| Konu: | Askerlik Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 25.07.2018 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 2 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüksek heyetinizi hürmetle selamlıyorum.
Bedelli askerlikten pilot teminine, sağlık turizminden sağlık çalışanlarına bazı haklar verilmesine, müşterek bahis oyunlarından yap-işlet-devret modeliyle yaptırılacak yatırımlara kadar çeşitli alanlarda düzenlemeler içeren bir torba kanun düzenlemesini görüşüyoruz.
Torba kanun uygulamaları, yasama kalitesini ve kanunlar için aranan öngörülebilir, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olma özelliklerini, kısacası hukuki güvenlik ilkesini olumsuz etkilemektedir. O sebeple, çok zaruri hâller dışında torba kanun düzenlemelerinden kaçınılmalıdır.
Bu kanun teklifinde bedelli ve dövizli askerlikle ilgili düzenleme yapılmakta, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere dış kaynaktan temin edilecek pilot ve pilot adaylarına ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlenmektedir. Tabip ve diş hekimi emeklilerine, emekli aylıklarına ilaveten ek bir ödeme yapılması öngörülmekte, insan sağlığı hizmetlerinde çalışan sağlık mesleği mensuplarının bir yıllık çalışmalarına altmış günlük fiilî hizmet süresi zammı uygulanması düzenlenmektedir.
Uluslararası sağlık hizmetleri alanında ülkemizde sunulan hizmetlerin tanıtımını yapmak, kamu ve özel sektörün sağlık turizmine yönelik faaliyetlerini desteklemek ve koordine etmek, uluslararası sağlık hizmetlerine ilişkin politika ve stratejiler ile hizmet sunum standartları ve akreditasyon kriterleri konusunda Sağlık Bakanlığına önerilerde bulunmak üzere "Uluslararası Sağlık Hizmetleri" unvanıyla bir anonim şirket kurulmaktadır.
Sağlık Bakanlığınca yapılan istihdam planlamasının uygulanabilmesi için birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda istihdam planlamalarının esas alınması düzenlenmekte, sağlık turizminin teşvikine ve hizmet kapasitesinin artırılmasına yönelik olmak üzere tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar tarafından verilen sağlık hizmetleri için bütçeleri ayrı olmak şartıyla sağlık kuruluşları arasında iş birliği yapılmasına ve belirtilen personelin esnek çalışabilmesine imkân sağlanmakta, daha fazla beceri ve eğitim gerektiren işleri yapabilen tabiplerin ek ödeme tavanlarının esnetilmesi öngörülmekte, uluslararası sağlık hizmetlerinin kamu sağlık kuruluşlarında ve üniversite hastanelerinde verilmesini teşvik etmek ve bu alanda hizmet arzı kapasitesini artırmak amacıyla tabipler, tabip öğretim elemanları ile diğer sağlık çalışanlarına iş yükü ve iş güçlüğü de dikkate alınarak ilave ek ödeme yapılması getirilmektedir.
Ayrıca, yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yaptırılabilecek yatırım ve hizmetler kapsamına Kanal İstanbul ve benzeri su yolu projelerinin de dâhil edilmesi düzenlenmekte, yasa dışı bahisle ticari açıdan etkin mücadele edilmesi ve kamu geliri kaybının önlenmesi amacıyla şans oyunları ikramiye oranının brüt üst sınırının yükseltilmesi ve bu nedenle oluşabilecek yatırım ve işletme giderlerindeki tutar azalışlarının telafi edilmesi düzenlenmekte, Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun'da yer alan pazarlıkla temin tanımına açıklık getirilmekte, geçici ve kesin teminat oranlarının azaltılması ve pazarlıkla temin usulünde bu teminat oranlarından farklı teminat oranlarının belirlenebilmesi teklif edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde son yıllarda yoklama kaçakları ve bakaya sayılarının gittikçe artmasından kaynaklı birikmenin önüne geçilmesi amacıyla 31 Aralık 1993 tarihinden -bu tarih dâhil- önce doğan yükümlülerin 15 bin Türk lirası bedel ödemek ve yirmi bir günlük temel askerlik eğitimine tabi tutulması suretiyle askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılmaları hususunda düzenleme yapılmaktadır.
Ayrıca, yurt dışında oturma veya çalışma iznine sahip olan, işçi, işveren sıfatıyla veya bir meslek ya da sanatı icra ederek yurt içinde geçirilen süreler hariç olmak üzere toplam en az üç yıl süreyle fiilen yabancı ülkelerde bulunanların 2 bin avro veya karşılığı kadar yabancı ülke parası ödemeleri ve Millî Savunma Bakanlığınca verilecek uzaktan eğitimi almaları hâlinde muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılmaları da düzenlenmektedir.
