeyiz.

Değerli milletvekilleri, terörü, demokrasinin rafa kaldırılması ve hukukun işlememesi tırmandırır. Bu kanun yasalaşırsa örneğin valilere geniş yetkiler tanıyacağız ama daha önce atanan 24 vali ve 73 vali yardımcısı FETÖ'cü çıkmadı mı? Şimdi, bu yetkilerdeki valinin yarın da başka bir terör örgütünün destekçisi olmayacağının garantisini burada kim verebilir? Peki, Allah korusun, yarın darbe girişimi oldu ve halk 15 Temmuzdaki gibi meydanlara çıkmak istedi, yeni bir kahramanlık hikâyesi yazılacak ve o ilin valisi izin vermedi, ne yapacağız?

Size birkaç belge göstermek istiyorum: Bunlar sır değil, biraz vakit ayırırsanız Meclis arşivlerinden de görebilirsiniz. Yıl 2003, darbe girişiminden on üç yıl önce; CHP milletvekili Sayın Mehmet Neşşar dönemin Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e bir soru önergesi veriyor, FETÖ okulunun 19 Mayıs etkinliklerine kimin izniyle katıldığını soruyor. Verilen cevap: "Valilik tarafından." Yani "FETÖ devlete sızıyor." dediğimizde "Kargalar bile buna güler." diyen Sayın Bakan nezaretinde ve Valilik izniyle FETÖ okul propagandası yapmış.

Yine, bizim vekillerimizden Sayın Nejat Gencan 2004 yılında, darbe girişiminden on iki yıl önce bir önerge veriyor, diyor ki: "Diyanet, Edirne'de bir törende terörist Fethullah Gülen CD'si ve kitabı dağıtıyor." Bakanlık konuyu Diyanete havale ediyor. Dönemin saygıdeğer Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu cevap veriyor, diyor ki: "Ben gerekli önlemleri alacağım." Ondan sonra FETÖ'nün kitapları ve CD'leri Diyanet aracılığıyla dağıtılmıyor. Peki, daha sonra ne oluyor? Sayın Bardakoğlu görevden alınıyor ve FETÖ'nün kitapları Diyanetin kitaplarıyla ya da Diyanetin satış mahallerinde göze çarpıyor.

Bakın, yıl 2005 -bir örnek daha vermek istiyorum- on bir yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri "Terörist Fetullah Gülen devlet ve kurumlara militan yerleştirerek darbe amaçlıyor." diyerek araştırma önergesi veriyor. O zaman o imzalar içerisinde Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da var ve bu önerge reddediliyor. Kim reddediyor? İktidar milletvekilleri. Başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere muhalefet partilerinin FETÖ ve terör örgütleriyle ilgili verdiği onlarca önerge reddedildi.

Bugün FETÖ'yle mücadele kılıfı altında kendinizi koruma, muhalefeti sindirme yasaları çıkarmayın. Gelin, hukukun üstünlüğüne, adalete, savunma hakkına ve tam demokrasiye değer vererek hep birlikte, el ele Türkiye Cumhuriyeti'ni, Türk halkını, Türk milletini daha müreffeh yarınlara taşıyalım.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.