GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Aksaray ilinin tarım sorununa ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:3
Tarih:03.10.2018

AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, çok değerli Aksaraylı hemşehrilerim, büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Son günlerde sağlık çalışanlarımıza yönelik saldırı sayısında üzücü bir artış görülmektedir. Konuşmamın hemen başında, yaşanan olayları şiddetle kınıyor, yetkilileri göreve davet ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aksaray'ın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. 800 hektar yüz ölçümü olan arazinin 405 hektarı tarla arazisi olup bu arazilerin ancak yüzde 34'ü sulanmakta, yüzde 66'sı ise kıraçtır.

Aksaray çiftçisinin çilesi sabah namazıyla başlar, yatsı namazına kadar devam eder. Fiziksel çile bitince yerini düşünsel çile alır; mazot parası, gübre parası, yem parası, elektrik parası, düğün parası, okul masrafı derken sabaha kadar bu çile devam eder, uyku haram olur. Velhasılıkelam, yerelde Aksaray'da, genelde Türkiye'de çiftçinin çilesi ölünce biter. Niye mi?

Geçen yıl 1.600 TL olan gübre fiyatları indirime rağmen 3 bin TL'nin altına düşmemiştir. 4.800 lira olan mazot bugün 6.400 lira olmuştur. Diğer girdilerde de yüzde 80'e varan artışlar meydana gelmiştir. Peki, girdiler bu kadar fahiş oranda artarken çiftçinin ürettiği ürünlerin fiyatları acaba aynı oranda artmış mıdır? Ne gezer, üç yıldır arpa 820-950 TL, buğday 920-1.060 TL civarındadır, mısır 95 kuruşa düşmüştür, şeker pancarında fiyat geçen yılın girdilerine göre hesaplanmış ve taban fiyat olarak 235 lira belirlenmiştir. Oysa bugün çiftçinin bırakın kâr etmesini, zarar etmemesi adına şeker pancarının fiyatının en az 280 TL olması gerekmektedir. Çiftçimizin önünü görebilmesi için bir an önce şeker pancarı kantarlarının da açılması gerekmektedir. Ülkemizin en güzel çerezlik ay çekirdeğini üreten eli nasırlı, gözü yaşlı çiftçi mahsulünü satamamanın üzüntüsü içindedir, alacaklıları kapıya dayanmış, kara kara düşüncelere dalmıştır. Çiftçi 1 liraya düşen sarımsağı sökmeden, tarlasını bu hâliyle sürmüştür zira 1 lira söküm masrafı bile değildir.

Aksaray'ın Bayıraltı çiftçileri diğer çiftçilerimiz gibi perişandır. Tarlasını süren çiftçi tarlasını sürdüğü için ekim yapacağını ancak parası olmadığı için gübre atmayacağını, tarlasını sürmeyen çiftçi ise bu sene ekim yapmayacağını söylüyor. Bu insanlara yazık değil mi, bu insanlara günah değil mi? Türk çiftçisinin arpasına, buğdayına 900 TL'yi çok görenler dışarıdan 1.400 liraya, 1.500 liraya arpa, buğday almaktadır. Çin'den alınan ay çekirdeği yüzünden Aksaray'da ay çekirdeği üreticisi perişan bir hâldedir. Elektrik borcu yüzünden Aksaray'da icralık olmayan çiftçimiz kalmamıştır. Hayvancılık ona keza, sütün litresi 130 kuruş, yemin torbası ise 80-90 TL'dir; insanlar artık hayvanlarını ya kesmeye ya da satmaya başlamışlardır, ahırlarımız boş kalmıştır.

Hükûmetimiz hâlâ neyi bekliyor, neye güveniyor? Her şeyi dışarıdan ala ala ekonominin geldiği durum ortadadır. Krizden dolayı işsiz kalan sanayi işçilerine bir de tarım işçileri eklenecektir. Bu nereye kadar böyle devam eder bilemiyorum. Bu yüksek girdiler nedeniyle ülke tarımı ve hayvancılığının, dolayısıyla ülke ekonomisinin büyük bir zarara uğrayacağı aşikârdır.

Yine, Aksaray'ı bekleyen en büyük tehlikelerden bir tanesi de Aksaray topraklarının çöl olmasıdır. Yeşiltepe, Sultanhanı, Eskil, Yeşilova; bu bölgede Tuz Gölü'nün suları yer altı sularının çekilmesinden dolayı buralara gelmiştir ve zamanla bu topraklar Tuz Gölü'nden dolayı çoraklaşacaktır. Çöl dediğimiz bu bölge, adı gibi çöl hâline gelecektir. Yeşilova beldesinde geçici hak sahibi olan 328 kişi toprak dağıtımını beklemektedir. Aksaray'ın topraklarının çöl olmaması için 100 kilometre uzaklıkta olan Hirfanlı Barajı'ndan veya Kızılırmak'tan tez zamanda bu bölgeye su getirilmesi elzemdir. Bu nedenle demir yolu ve havaalanı bu saatten sonra Aksaray'a devletin bir lütfu değil, boynunun borcudur diyorum.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, yetkilileri göreve davet ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erel.