| Konu: | Son zamanlarda artan çocuk istismarına ve belli suçlar için idam cezasının geri getirilmesine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 2 |
| Tarih: | 02.10.2018 |
MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Divan, kıymetli milletvekilleri; öncelikle sizleri sevgiyle, saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyor, yeni yasama döneminin hepimiz için, ülkemiz için ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabb'imden niyaz ediyorum.
Tabii, sözlerimin başında kurucu şehit liderimiz Muhsin Başkanımızı bir kere daha rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Tabii, ülkemizde son yıllarda özellikle küçük yaştaki çocuklarımıza karşı artan cinsel saldırılar, tecavüzler ve ölümle neticelenen, katle neticelenen suçlar artmış seviyede ve bu, toplumumuzda özellikle bu hadiseyle karşı karşıya kalan ailelerimizde ve yakınlarında büyük bir infial oluşturmaktadır. Dolayısıyla biz, Büyük Birlik Partisi olarak bu hususta adaletin tam olarak tecelli etmediğini düşünüyoruz. Hem caydırıcı olması bakımından hem de adaletin tam tecelli etmesi noktasında bu suç ve bunun yanında terör, ölümle sonuçlanan terör suçları için idam cezasının geri getirilmesini istiyoruz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, çok büyük bir uğultu var. Lütfen, hatibi dinleyelim.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Büyük Birlik Partisi olarak 1 Ekim tarihinde yani dün, yeni yasama döneminin başladığı gün idam teklifimizi milletimize, yüce Meclisimize ve siz değerli milletvekillerimize sunmuş bulunuyoruz. Bütün milletvekillerimizin odalarında bu teklifimiz mevcut olacaktır.
Bu kısa konuşma sürem içerisinde bu teklifi niçin sunduğumuzla ilgili niyet ve gerekçelerimizi ihtiva eden düşünce ve gerekçelerimizi Gazi Meclisimizle ve siz değerli milletvekillerimizle paylaşıyoruz. Çünkü Büyük Birlik Partisi olarak olaya, vicdanları sızlatıp öfke nöbetlerine sokan hunharca işlenmiş suçlar veya ideolojik kaygıların etkisi altında biçimlendirilmiş suç tanımları penceresinden bakmıyoruz. Kıymetli milletvekillerimiz, idam cezasına, salt bir caydırıcılık olarak değil de cezalandırma olarak da bakmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu, son derece önemlidir. Hukuk ve adaletin asıl gayesi caydırma değil, cezadır. İdam cezası belirli ağır suçlara verilir ve özel bir cezadır. Bu sebepledir ki idam cezası sadece sosyal hayatta ve vicdanlarda infial yaratan suçları işlemeye niyetleri olanları en etkili şekilde caydırmaktan öte, insanların vicdanındaki adaleti ve adalete olan güveni sağlamak amacıyla geri getirilmelidir. Kişi canavarca his saikiyle cinayet işlemekten ömür boyu hapis cezası almış; bir bakıyorsunuz, katil, cani ömür boyu içeride cezasını çekeceği yerde cezaların infazı hakkındaki kanunlardaki esnekliklerden ötürü belli bir süre hapiste yattıktan sonra şartlı tahliye, af vesaire gibi esnek hükümlerden yararlanıp salıveriliyor. Yani ölüm cezası yerine konulan ömür boyu hapis cezasına mahkûm olanlar hiçbir zaman ömür boyu hapiste kalmamakta, ömürlerini cezaevlerinde tamamlamamaktadırlar. İşte, en son, Adıyaman ve Kayseri örneğindeki hadiseler bize bunun böyle olduğunu göstermiştir. Esasen, mevcutta olan ömür boyu hapis cezası, işlenilen suçun tam karşılığı da değildir.
Değerli milletvekilleri, insanların adalete olan güveni güçlendirici bir rol ifa etmezse, insanlarda adaleti kendi elleriyle sağlama güdüsü sürekli aktif hâle gelir.
Şu anda, bizim, sadece belirli suçlara getirilmesi için teklif verdiğimiz idam cezasına karşı olanların en önde tek bir argümanı var, o da şudur: Yaşam hakkının kutsal olması ve güya ölüm cezasının insan haklarına aykırı ve geri dönüşsüz bir ceza yöntemi olması. Buna da itirazımız var çünkü her nedense insan hakları kavramı burada hep suçlular için kullanılıyor ve isteniyor, suçluluğu ispat edilmiş kişiler için sırf yaşıyor diye hak hâline dönüştürülüyor fakat ne hazindir ki geri dönüşsüz biçimde öldürülen maktule ait olan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - ...hak ve merhametler ise askıya alınıyor. İşte bu hümanizm riyakârlıklarına hiç ama hiç itibar etmiyoruz ve bunu hazmedemediğimiz gibi değerli de bulmuyoruz.
Sayın Başkanım, bir dakika içinde bitiriyorum.
Değerli arkadaşlar, gönül ve barış adamı Mevlâna Celâlettin Rûmi "Fihi Ma Fih" adlı eserinde "İdam suçluyu cezalandırmak için değil, suçsuzu korumak için yapılır." der. Her işlenen suçun, hem ateşin düştüğü yerde hem toplum vicdanında hem de hukukta aynı oranda karşılığı olmalı diye düşünüyoruz.
Bu sebeple, biz, belli suçlar için idam cezasının geri getirilmesini yüce Meclisimize teklif ediyoruz ve bu konu hakkında desteklerinizi istiyoruz. Bu da şudur ki biliyorsunuz, Anayasa'mızın 38'inci maddesiyle idam cezası kaldırılmıştır. Biz, Büyük Birlik Partisi olarak bu maddede bir değişiklik yapılarak, bir, küçük yaştaki çocuklarımızı, kızlarımızı, kadınlarımızı kaçırıp tecavüz ettikten sonra öldüren sapık katiller için ve bir de bizzat kurşunu sıkarak, bombayı patlatarak askerimizi, polisimizi, güvenlik korucularımızı ve sivil vatandaşlarımızı şehit eden teröristler ve bunları azmettirenler için idam cezasının geri getirilmesini arzu ediyoruz ve istiyoruz. Bizim, çocukları istismar edip öldürenler ve terör eylemlerini direkt gerçekleştirenler için idamı istememiz asla siyasi değil, hukuki ve vicdani bir durumdur. Aslına bakarsanız bu aşağılık suçları işleyenlere karşı yaptırımın nasıl olması gerektiğine tek başına ne siyaset ne de hukuk cevap verebilir çünkü vicdan söz konusu olduğunda siyaset de hukuk da cevapsız kalabilmektedir. Biz konunun çözümünün aziz Türk milletinin vicdanında ve reyinde olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple de arzu ettiğimiz idam cezasına ilişkin değişikliğin her şart ve sonuçta aziz milletimize götürülmesini teklif ediyoruz. Biz mazlumların, halkın, sokağın, milletin vicdanının temsilcisi Büyük Birlik Partisi olarak milletin gündemini milletin Meclisine taşıyoruz ve inanıyoruz ki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - ...vicdan sahibi siz değerli milletvekillerimiz buna destek olacaktır. Takdir elbette ki yüce Meclisimizin ve siz değerli milletvekillerimizindir.
Saygıyla arz ederim.