| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 24.07.2018 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de geçici 1'inci madde üzerinde söz almış bulunuyorum.
Bildiğiniz gibi, geçici 1'inci madde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na verilen kayyumluk görevinin üç yıl daha devam etmesini, bu süreçte görev alan yetkililerin ceza davaları varsa sonuçlanıncaya kadar, eğer herhangi bir satış işlemi varsa satış işlemi sonuçlanıncaya kadar görevlerinin devam etmesini öngörüyor. Bir de, Türk Ceza Kanunu'nun 133'üncü maddesine göre muvazaalı işlemlerle ilgili bir düzenleme yapıyor.
Her ülkenin mutlaka kendi ekonomik güvenliğiyle ilgili tedbir alması hakkıdır ve görevidir. Dolayısıyla ekonomik güvenlikle ilgili olarak alınacak olan tedbirler ve alınan tedbirler ekonomilerin genişleme dönemlerinde ve refahın arttığı dönemlerde alınmalı ki toplumu rahatsız etmemeli ve dolayısıyla da insanların inisiyatifini önlememeli.
Şimdi, bu geçici maddede öngörülen hususla şu sonuç ortaya çıkıyor: Türkiye'de servet yeniden bölüşülüyor ve yeniden paylaşılıyor, sermaye yeniden harmanlanıyor. Daha önceki dönemlerde verilen teşviklerle, iş birliği yapılan kesimlerin palazlanması ve onların önemli sermaye birikimleri ortaya çıktı ama sonunda ortaya çıkan süreçte, onların zararlı olduğu varsayımından da hareketle bu yapının dağıtılmasına karar verilmiştir ve şu anda da sermaye ve birikim yeniden harmanlanıyor, yeni bir sermaye sınıfı ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.
Şimdi, bu maddeden hareketle, bu bir ekonomik güvenlik meselesi. Diyebilirsiniz ki bunun ekonomik güvenlikle ne ilgisi var? Efendim, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bir bankacılık hastanesidir. Eğer finansal sistem içerisinde başına herhangi bir sorun gelen bir bankamız olursa Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bu hastayı rehabilite eder ve bu da finansal istikrar açısından ve ekonominin güvenirliği açısından son derece önemlidir. Fakat bugün gelinen nokta itibarıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na verilen bu görev, bu kurumu asli görevinden giderek uzaklaştırmaktadır ve işin kötüsü, bu tür uygulamalar kâğıt üzerinde ne kadar akıllıca, dikkatlice yazılırsa yazılsın bu önemlidir ama bundan daha önemlisi bu uygulamanın nasıl yapıldığıdır. Eğer bu uygulamayla piyasaya yanlış bir sinyal verirseniz bunun bedelini ödersiniz.
Şunu diyebilirsiniz: Piyasadan bana ne. Öyle, piyasadan bana ne, yabancıdan da bana ne. Ama siz 130 milyar dolar olarak devraldığınız kamu artı özel sektör toplam dış borcunu bugün 460 milyar dolara getirdiyseniz ve de bu 460 milyar dolarlık kamu artı özel sektör borcunun bugünden gelecek sene bugüne kadar vadesi gelen kısmı dolar/euro paritesine bağlı olarak 170-180 milyar dolar arasında değişiyorsa, bunun üzerine de GSYİH'nin yüzde 5,5-6'sına tekabül eden bir yıllık cari açık koyarsanız bulmanız gereken para 230-240 milyar dolar. Eğer bu parayı bulmazsanız ne olur? Bu parayı bulamazsanız birtakım makro dengeleriniz bozulur. Bu, size yüksek enflasyon olarak döner, yüksek cari açık olarak döner, değersiz TL olarak döner ve hayat pahalılığında soğanın fiyatı 6 liraya, patatesin fiyatı 7 liraya çıkar.
Dolayısıyla, bu geçici maddeyi küçümsememek lazım. Bu geçici maddenin uygulaması önümüzdeki dönemde ekonominin alacağı yönü ve bu ülkeye akacak olan sermayenin yönünü belirleyecektir. O nedenle, yapılması gereken şey, bize borç veren ve muhtaç olduğumuz o sermaye akımlarını sağlamak için, piyasayı rahatsız etmeyecek şekilde bunu yapmamız lazım. Yapmazsak, dediğim gibi, bugün Merkez Bankası bir karar aldı, sonucunda dövizin nereye geldiği belli. Şu anda yüzde 16'ya yakın enflasyon var, yıl sonunda bunu 17-18 olarak görürüz ve hep birlikte bunun bedelini öderiz.
Teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.