| Konu: | Askerlik Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 25.07.2018 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Değerli Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; "asker ocağı" kavramı da artık tarihe karışmak üzere. Ne olduğu belli olmayan "çorba" tabiriyle demin de belirtildiği gibi birtakım yasa maddeleriyle askerlik unsuru da dâhil olmak üzere ve çok önemli olan sağlık, artı uluslararası sağlık, artı emeklilik ve sosyal hakların hepsi gasbedilmek üzere, "Yaşa var ol Harbiye..." marşı da tarih olmak üzere bence. Belli bir dönemden sonra askerlik nosyonu almamış şahısların harbiyeye alınması ve ötesinde Silahlı Kuvvetlerin itibarsızlaştırılmasını da getirecektir kanımca.
Diğer maddelerle ilgili olarak, sağlıkta devrimle ilgili bir hikâyemiz vardı biliyorsunuz. Eğer bugün için siz sağlık sisteminden muayene olmak isterseniz ilk yapacağınız şey 182'yi aramak veya "MHRS" dediğimiz Merkezi Hastane Randevu Sistemi'dir. Böyle bir devrim yapıldı. Bu devrim nelere mal oldu, ben size şöyle izah edeyim: Eğer bugün muayene olmak için 182'yi ararsanız bir ücret ödemeniz gerekiyor. Ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim: Ortalama Türkiye'de 30 milyon muayene 182 hattından alınıyor, bir kısmı da MHRS'den. Toplumun büyük bir çoğunluğunun internete ulaşması, internet üzerinden randevu alması mümkün değil ama 182'ye alo derseniz; bir amcam, bir teyzem randevu almaya çalışırsa yaklaşık 4-5 liraya mal oluyor. Eğer randevuyu alabilirseniz, bugün için şu saatte isterseniz, on beş gün içinde, benim bölgemde de aynı, Orta Anadolu'daki birçok ilde on beş gün içinde randevu almanız imkânsızdır, çoğu ana branşlarda, kendim de çocuk hekimiyim; dahiliyedir, kadın doğumdur, çocuktur, birçok branşta kamu hastanelerinden on dört gün içinde yüzde 70-80 randevu alamazsanız, alamadığınız için muayene olamazsınız. Diyelim ki aldınız on gün içinde, siz bugün hastasınız, yarın hastalığınız devam edecek, on gün sonrası için hastalığınıza randevu aldınız, muayene oldunuz diyelim, muayene olduğunuzda bir katılım payı karşınıza çıkacak, 8 lira, kamuda 5 lira vesaire. Onu da ödediniz, peki, Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre sizin muayene olma sürenizin ne kadar olması gerekiyor? Bizim Sağlık Bakanlığı daha önce on dakika olan süreyi beş dakikaya düşürdü ve uygulamada bu iki buçuk dakikaya kadar tekabül eder çünkü soyunma, giyinme vesaire o durumda sizin doktorla muhatap olma süreniz bir iki dakikaya kadar düşmektedir. Sağlıkta devrim bence gerçekleşmiş durumda çünkü Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre asgari muayene süresi ortalama, dünya ortalaması yirmi dakika, bizde iki buçuk dakikaya düşürülmüş vaziyettedir şu anda uygulamada çünkü bir hasta gelecek, bir hasta çıkacak. Artı, kuyruklar kalkmış mıydı? Kuyruklar şu anda telefonda. Bütün Türkiye'de telefonlarda kuyruğa muhatap oluyorsunuz. Bu, yaklaşık on beş günlük süreyi almaktadır çoğu hastada. Artı, katılım payı en son ocak ayından itibaren raporlu olan hastalarda da uygulanmaya başlanmıştır. Özellikle şeker hastaları ve tansiyon hastası gibi toplumda en sık görülen gruplarda görülmektedir.
Sağlıkta ben yeni Bakanımızdan da birtakım reformlar bekliyorum. Daha önceki Bakan zamanında "Mecburi hizmet çağ dışıdır, insanlık dışı bir uygulama." demişti, tekrar mecburi hizmet yeniden getirildi.
Şimdi, torba yasanın 4'üncü maddesinde yer alan... Emekli oldunuz, emekli olduktan sonra Sosyal Güvenlik Destekleme Primi yatırıldığı anda, çalışmaya başladığınızda sizin ödemeniz kesiliyor. Bu, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Fiilî hizmet zammıyla ilgili kısımda da eczacı, veteriner ve tüm sağlık çalışanları, yardımcı personelin de yararlanması gerekmektedir.
Yıpranma torbaya sığmamıştır, zira varistir, elinize batan kanlı iğnelerdir. On altı, yirmi dört, hatta otuz iki saat nöbet tutulan sistemde siz yıpranmayı bir torbaya koyamazsınız. Ekip işi olan sağlık sektöründe sizin mutlaka ve mutlaka eşitlik ilkesine dikkat etmeniz gerekiyor.
Sözlerimi şöyle kapatmak istiyorum: "Bir kişiye on pul, on kişiye bir pul; bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa." sözü sizlere neyi hatırlatıyor?
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)