GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:10
Tarih:25.07.2018

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kardeş Yunanistan halkının acısını ben de paylaşıyorum. Yine, Hatay'da yaşanan yangın beni de endişelendiriyor ve bir an önce Hatay'da yangının söndürülmesi için önlemlerin alınmasını yetkililerden talep ediyorum.

Ve Nusaybin'de bir yangın daha var. Nusaybin Ömeryan bölgesinde yaşanan bu yangına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Askerî operasyon sebebiyle çıkan bir yangındır ve sokağa çıkma yasakları olan köylere yaklaştığı söylenen bu yangının derhâl söndürülmesi, operasyonların da derhâl durdurulması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, sözlerime başlarken, otuz yedi yıl önce bugün 12 Eylül faşizminin katlettiği DİSK lideri, İLERİCİ DERİ-İŞ Sendikası Genel Başkanı Kenan Budak'ı saygıyla anıyorum.

Bugün de 12 Eylül yıllarının bir benzerini yaşıyoruz, hatta 12 Eylüle rahmet okutan bir darbe süreci içerisindeyiz. Tek adam sistemi, OHAL ve KHK'ler, içinde bulunduğumuz bu darbe sarmalının yeni tezahürüdür. Yeni rejim, Meclisi, Türk tipi, seçimli bir tür faşizmin meşruiyet örtüsü hâline getirmek istiyor. Bugün Meclis hâlâ siyasi rejimin odağıymış gibi davranmanın bir âlemi yoktur. Bugün Türkiye, Anayasa'sını fiilen ortadan kaldırmış, güçler ayrılığını askıya almış, neredeyse belediye otobüsü fiyatlarını belirleme yetkisini bile tek adama devretmiş, daha ilk günden çivisi çıkmış bir rejimle yönetiliyor. Kimse bizden ortada gerçek bir demokrasi varmış, burada söylediklerimiz sonuçta ortaya çıkacak kararı belirleyecekmiş, katkılarımız önemseniyormuş gibi bir demokrasi maskeli balosunun figüranları olmamızı beklemesin. Biz burada sesimiz çıktığınca halkın egemenliğinin nasıl gasbedildiğini anlatmaya, haykırmaya çalışacağız; kuvvetler ayrılığının kalmadığı bir siyasi düzende fiilen Anayasa'nın ortadan kalkmış olduğunu vurgulayacağız; demokrasinin kaybedildiğinin ancak halkın mücadelesiyle yeniden kazanılabileceğinin altını çizeceğiz. Evet Türkiye'de hiçbir zaman tüm toplumsal kesimleri özellikle de ezilenleri, emekçileri, kadınları, LGBTİ+'ları, göçmenleri, Kürtleri, Alevileri, Lazları, Çerkezleri, Yörükleri ve çoğu zaman başörtüsü inancı yüzünden hakir görülenleri mutlu edecek bir demokrasi yaşanmadı ancak geçmişin eksiklikleri, olumsuzlukları bugünkü hilkat garibesi tek adam diktasını meşrulaştıramaz.

Arzın merkezinden geçen tünel yapsanız bile faşizmi meşrulaştıramazsınız çünkü faşizm halkların düşmanıdır ve insan onurunun reddidir. Tek adam rejimleri toplumların yaşadığı insanlık tutulması anlarına denk gelir, geçicidir; ardından sadece unutulmak istenen, anılması bile hicap üreten tarih bırakır. Bugün Meclis çoğunluğunun Meclisi dilsizleştirmek, tek adam iktidarının aksesuarı hâline getirmek isteyenler tarafından elde tutuluyor olması tarihin bir ironisidir. Bizim burada görevimiz her şey normalmiş gibi davranmak, yavaş yavaş ısıtılan sudaki kurbağa taklidi yapmak değildir. Bugün halkın vekillerinin Meclisteki görevi, bütün bu yaşananlar karşısında emeği, barışı, demokrasiyi, adaleti, insana yakışır bir yaşamı savunmaktan milim geri adım atmamış milyonların yanında olmaktır; her açıdan antidemokratik bir seçimin bir darbe sarmalını meşrulaştıramayacağını herkese ısrarla anlatmaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Halklarımızın umutlarıyla birlikte yeni ve gerçek bir demokratik cumhuriyetin yolunu açmaktır.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Her fırsatta kralın çıplak olduğunu haykırmaktır; yalanları yutmayacağımızı göstermektir; bu dikta rejimine, ne pahasına olursa olsun, karşı koyma iradesinde olan milyonların varlığını hissetmek ve hissettirmektir. (HDP sıralarından alkışlar)