GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:10
Tarih:25.07.2018

BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 27'nci Dönem Birinci Yasama Yılı maalesef yasamanın ruhuna, anlamına uygun olmayan maddelerle açıldı ve yine bir torba yasayla karşı karşıyayız. Bu torba yasada belli ki üzerinde çokça konuşulmasını istemediği maddeler var sevgili yürütmenin. Kanal İstanbul mudur, şans oyunlarının çok tartışılmasını istemiyor mudur onu bilemem ama sonuç itibarıyla bu yasama yılı geçen yasama yılından farklı. Bunu da kim istedi? Yürütme istedi. Geçen yıl referandumda, bu yıl 24 Haziranda yapılan seçimlerde sistem değişikliği yaratıldığını siz söylediniz ve adını da farklı farklı ifade etseniz de sonuçta Cumhurbaşkanlığının bir yürütme heyetinin oluşturduğu bir yapı, bir sistem ve biz de bunu eleştirdik, seçim dönemlerinde sürekli dile getirdik, eleştirdik, dedik ki: Denge ve fren ilişkisini görmezden gelen bir durum kuvvetler ayrılığını zayıflatır. Kanun koyucu kendi iradesi dışında bir başka iradeyle kanun koymaya kalkarsa orada bir kapsayıcılık, toplumsal uzlaşma olmaz. Bu sistem millet egemenliğini yok eder dedik ve yasama, yürütme ve yargı tek elde oluşur dedik. Hatta sevgili Hocamız Kaboğlu bunu tarif ederken de buna "monokrasi" dedi.

Peki, bizim bu tüm eleştirilerimize rağmen sizin getirdiğiniz bu sistemi sizin tekrar bozuyor olmanıza ne demeli? Örneğin açık, bariz bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisine örneğin bugünkü torba yasa servis ediliyor ve aslında bu normal olarak bir milletvekili tarafından... "Yasamayı Meclis yapar." deniliyor, bu torba yasanın içerisinde Sağlık Komisyonu olarak bizi ilgilendiren madde en fazla olmasına rağmen bu, komisyonda tartışılmıyor. Biz bunu, eczacılık mesleğinde, meslek örgütlerinde çokça karşılaştığımız bir deyim var "muvazaa" diye görüyoruz çünkü muvazaada, örneğin eczanede sahip ve mesul müdür eczacıdır. Bu yasa teklifinde sahip başka ama mesul müdür başka. Yani yasayı teklif eden resmiyette başka ama burada, bu Meclise sunan başka. Bu şunu getiriyor akla, hani hep eleştiriyorlardı ya "Ya, bu Cumhurbaşkanları zaten taraflı, zaten bir partili" madem siz her şeyi açık yapıyorsunuz, bunu neden kapalı hâle getiriyorsunuz?

Peki, yöneticiler yani iktidar veya adına hükûmet diyelim, bunu yapıyor, elbette bu tür taleplerde bulunabilirler, bu tür isteklerde bulunabilirler, geçen dönem bunu da sıkça yaptılar ama şimdi buradaki milletvekilleri bu yasama yılına girerken yani vatandaştan oy isterken, bu kuvvetler ayrılığını da anlatmışken bize de bir kimlik düştüğünün bilinciyle buraya geldi. Yani buraya gelen milletvekilleri kendi kimliğiyle yasama erkini eline alarak yasa çıkartmak için görev aldı. Örneğin, bizim eczacılarla ilgili maddelerimiz var, biraz önce geçen 4'üncü madde. 13 tane eczacımız var Mecliste. Hatta çok daha enteresan bir şey söyleyeyim, MHP sorumlusu Sayın Kalaycı her seferinde "Eczacıların da girmesi gerekiyor." dedi ama oy vermedi, diğer milletvekili eczacılarımız gibi, CHP dışındaki diğer milletvekilleri de bu maddeye oy vermedi yani eczacıları, veterinerleri buradan ayrı tuttu. Peki, siz bundan sonra bu aidiyetlerinizi hep parti üzerinden götürecekseniz, nasıl yasamaya katkı vereceksiniz? En başta kendi meslektaşlarınıza katkı vermiyorken bu ülkeye, bu vatana nasıl hizmet vereceksiniz?

Bu süreyle ilgili de... Neredeyse daha cümleye başlamadan süre bitiyor. Ama son olarak şunu söyleyeyim, cümlemi bitireyim: Uzun sözün kısası, sağlık alanında çalışanların emeklerini yok sayan bu tasarı eksiktir ve yetersizdir.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)