Şüphesiz askerlik görevinin ifasında eşitlik ilkesi vazgeçilmez ve asla ikamesi olmayan bir kuraldır. Nitekim Anayasa'nın 10'uncu maddesi herkesi dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeple ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşit saymaktadır. Yine Anayasa'nın 72'nci maddesi vatan hizmetini her Türk vatandaşının hem hakkı hem de ödevi olarak tanımlamakta ve hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceğinin ya da getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceğini ifade etmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, vatan hizmeti hak olduğu gibi, her Türk vatandaşının da vecibesidir. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin eşit, saygın ve onurlu fertlerden oluştuğuna yürekten inanmaktadır. Vatan hizmetini ise herkesin manevi bir sorumluluğu olarak değerlendirmekte ve millet olmanın doğal ve doğrudan bir sonucu olarak görmektedir.
Bizim bedelli askerlikle ilgili görüş ve düşüncelerimiz dünden beri hiç değişmemiştir. Bedelli askerlik konusu ele alınırken Türk Silahlı Kuvvetlerinin ikaz, ihtiyaç, imkân ve kapasitesi belirleyici olmalı, vatan savunmasını aksatacak ve riske sokacak manevi veya moral çöküntüye müsamaha gösterilmemelidir. Askerliğin millî bir görev olduğu ilkesinden taviz verilmeden Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılık vasfının gölgelenmemesi için herkes sorumlu davranmalıdır. İçinde bulunduğumuz coğrafyada Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcı vasfını kaybetmeyeceği şekilde teknolojik imkânlarla donatılması temin edilmelidir. Bunun yanı sıra, Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel rejimi yeniden düzenlenmelidir. Gelişmiş, güçlendirilmiş ve takviye edilmiş Türk ordusunun düşmanlara korku salacağı, dostlara ümit vereceği ve dış politikada millî bir güç unsuru olarak yararlanılacağı unutulmamalıdır.
Askerlik özel ve zorunlu bir hizmet alanıdır, her Türk vatandaşı buna uymak durumundadır. İlke olarak şunu önem ve özellikle vurguluyoruz ki askerliğin yani vatan savunmasının bir bedeli asla yoktur. Bedelli askerlik tartışmalarını uzatarak, canıyla bedel ödeyen kahramanlarımızın ruhlarını ve fedakârlık numunesi evlatlarımızın duygularını incitmemek asıldır, esastır, şarttır ancak askerlik çağını geçmiş, bir sebeple askerlik görevini ifa edememiş yüz binlerce vatandaşımızın çağrısına ilgisiz kalmak belli kıstaslar dâhilinde çok makul olmayacaktır.
Teklifte askerî ihtiyaçlar elbette gözetilmiş, dikkate alınmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bedelli askerliğin çıkmasını olumlu görüyor ve destekliyoruz ama bu konuda dile getirilen askerliğin teorik eğitimi doğru bir değerlendirme değildir. Asker silahla anılır. Bedelli askerlik konusu özel bir konu, hassas bir konudur. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç ve planlamalarının dikkate alınması, dolayısıyla görüşü burada çok önem arz etmektedir. Bu teklifin Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Millî Savunma Bakanlığımızın görüşünü içerdiği açıktır. Bu bakımdan Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu teklife destek veriyoruz.
Değerli milletvekilleri, sağlık çalışanları sağlık hizmeti sunumu sırasında çeşitli tehlike ve risklerle karşı karşıya kalmakta, ağır iş yükü ve risk altında hizmet vermektedir. Bu kanun teklifiyle insan sağlığı hizmetlerinde çalışan sağlık mesleği mensupları için bir yıllık çalışmalarına altmış gün fiilî hizmet süresi zammı uygulaması öngörülmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak yıllardır sürekli gündeme getirdiğimiz bu düzenlemeyi de destekliyoruz. Ancak fiilî hizmet süresi zammının aynı ortamda görev yapan tüm sağlık çalışanlarını kapsaması, her yıl için doksan gün süre eklenmesi ve bu uygulamanın geçmiş hizmetlere de uygulanması gerektiği görüşündeyiz.
Yine, serbest çalışan eczacıların durumu da dikkate alınmalıdır. Yapılan düzenlemede fiilî hizmet zammından yararlandırılacak sağlık meslek mensupları içinde eczacılar zikredilmekte ancak kendi nam ve hesabına sağlık hizmeti veren eczacılar bu kapsamda yer almamaktadır. Eşitlik ilkesi uyarınca serbest çalışan eczacılar da fiilî hizmet zammından yararlandırılmalıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Tutanak Hizmetlerinde çalışanlar ağır ve yıpratıcı koşullarda görevini yapmalarına karşın fiilî hizmet zammı kapsamında yer almamaktadır. Genel Kurulda fiilen çalışan stenograflar ile Tutanak Hizmetleri Başkanı ve Başkan Yardımcıları da mutlaka kapsama alınmalıdır.
