GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:5
Tarih:09.10.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 27'nci Dönem İkinci Yasama Yılının öncelikle hepimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Şehitlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum.

TBMM İçtüzüğü hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlarım; bilindiği gibi, iç tüzükler parlamentoların nasıl teşkilatlanacağını ve nasıl çalışacağını belirleyen en temel metinlerdir. Bu açıdan bakıldığında, parlamenter siyasetin yöntemini belirleyen ve çerçevesini çizen iç tüzükler meclisin âdeta kalbi niteliğindedir. Bu yüzdendir ki parlamento hukukunda iç tüzükler için genel olarak "sessiz anayasalar" tabiri kullanılmaktadır.

Ülkemizin çok köklü ve önemli bir demokrasi tecrübesi bulunmaktadır. Bizim demokrasi ve parlamento tecrübemiz ve tarihimiz birçok Avrupa ülkesinden daha eskilere gitmektedir. İlk kez 1864 Vilayet Nizamnamesi'yle kurulan vilayet meclisleriyle başlayan demokrasi deneyimimiz 1876 Anayasası'yla birlikte parlamenter monarşi hüviyetine bürünmüştür. 1876'daki Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Âyan Dâhilî Nizamnamesi parlamenter geleneğimizin ilk iç tüzüğü olarak karşımıza çıkmaktadır. İç tüzük metinleri bir yönüyle, oturmuş gelenekler yani teamüller hukukudur, diğer yönüyle ise yaşayan bir hukuktur yani günün şartlarına uyarlanmak zorundadır. Nitekim 1877 tarihinde kabul edilen Dâhîli Nizamnamesi'nden bugüne kadar hâlâ yaşamakta olan kurallarımız olmakla birlikte o tarihten bugüne kadar İç Tüzük'ümüzde birçok değişiklik de yapılmıştır. Kapsamlı iç tüzük değişiklikleri tüm dünya meclislerinde en zor gerçekleştirilen faaliyetlerden birisidir.

Az önce bir söz söylendi "İç tüzüklerini nitelikli çoğunlukla değiştiren ülkeler var." diye. Dünyanın hiçbir parlamentosunda böyle bir nitelikli çoğunluk yok. Yalnızca İsveç Parlamentosunda anayasanın eki olduğu için anayasaya tabi bir sistem oluyor.

MURAT EMİR (Ankara) - Finlandiya ve Romanya'da da var, eksik bilgilendirmişler.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Hayır, hiçbirisinde yok, yalnızca Avrupa Parlamentosunun kendi kuruluş tüzüğünden kaynaklı bir husus var.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sen okurken öyleydi, millet ileriye gidiyor.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Bunun dışında, demokrasi tarihimizde, 1877'de ihdasen ilk defa, 1927 ve 1973'te ilga ve ihdas olarak 2 defa da iç tüzük yaptık. 5 defa anayasa yaptık ancak 3 defa iç tüzük yaptık. Dolayısıyla İç Tüzük'ün değiştirilmesinin zorluğu da burada görülmektedir.

Hepimizin bildiği gibi 6771 sayılı Kanun'la çok köklü bir anayasal değişikliğe gittik. Az önce söylendi, kurullar anayasasından ve demokrasisinden geri döndük. Evet, adı "yüksek kurullar" olan, 1961 Anayasası'yla getirilen ancak Anayasa'nın bugün 6'ncı maddesindeki, şu gerimizde yazan, egemenliği kısıtlayan kurullar bu dönemde egemenliğin gerçek sahibi, doğrudan seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisine ve idare de Cumhurbaşkanlığına verildi. İşte yeni sistemde parlamenter demokrasiden Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uygun bir şekilde değişiklikleri yapmamız ve bunları tamamlamamız gerekiyordu.

Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız da İç Tüzük değişikliği teklifini verdi ve Komisyonda 31 maddenin 30'unun oy birliğiyle değişiklik önergeleri kabul edildi, 1 madde de kural olarak aynı fikirle ve bir konsensüsle sağlandı. Dolayısıyla, bugünkü yapılan İç Tüzük değişikliği esasen Anayasa değişikliğiyle ilgili sistemi düzeltmektedir. "Efendim, otursak, çok daha geniş bir İç Tüzük yapsak daha iyi olacaktı." Mutlaka daha iyi olurdu; iyinin daha iyisi, güzelin daha güzeli var ancak bir şeyi unutmamamız lazım: Bugünkü İç Tüzük Anayasa'ya aykırı. Öyle olunca da Anayasa'ya aykırılığı sürekli gündeme geleceği için bugün de doğru bir iş yaparak, ilk iş olarak İç Tüzük'ü değiştirmekle Meclis yeni yasama dönemine başlıyor ve bundan sonra da inşallah Anayasa'ya uygun bir hâlde değiştireceğimiz İç Tüzük'le de yeni sistem yapılacak.

Üç ana başlıkta İç Tüzük değişikliğini görebiliyoruz.

Birinci başlık mevcut teknik düzenlemeler, sisteme uygunluk yani "gensoru, hükûmet, başbakan, bakanlar kurulu" gibi kavramların yerine "cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan" kavramlarının oluşturulması. Yine, Anayasa'da Cumhurbaşkanlığına verilen nitelikli veto yetkisiyle kanunların reddi hâlinde 301'le, salt çoğunlukla geçmesiyle ilgili hususun düzenlenmesi kabul edilmiştir. Anayasa'da "kanun hükmünde kararname" kavramı kaldırıldığı için Cumhurbaşkanlığı kararnameleri gelmiş ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de Meclis İçtüzüğü'nde yerini almıştır. Eski dönemde Anayasa'ya göre aslında 30 gün içinde çıkarılması gereken kanun hükmünde kararnameler, Meclisten geçmesi gereken kanun hükmünde kararnameler otuz yıldır geçmemiş, hâlâ yürürlükte olan kararnameler vardır. Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ancak üç ay içinde geçmediği taktirde hükümsüz hâle gelecektir.

