| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 24.07.2018 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli üyeler; öncelikle teklifle ilgili olarak, biz bu teklifin daha önce komisyonda tartışıldığında da pek izahını anlayamadık niçin, nasıl getirildiğini ve OHAL'in kalkmasından sonra üçer yıl boyunca ihraçların nasıl yapılacağına, nasıl düzenlemelerin getirileceğine herhangi bir açıklama ve izah getirilemedi.
Fakat bir vesileyle bu olağanüstü hâl hakkında konuşmaya başlamadan önce "olağanüstü hâl" dediğimiz dönem veya süreçler iki türlü tanımlanır bilimsel kitaplarda. Birincisi, insan eliyle ortaya çıkan olağanüstü hâl, durumlar, biri de doğal şekilde olan olağanüstü hâl var. Doğal şekilde diye tanımlananlar işte sel, deprem, çeşitli afetler, yangınlar. Fakat maalesef son dönemde, bilim insanlarının "doğal" diye tanımladıkları bazı afetlerin aslında arkasında insan eliyle olan doğal afetler de var. İnsan eliyle olan doğal afetler ve olağanüstü hâller, çatışmalar, savaşlar, kalkışmalar, terörist eylemler, birçok şey tanımlanabiliyor. Bugün yakın komşumuz Yunanistan'da tekrar bir doğal olay, afet... Yanıyor. Gerek hükûmetten veya işte iktidardan diyelim, Çavuşoğlu da açıklama yaptı, bizim partimiz de açıklama yaptı, birçok kesim de açıklama yaptı, fakat sosyal medyaya baktığımızda, ırkçı, ayrımcı, şoven, nefret dolu şeyler var. Geldiğimiz aşamaya baktığımızda, asıl olağanüstü hâl dediğimiz süreç budur; vicdanımızın, insanlığın geldiği nokta.
Bir diğeri, bu sabah biz Mecliste çeşitli grup toplantıları yapıyorken bir olağanüstü hâl olayı Türkiye'de de yaşandı; insan eliyle mi, doğal mı? İstanbul'da dünden beri korkunç yağmur vardı. İstanbul'da bir binanın çöküşünü doğal bir afetmiş gibi hep beraber izledik ama aslında arkasında bir doğal süreç değil, insan eliyle olan bir olağanüstü hâl vardı. Bunu niçin söylüyorum? Olağanüstü hâl durumlarının biz gerekçesini, nedenlerini ortaya çıkartmadığımız sürece kolayca tanımlamalar getirebiliriz, yasalar çıkartabiliriz, yönetmelikler çıkartabiliriz, çeşitli uygulamalar yapabiliriz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olağanüstü hâle baktığımızda, 1980'den sonra, 1982'deki anayasa sürecinden sonra 83'te yasalaşmış. Turgut Özal ve Anavatan Partisi döneminde, 1987'de ihtiyaç duyularak uygulamaya sokulmuş. Bugün Türkiye'deki ve dünyadaki olağanüstü hâl uygulamaları az önce söylediğim gibi doğa veya insan eliyle olsa bile üçer aylık süre için düşünülmüş, hatta kimi yerlerde birer aylık süre için düşünülmüş. Bu üç aylık süreç ne için düşünülmüş? Tekrar konuşulsun, düşünülsün, gerekli düzenlemeler yapılsın, olağanüstü hâlin çare olup olmadığı araştırılsın diye. Biz baktığımızda, 1987'de peş peşe üçer ay uzatılan ve 46 kez uzatılan olağanüstü hâl, Türkiye'deki birçok soruna da çözüm bulamamış ve hatırlar mısınız bilemiyorum, ilk başta 15 ilde çıkmıştı. Bingöl, Diyarbakır, Elâzığ, Hakkâri, Mardin, Siirt, Tunceli, Van ve "mücavir il" dedikleri, "komşu il" dedikleri Adıyaman, Bitlis, Muş vardı. Ve benim şu anda milletvekilliğini yaptığım Batman ili ve Şırnak ili 1990 yılında biraz daha işte, güvenlik ve olağanüstü hâl şartları nedeniyle il ilan edilince bunlar da dâhil edildi. Ve baktığımızda peş peşe gelişen olaylarla olağanüstü hâlin pek çare olmadığı düşünüldü. Nitekim, hepimizin de bildiği gibi, belli bir bölgeye, belli bir yere bir tek vali atanmıştı; "Süper vali" deniyordu, "olağanüstü hâl valisi" deniyordu. Peşinden 1994 yılında değişiklikler yapıldı ve en sonunda bu Hükûmet 2002 yılında geldikten sonra dedi ki: "Biz bu olağanüstü hâli kaldırıyoruz." Siz o zaman bir süper valiyle yapamadığınız şeyi... Türkiye'de şu anda bütün illere süper vali getiriyorsunuz, çözüm bulamıyorsunuz. Bu işin nedenini çözemediğimiz sürece hiçbir olağanüstü hâl bu şeyin çözümü ve bu sorunun çözümü olmayacaktır. Türkiye'nin olağanüstü hâlleri şunun için yapması lazım: Demokratikleşme için, hukuk için, ekonomi için, olağanüstü kardeşlik ve barış istikrarı için yan yana gelmeliyiz. Olağanüstü bunun için ilan edilmelidir. Bundan dolayı olağanüstü hâl çözüm olmayacaktır Türkiye'nin sorunlarına. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.