Yine, veterinerler, veteriner sağlık teknisyenleri, teknikerleri, çevre sağlığıyla ilgili çalışanlar, çevre sağlık teknikerleri, teknisyenleri gibi meslek grupları da bu kapsamda olmalıdır. Bununla beraber birçok meslek grubunun benzer talepleri bulunmaktadır. Mesela öğretmenlerin, PTT dağıtıcılarının, zirai mücadeleyle uğraşanların da haklı talepleri bulunmaktadır. O sebeple, fiilî hizmet zammı uygulaması bakımından ağır ve yıpratıcı işlerin yeniden gözden geçirilmesi, tüm taleplerin bir değerlendirmeye tabi tutulması ve bunun kapsamlı bir düzenlemeyle çözülmesinin mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda gerekli çalışmaları yapacağımızı ve gerekli kanun teklifini vereceğimizi buradan ifade ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinde tabip ve diş hekimi emeklilerinin aylıklarının aldıkları eğitim ve yürüttükleri hizmetle mütenasip olmaktan uzak oldukları belirtilerek aylıklarına ilave bir ek ödeme yapılması öngörülmektedir. Buna göre, uzman tabip emeklileri için yaklaşık 2 bin Türk lirası, tabip emeklileri için yaklaşık 1.500 Türk lirası tutarında ilaveten ek ödeme yapılması söz konusudur.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu düzenlemeyi destekliyoruz ancak bu düzenlemenin tüm tabip ve diş hekimlerini kapsamadığına dikkat çekmek istiyorum. Zira, 2008 Ekim ayında çıkarılan 5510 sayılı Kanun uyarınca anılan tarihten sonra işe girip sigortalı olan tabip ve diş hekimleri farklı statüye tabi olduğu için emekli olunca söz konusu ek ödemeyi alamayacaktır. Yine, eski adıyla SSK ve BAĞ-KUR emeklisi olan tabip ve diş hekimleri de ek ödemeden yararlanamayacaktır. Bu durum aynı meslek grubunda emekli aylıkları yönünden büyük bir eşitsizlik oluşturacaktır.
Eczacılar da diş hekimleri gibi beş yıllık bir zorlu eğitimden geçerek mesleğe başlamakta ve kamuda çok önemli görevler üstlenmektedir. Kamu hastanelerinin eczanelerinde gerek ilaç tedarik hizmetlerinin en etkili şekilde temini gerekse bunların rantabl şekilde hastanelerde kullanılması eczacılar tarafından yönetilmektedir. Öte yandan, eczacılar sarf malzemelerinin ihale aşamasından depolanması ve tüketilmesine kadar her aşamasında fiilen çalışmakta ve ilaçların hastaya sunumunda önemli roller üstlenmektedir. Bu nedenle, eczacıların da kapsama alınması gerektiği açıktır.
Diğer taraftan, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda çalışan eczacılar gerek Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde gerekse eş değer kurum olarak kabul edilebilecek Sosyal Güvenlik Kurumunda çalışan eczacılara göre çok daha düşük maaşlarla çalışmaktadır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu eczacılarının bu mağduriyeti mutlaka giderilmeli, özlük hakları düzeltilmelidir.
Veteriner hekimler 657 sayılı Kanun kapsamında beşerî hekimlerle birlikte sağlık hizmetleri sınıfında aynı özlük haklarına sahip olarak yer almaktadır. Nitekim, görevin önem ve niteliği ile eğitim seviyesi gibi hususlar dikkate alınarak belirlenen zam ve tazminatları aynıdır. Veteriner hekimlerin de aldıkları eğitim ve yürüttükleri hizmetle mütenasip olmaktan uzak olan emekli aylıklarına ilave ek ödeme yapılması gerektiği görüşündeyiz.
Elbette ebe, hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni gibi sağlık personellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Esasen, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan tüm çalışanların çalışırken aldıkları maaş ile emekli aylıkları arasında büyük fark bulunmaktadır. Bu durum dikkate alınmalı ve sağlık çalışanlarına döner sermayeden yapılan ek ödemelerin hekimlerde olduğu gibi diğer çalışanların da emekli aylığına yansıtılması sağlanmalıdır.
Ayrıca, günümüzde yardımcı sağlık personeli okullarından mezun olmuş işsizler ordusu ortaya çıkmış olup bunların uygun bir şekilde istihdamında sorunlar yaşanmaktadır. Bu grupta ebe, acil tıp teknisyeni, anestezi teknisyeni, sağlık memurları ve tıbbi sekreterler bulunmaktadır. Bu personellerin gerek özel gerekse de resmî kuruluşlarda istihdam edilmesi için gerekli koşullar sağlanmalıdır. Yardımcı sağlık personeli istihdamı artırılmalı, sağlık hizmetlerinin standardı ve kalitesi yükseltilmelidir.
Sağlık çalışanlarımızın çözüm bekleyen çok önemli başka sorunları da bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde istihdam kargaşası yaşanmaktadır. 4/A'lı, 4/B'li, 4924'lü, 209 sayılı Kanun'a tabi sözleşmeli, aile hekimliğinde sözleşmeli, taşeron personeli gibi farklı mali ve sosyal haklara sahip birçok istihdam modeli uygulanmaktadır. Sağlık çalışanları farklı istihdam modelleriyle birbirine küstürülmüş ve iç barış bozulmuştur. Sağlık camiasında meslekler arası saygınlık tüketilmiştir. Aynı yerlerde ve hizmetlerde aynı işi yapmalarına rağmen statülerinin farklı olması nedeniyle çalışanlar arasında idari, mali ve sosyal haklar yönünden birçok farklılık bulunması Anayasa'yla güvence altına alınan eşitlik ve adalet ilkelerine aykırıdır. Bu sorun mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde öğretmenlerin, mühendislerin, kamu avukatlarının, polislerin, din görevlilerinin, şef, müdür ve benzeri yöneticilerin, velhasıl birçok kamu çalışanının emekli aylıklarının da yeterli olmadığı, aldıkları eğitim ve yürüttükleri hizmete mütenasip olmaktan uzak olduğu açıktır. Seçim döneminde, öğretmenlerin, polislerin, sağlık çalışanlarının, din görevlilerinin ve yönetici personelin ek göstergelerinin 3600'e çıkarılması konusunda vaatlerde bulunulmuştur. Memurlar için ek gösterge çok önemlidir. 3600 ve 6400 ek gösterge kritik eşiklerdir. Bu ek göstergelerin özellikle emekli aylığına önemli tutarda yansıması bulunmaktadır. Dolayısıyla 3600 ek gösterge vaadiyle ilgili yapılacak düzenlemede tüm kamu çalışanları dikkate alınmalı, hakkaniyete uygun bir düzenleme yapılmalıdır. Esasen personel rejimi liyakati esas alan ve performansı değerlendiren anlayışla yeniden düzenlenmeli, kamuda ücret adaleti sağlanmalı, görev, yetki ve sorumluluk bakımından eşit değerde iş yapanın eşit ücret alması temin edilmelidir. Kamu çalışanlarının ek gösterge, hizmet tazminatı, fazla çalışma tazminatı, diğer zam ve tazminatlar ile yan ödeme gibi kurumlar ve statüler arası farklılıklara yol açan ödeme unsurları gözden geçirilerek tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde ve hakkaniyete uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir.
Kamu çalışanları arasında mağduriyet yaşamayan neredeyse yoktur. Sözleşmeliler, geçici ve mevsimlik işçiler, ücretli öğretmenler, vekil imam ve müezzinler, fahri Kur'an kursu öğreticileri, aile sağlığı çalışanları, usta öğreticiler kadroya geçmeyi beklemektedir. Kamuda kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B'li, vekil, sözleşmeli, geçici ücretli ve fahri statüde çalışanlar kadroya alınmalı, güvencesiz personel çalıştırılması son bulmalıdır. Kamudaki taşeron işçilere kadro verilmesini öngören düzenleme taşeron işçilerin tamamını kapsamamıştır; yüzde 70 mağdurları, 4 Aralık mağdurları, kiralık araç mağdurları oluşmuştur. İhalelerin yaklaşık maliyeti içinde personel giderleri yüzde 70'in altında olduğu gerekçesiyle birçok taşeron işçi, araç kiralama yoluyla çalıştırılan taşeron işçiler kadro alamamıştır. Başbakanlıkta taşeron işçi olarak çalışan kiralık araç şoförleri kadroya alındığına göre, bu hak, eşitlik ilkesi gereği diğer bakanlık ve kurumlarda çalışan kiralık araç şoförlerine de verilmelidir. Taşeron işçilerden kadro verilmemiş olanlar hiçbir ayrım yapılmadan kadroya geçirilmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak kamu çalışanlarının sorunlarının çözüme kavuşturulması konusunda önümüzdeki süreçte gerekli kanun tekliflerini vereceğimizi buradan ifade ediyorum. Yine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak samimi, ilkeli, tutarlı, yapıcı ve sorumlu bir anlayışla hareket edeceğimizi ve bu kanun teklifine de destek verdiğimizi ifade ediyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)