MURAT EMİR (Ankara) - Olağanüstü hâl kararnameleri...

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Yani otuz yılda geçmeyen kanun hükmünde kararnameler varken şimdi üç ay içinde geçmediği zaman kendiliğinden yürürlükten kalkacak kanun hükmünde kararnameler vardır.

MURAT EMİR (Ankara) - Olağanüstü hâl, olağanüstü hâl... İyi çalışmamışsınız.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Olağanüstü hâl...

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Olağanüstü hâl... Bunların hepsi belli hususlar.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Meclisten geçmez kardeşim, olağanüstü hâl kararnamesi o.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olağanüstü hâl döneminde çıkarılır ve üç ay içerisinde geçmesi gerekir, diğerleri kararnamedir, birbirinden farklı kavramlardır.

MURAT EMİR (Ankara) - Gene çalışmamışsınız ya, gene çalışmamışsınız.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Yine, diğer hususlarda Cumhurbaşkanının vatana ihanet diye esasen 1991 yılında kaldırılan ve ceza kanunlarında olmayan cezai sorumluluğu da yeni sistemde düzenlenmekte ve buna uygun şekilde İç Tüzük düzenlenmektedir. Sıkıyönetim kaldırılmakta, yine, ölüm cezası gibi hususlar İç Tüzük'ten çıkarılmaktadır. Hesapları inceleme komisyonu gibi -adı değişip kaldırılmış- hâlen İç Tüzük'te olan ve idari teşkilatta kaldırılmış olmasına rağmen İç Tüzük'te olan muhafız taburu, da kaldırılmıştır. 15 Temmuzda muhafız taburunun burada olduğunda ne büyük bir sıkıntı yaşayacağımızı hep beraber bilirdik. Geçmişte yapılmış olan kararın nasıl doğru bir karar olduğunu da bugün hep beraber gördük.

Değerli milletvekilleri, üçüncü husus da yine Parlamentomuzun -az önce söylendi- yaşayan hukuk olduğunu ve güçlü teamüller oluşturan hususların da İç Tüzük'e girdiğini ve elektronik bir şekilde gelen kâğıtların milletvekillerine ulaşmasını da buna bir örnek vererek düzenlemeyi söyleyebiliriz.

Az önce bahsettim, tabii, milletvekili arkadaşlarımızın bir kısmı "Efendim, parlamenter sistemde cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar geliyordu, konuşuyordu, burada yeniden parlamenter sisteme geçelim." Anayasa değişikliğini aziz milletimiz kabul etti, o sistem bitti. Parlamento milletin parlamentosu; Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, yürütme milletin yürütmesi. Anayasa Mahkememizin dediği gibi: "Erkler ayrılığı bir medeni iş bölümüdür." Medeni iş bölümü olduğuna göre yine İç Tüzük'ümüze koyduğumuz şekilde acele hâllerde -59'uncu maddede düzenlediğimiz- Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların gelip olağanüstü ve acil konularda bilgi vermesi, komisyonlara da katılıp fikrini söylemesi getirdiğimiz sisteme aykırı değildir; tam tersi, medeni iş birliğine son derece doğru ve güzel bir örnektir.

Değerli arkadaşlar, bir hususu daha burada söylemek istiyorum, az önce ilk başlangıçta da söylenmişti: "Efendim, bu Meclise ait saraylar bir başka yere bağlandı." diye. Meclisimiz bu yıl, Yılmaz Öztuna'nın iki ciltlik, çok güzel Osmanlı tarihini bastı. Fevkalâde güzel. Orada çok açık bir şekilde Yılmaz Öztuna diyor ki: "Bu sarayların hepsi milletindir. Osmanlı'da hiçbir padişahın sarayı yoktur. Padişahın görev süresi bittikten sonra miras kalmaz; devletin malıdır, milletin malıdır. Cumhurbaşkanlığı da bu milletindir, Cumhurbaşkanı da bu milletin cumhurbaşkanıdır, Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu milletindir. Dolayısıyla millete ait olan değerlerin millete ait olmasına devam etmesi de son derece doğrudur. Parlamentomuzun İç Tüzük'ünün Anayasa Komisyonumuzda büyük bir ittifakla, bugünkü Anayasa değişikliğiyle sınırlı olarak kabulü önemli bir başlangıç. Muhalefet şerhlerinin olmaması, oradaki istişare ortamı ve karşılıklı katkıyla emeği geçen bütün arkadaşlarımıza, grup başkan vekillerimize, siyasi partilerimizin temsilcilerine, Komisyon üyelerimize, Komisyon Başkanımıza, Meclis başkan vekilimize ve önergeyi veren Sayın Meclis Başkanımıza teşekkür ediyoruz.

Ümit ediyorum, inşallah, önümüzdeki dönem hep beraber, yeniden, 4'üncü defa sıfırdan bu milletin Meclisi bir iç tüzük yapar diyorum ve hepinize hayırlı günler diliyorum, hayırlı akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkaya.